Ortalama puan
4,2
219 Puanlama
Yedinci Mühür hakkında görüşlerin ?
5,0
14 Aralık 2016 tarihinde eklendi
10 üzerinden 10 gerçek bir kilometre taşı
Bu film hakkın da neler yazılmaz ki ! -Aşk soğuk algınlığı gibi bir salgındır. -Mükemmel olmayan bu dünya da en az mükemmel olan şey aşktır- diyordu karakterlerden Jöns. Filmi izlemiş olan herkesin yapacağı yorum bence aynı cümleyle başlayacaktır; "Bergman'ın yaşam, ölüm, din, inanç üzerine sorgulayıcı bir tavır takındığı felsefi bir başyapıt.." Başyapıt olup olmadığı konusunda kararsızım. Şüphesiz ki sağlam bir film. Hatırlanacak bir film. Pek çok orjinal fikre sahip bir film. Kendisini izletebilen bir film. Ama şurası da bir gerçek ki, zor bir film. Ağır ilerleyen, neredeyse tamamen seyircinin fikir dünyasını hedefleyen, sürekli düşündürmeye çalışan, sorgulamaya zorlayan bir film. Beğendim. Rahatlıkla bir "klasik" olduğunu söyleyebilirim. Ama "başyapıt" biraz iddialı olacaktır. Popüler kültürde en çok "Ölüm ile satranç oynama" sahneleri ile hatırlanır. -Ve film bizlere Antonius Blockla ölümü anlamlandırmaya çalışıyordu hakikati arıyordu, Ölümle oynadığı satranç oyunu ölümü anlamlandırmaktan başka bir şey değildi hani ölse bile en azından satrançta yanıldığım için öldüm diye bilmeliydi.- Sadece o kısmıyla değil, her haliyle farklıdır zaten film. Finali de etkileyicidir. Beğeneni olduğu kadar beğenemeyip burun kıvıranı da vardır. Ne olursa olsun, sağlam bir sinema izleyicisi etiketi istiyorsanız, izlemelisiniz, yorumlamalısınız. Bergman Yedinci Mühürde kendi hayatının baskılarınından yola çıkarak çektiği filmde Orta çağ İsveç'indeki kıyamet korkusu altında yaşayan yalnız bir adamın yaşama dair anlam yüklemelerini sert bir o kadar da çarpıcı bir şekilde gözler önüne seriyor. Çile çekenler, veba, hareketli oyuncular, inanç sisteminin yıpranması gibi unsurların 1950 yılındaki değişiminin insani değerler üzerindeki düşündürücü yanlarını sorgular nitelikte özel bir yapım. Çok güzel bir film. Müthiş bir yönetmenlik dehası. Jöns rolündeki Gunnar Björnstrandın muhteşem performansı ve filmdeki replikleri de gerçekten inanılmaz. Durgun rahatsız etmeyen ses efektleri, aralıklı, akıcı belirli bir tema etrafında gelişen diyalogları ve karanlık kasvetli müzikleri ile insan yaşamı üstüne var oluşsal bir ağıt niteliğinde modern bir şiir. Belki en iyisi olduğu tartışılır ama Bergman’la tanışmama vesile olan bir film. Bu filmde sanki bir büyü var. Yer yer ana temasından uzaklaşır gibi olsa da, kendini hiçbir şekilde izleyiciden soğutmuyor. Bir yönetmene neden usta denilebileceğinin apaçık örneği.. Ellerindeki sınırlı imkanlarla mucizeler meydana getiren sayılı ustalardan biridir Bergman... Herkese göre bir film değil. Çoğu için ise zaman kaybı. Ancak büyük üstadın bu güzel filmi gerçek sinema severler için tam bir fenomen..
5,0
28 Ekim 2010 tarihinde eklendi
Bu filmi izlemeyen varsa kesinlikle izlemeli(Bir arkadaşın tavsiyesi üzerine izlemiştim.)Önceleri bu eski yapıtlarda ne buluyorlar diye kendimi sorgulardım fakat şu an düşüncelerim değişmeye başladı.Eski kült yapımlar da öyle yapımlar var ki şu anki yapıtları toz duman eder.Filmdeki sorgulamalar,ölüm meleğiyle olan satranç mücadelesi mükemmel...Saygılarımla...
