Ortalama puan
4,2
219 Puanlama
Yedinci Mühür hakkında görüşlerin ?
3,5
8 Aralık 2024 tarihinde eklendi
konusu cok iyi eski film sevenler icin guzel bir film
2,0
6 Ağustos 2024 tarihinde eklendi
Eminim senatyosu mükemmeldir ama iyi işlenmediği kesin görüntü yönetmeninin ayrıca tebrik ediyorum kamera açıları çok hoşuma gitti
3,5
12 Ocak 2024 tarihinde eklendi
Felsefi ilişki bakımından bakarsak film başarılı. Şahsen pek hoşuma gitmeyen bir filmdi. Daha doğrusu bana hitap etmedi. İzlemek zorunda olduğum için izledim desem daha doğru olur. 1957 yapımı bir film sonuçta. O zamanın şartlarına göre baktığımızda Ingmar Bergman mükemmel bir iş çıkartmış. Kurgusu, çekim teknikleri, senaryosu o zamana göre kaliteli bir iş yapılmış. Bergman severlerin izlemesi gereken filmlerden birisi...
4,0
4 Haziran 2023 tarihinde eklendi
Bergman'ın tüm filmlerini izlemeye çabalıyorum. Bu yönetmenin özgün yapısı çekiyor beni. Onda mitosla logos içiçedir. Dini ögeleri ve dine dayanarak yapılan savaşları felsefi ve psikolojik açıdan sorgulamakta, izleyeciye de sorgulatmaktadır. "ölümle satranç oynamak", "ölümün yaşayanları dansa davet etmesi" tek başına üzerinde saatlerce yorum yapılabilecek metaforlardır. Hiç unumtayacağım bir sahnedir satranç. Ayrıca oyunculara bakış açısı ve filmin sonunda oyuncunun hayal gücüne yapılan vurgu da ilginçtir. Film sinemadan ziyade tiyatroya yakın. Diyaloglar düşündürücü. Sanatsal yapısı güçlü bir film.
2,0
24 Nisan 2020 tarihinde eklendi
Felsefi yönü ağır, alegorik, şövalyenin ölümle konuştuğu sahneler düşündürücü ama onun dışında durağan sıkıcı bir film... 4/10
0,5
28 Kasım 2017 tarihinde eklendi
Bir adam azraile karşı satranç oynarken; hayat ile, ölüm ile, tanrının var oluşu ile ilgili bazı cevaplar arıyor. Bu arada ölüm ile satranç oynama fikri çok ama çok özgün ve çok dahice. Bu fikir, her ne kadar
filmin özü gibi görünse de, yanından bile geçmiyor. Sadece alt bir hikaye.

Filmin IMDb puanını bu kadar yüksek görünce ve özetini okuyunca çok iyi bir şey beklemiştim, sonuçta Bergman gibi bir usta yapmış. Zaten genellikle böyle filmleri severim, hele filmde iyi bir hikaye ve iyi bir karakter alt yapası varsa o filme taparım. Ama bu filmde hiçbiri yoktu.

Filmde hikaye denen hiçbir şey yok. İtiraz edemem, başlangıç sahnesi ilginç görünüyordu. Daha sonra beni büyüleyecek ya da bana filmin sonunu merak ettirecek bir şey bekliyordum ama yoktu. Filmin birçok sahnesi ilginizi hiç çekmiyor. İlerleme o kadar yavaştı ki sanki 90 dakikalık bir film değil de 150 dakikalık film izlemiş gibi hissettim. Diyaloglar o kadar kötüydü ki sürekli dikkatim dağılıyordu. Block ile ölüm arasında çok az sahne vardı, üstelik ekrana geldiklerinde ise pek fazla heyecan alamadım. Filmde bağlanacak bir karakter yoktu, sadece rastgele karakterler vardı, isimlerini bile duymuyorsunuz. Kısaca, bu başyapıtı(!) herkesin anladığı kadar anlayacak beynim yok.

Bazıları filmde olan her sahneyi, her diyaloğu ayrıntılarına kadar inceleyip Bergman'ın ne demek istediğini yorumlayabilirler ve onlara da sonsuz saygım var. Ama benim gözümde bu filmin incelenmeye değecek hiçbir tarafı yok.
5,0
14 Aralık 2016 tarihinde eklendi
10 üzerinden 10 gerçek bir kilometre taşı
Bu film hakkın da neler yazılmaz ki ! -Aşk soğuk algınlığı gibi bir salgındır. -Mükemmel olmayan bu dünya da en az mükemmel olan şey aşktır- diyordu karakterlerden Jöns. Filmi izlemiş olan herkesin yapacağı yorum bence aynı cümleyle başlayacaktır; "Bergman'ın yaşam, ölüm, din, inanç üzerine sorgulayıcı bir tavır takındığı felsefi bir başyapıt.." Başyapıt olup olmadığı konusunda kararsızım. Şüphesiz ki sağlam bir film. Hatırlanacak bir film. Pek çok orjinal fikre sahip bir film. Kendisini izletebilen bir film. Ama şurası da bir gerçek ki, zor bir film. Ağır ilerleyen, neredeyse tamamen seyircinin fikir dünyasını hedefleyen, sürekli düşündürmeye çalışan, sorgulamaya zorlayan bir film. Beğendim. Rahatlıkla bir "klasik" olduğunu söyleyebilirim. Ama "başyapıt" biraz iddialı olacaktır. Popüler kültürde en çok "Ölüm ile satranç oynama" sahneleri ile hatırlanır. -Ve film bizlere Antonius Blockla ölümü anlamlandırmaya çalışıyordu hakikati arıyordu, Ölümle oynadığı satranç oyunu ölümü anlamlandırmaktan başka bir şey değildi hani ölse bile en azından satrançta yanıldığım için öldüm diye bilmeliydi.- Sadece o kısmıyla değil, her haliyle farklıdır zaten film. Finali de etkileyicidir. Beğeneni olduğu kadar beğenemeyip burun kıvıranı da vardır. Ne olursa olsun, sağlam bir sinema izleyicisi etiketi istiyorsanız, izlemelisiniz, yorumlamalısınız. Bergman Yedinci Mühürde kendi hayatının baskılarınından yola çıkarak çektiği filmde Orta çağ İsveç'indeki kıyamet korkusu altında yaşayan yalnız bir adamın yaşama dair anlam yüklemelerini sert bir o kadar da çarpıcı bir şekilde gözler önüne seriyor. Çile çekenler, veba, hareketli oyuncular, inanç sisteminin yıpranması gibi unsurların 1950 yılındaki değişiminin insani değerler üzerindeki düşündürücü yanlarını sorgular nitelikte özel bir yapım. Çok güzel bir film. Müthiş bir yönetmenlik dehası. Jöns rolündeki Gunnar Björnstrandın muhteşem performansı ve filmdeki replikleri de gerçekten inanılmaz. Durgun rahatsız etmeyen ses efektleri, aralıklı, akıcı belirli bir tema etrafında gelişen diyalogları ve karanlık kasvetli müzikleri ile insan yaşamı üstüne var oluşsal bir ağıt niteliğinde modern bir şiir. Belki en iyisi olduğu tartışılır ama Bergman’la tanışmama vesile olan bir film. Bu filmde sanki bir büyü var. Yer yer ana temasından uzaklaşır gibi olsa da, kendini hiçbir şekilde izleyiciden soğutmuyor. Bir yönetmene neden usta denilebileceğinin apaçık örneği.. Ellerindeki sınırlı imkanlarla mucizeler meydana getiren sayılı ustalardan biridir Bergman... Herkese göre bir film değil. Çoğu için ise zaman kaybı. Ancak büyük üstadın bu güzel filmi gerçek sinema severler için tam bir fenomen..
5,0
21 Mayıs 2016 tarihinde eklendi
...Yönetmenin kafa karışıklığı kuşkusuz tanrı olgusunu tartışmaya açan filmler arasında bu yapımın çok farklı bir yerde olmasını sağlıyor. Tam olarak belli bir kalıba sığmayan, ortaya fikirleri atan ve gerisini izleyiciye bırakan bir filme dönüşüyor Det sjunde inseglet haliyle. Dahası yönetmenin yalnızca düşünsel değil, filmin yan öykülerinde de aynı çeşitliliği kullanması filmin yavan bir din eleştirisi olarak kalmasına da engel oluyor. Gezici kumpanyanın eğlenceli gösterisinin ölüm, korku ve tehdit saçan bir takım koyu inançlılar tarafından bölünmesi; bir yanda veba salgın halinde ilerlerken öte yanda insanların bundan habersiz gibi mutlu ve doğayla iç içe bir hayat sürmeleri gibi çok zıt ama her nasıl oluyorsa aynı evrene ait gibi duran sahneler fantastik de olsa kendi içerisinde gerçekçi bir dünya tasviri oluşturuyor. Dolayısıyla çoklu kişilik bozukluğu ürünü gibi duran bu film, usta yönetmenin düpedüz tanrıya karşı olmasa da dinlere duyduğu nefreti göstermesi; buna karşın hayatın güzelliklerini, aile yaşamını, doğayı övmesi için de iyi -değerlendirilmiş- bir fırsat!...