5,0
12 Temmuz 2006 tarihinde eklendi
beLki en iyisi olduğu tartışıLır ama Bergman’ın kesinLikLe en sevdiğin fiLmi.bu fiLmde sanki bir büyü var.yer yer ana temasından uzaklaşır gibi oLsa da,kendini hiçbir şekilde izLeyiciden soğutmuyor.tam yan karakterLere veriLen sürenin biraz fazLa oLduğun düşünüLeceği sırada 'öLüm' sahneye çıkıveriyor.özeLLikLe fiLmin son sahneLerine doğru geriLimim en yüksek seviyeye çıktı,merakım büyük bir cavaba ihtiyaç duydu ki filmden hiç kopamadım...fiLmde geçen neredeyse bütün repLikLer,konuşmaLar sinema tarihine geçecek cinsten.her bir cümLe üzerine saatLerce konuşulabiLir.hepsi özenle yazılmış,şiirseL bir şekiLde işLenmiş...Max Von Sydow kensi sahneLerinde karizmasıyLa ekranı oldukça doLduruyor ama bunda asıL pay Bergman’ın büyüLeyici kamerasında kanımca.görüntüLerin güzeLLiği,kamerayı nereye koyucağını biLmesi Bergman’ı en büyük yönetmenLerden biri yapan ayrıntılar oLsa gerek...bütünüyLe büyük bir şaheser,defaLarca izLenmesi gerek...
5,0
19 Ekim 2006 tarihinde eklendi
Haçlı seferleri sırasında veba illetiyle boğuşan insanların arasında ölümle yüzleşen bir şövalyenin tanrıyı aramasını anlatan bir başyapıt.
5,0
2 Nisan 2006 tarihinde eklendi
İngmar Bergman’ın en ünlü filmi.Hayatı ve ölümü, ölümün hayattaki yerini sorgulayan bir kült.Son sahnesi akıllara kazınıyor adeta..
5,0
10 Şubat 2011 tarihinde eklendi
Bu film hakkın da neler yazılmaz ki !

-Aşk soğuk algılığı gibi bir salğındır
-Mükemmel olmayan bu dünya da en az mükemmel olan şey aşktır
-Aşk mükemmelikten uzak en mükemmel uzaklıktadır.

diyordu karakterlerden jons
Ve film bizlere Antonius Blockla ölümü anlamlandırmaya çalışıyordu hakikati arıyordu,
Ölümle oynadığı satranç oyunu ölümü anlamlandırmaktan başka birşey değildi,Hani ölse bile en azından satrançta yanildiğim için öldüm diye bilmeliydi.
Ah ölüm ah, sana ne kadar kendimizi hazırlaya biliyoruz ki, hangimiz acaba ciddiye alıyoruz seni,bu hayat böyle mi? devam edecek zannediyoruz, hiç yaşlanmıyacakmıyız yada hiç ölmeyecekmiyiz Sadece ertelediğimizi sandığımız sen bir gün kapımıza geleceksin ve biz seni beklemiyorduk daha gencim mi diyecegiz!,
Bergmanın bir söyleşisinde söylediği şu sözler ölümün acısından korkmuuyorum sadece korktuğum ölümden sonra uyanamayacagım korkunç rüyalar görmek beni ürkütüyor. Ama bergman ben korkmuyorum çünkü ölüm bir rüyanın başlangıcı değil ,bir rüyaların sonundan başkası degildir.
,O zaman hakikat tecelli edecek, o zaman en güzele ulaşacagız. bergman, ölüm ölüm dediğin nedir ki gülüm ben senin için yaşamayı göze almışım
5,0
21 Mayıs 2016 tarihinde eklendi
...Yönetmenin kafa karışıklığı kuşkusuz tanrı olgusunu tartışmaya açan filmler arasında bu yapımın çok farklı bir yerde olmasını sağlıyor. Tam olarak belli bir kalıba sığmayan, ortaya fikirleri atan ve gerisini izleyiciye bırakan bir filme dönüşüyor Det sjunde inseglet haliyle. Dahası yönetmenin yalnızca düşünsel değil, filmin yan öykülerinde de aynı çeşitliliği kullanması filmin yavan bir din eleştirisi olarak kalmasına da engel oluyor. Gezici kumpanyanın eğlenceli gösterisinin ölüm, korku ve tehdit saçan bir takım koyu inançlılar tarafından bölünmesi; bir yanda veba salgın halinde ilerlerken öte yanda insanların bundan habersiz gibi mutlu ve doğayla iç içe bir hayat sürmeleri gibi çok zıt ama her nasıl oluyorsa aynı evrene ait gibi duran sahneler fantastik de olsa kendi içerisinde gerçekçi bir dünya tasviri oluşturuyor. Dolayısıyla çoklu kişilik bozukluğu ürünü gibi duran bu film, usta yönetmenin düpedüz tanrıya karşı olmasa da dinlere duyduğu nefreti göstermesi; buna karşın hayatın güzelliklerini, aile yaşamını, doğayı övmesi için de iyi -değerlendirilmiş- bir fırsat!...
5,0
12 Eylül 2013 tarihinde eklendi
bergmandan yine ince işlenmiş bir film, herkese hitap etmeyebilir ama klasik mertebesine geçmiştir.
Daha Fazlasını Göster