3,0
18 Mayıs 2015 tarihinde eklendi
Konusu ilgi çekiydi kabul ama işleyiş olarak hoşuma gitmedi pek,fazlasıyla masalsı ve kendine çekemiyor sizi,önemli filmler arasında gösteriliyor ama benim notum 7/10
2,0
23 Ekim 2014 tarihinde eklendi
filmin konusu iyi olabilir fakat işlenişi kesinlikle sıkıcı 4/10
4,0
24 Temmuz 2012 tarihinde eklendi
Filmi izlemiş olan herkesin yapacağı yorum bence aynı cümleyle başlayacaktır; "Bergman'ın yaşam,ölüm,din,inanç üzerine sorgulayıcı bir tavır takındığı felsefi bir başyapıt" gibi bir cümle. Başyapıt olup olmadığı konusunda kararsızım. Şüphesiz ki sağlam bir film. Hatırlanacak bir film. Pek çok orjinal fikre sahip bir film. Kendisini izletebilen bir film. Ama şurası da bir gerçek ki, zor bir film. Ağır ilerleyen, neredeyse tamamen seyircinin fikir dünyasını hedefleyen, sürekli düşündürmeye çalışan, sorgulamaya zorlayan bir film. Beğendim. Ama bazı izleyicilerin abarttığını da düşünüyorum. Rahatlıkla bir "klasik" olduğunu söyleyebilirim. Ama "başyapıt" biraz iddialı olacaktır. Popüler kültürde en çok "Ölüm ile satranç oynama" sahneleri ile hatırlanır. Sadece o kısmıyla değil, her haliyle farklıdır zaten film. Finali de etkileyicidir. Beğeneni olduğu kadar beğenemeyip burun kıvıranı da vardır. Ne olursa olsun, sağlam bir sinema izleyicisi etiketi istiyorsanız, izlemelisiniz, yorumlamalısınız.
4,0
23 Nisan 2012 tarihinde eklendi
On yıl süren Haçlı seferinden dönen yorgun, mağrur ve tanrıya inancını kaybetmiş bir şovalye ölümle karşılaşır ve biraz daha yaşamak son kez anlamlı bir şey yapmak (hayatını boşu boşuna yaşamadığını hissetmek için önemli bir şey yapmak) için Azraile satranç oynamayı önerir.Bir kaç gün sürecek olan satranç oyunu sırasında kalesine sevgili karısını dönmek için aralık vermeden yolculuğuna devam eder, vebanın kasıp kavurduğu avrupada bu kısa yolculukl sırasında her türden insanla yolu kesişecektir. (zamanında haçlı seferi için insanları ikna etmiş şuan ölüleri soyan iki yüzlü bir papazda dahil) Bergman bir çok filminde olduğu gibi ölümü, yaşamı, tanrı ve dinin insan üzerindeki gücünü ve etkisini sorguluyor, özellikle ilk bir saati tıkır tıkır işliyor ama ondan senaryo biraz çıkmaza giriyor sorguladıklarının altını yeteri kadar dolduramıyor, oyuncular fazla abartılı performanslar sergiliyor, ve sonu yeteri kadar etkileyici ve vurucu olamıyor, yinede seğredilmesi gereken bir film. 10/8
4,0
13 Ekim 2012 tarihinde eklendi
Izlenmesi gereken bir film.Söyle diyim size belki felsefiden anlamiyor olabilirsiniz ya da felsefik filmleri de pek sevmiyor olabilirsiniz ama bu film farkli.Repliklerden bazilari çok saglam hani bir filmde bir olay bir olaya bir anda baglanirda vay be dersin ya bu filmde de replikler için bu dedigim sey geçerli karakterlerden biri saglam bir replik söylüyor ve vay be bu çok iyiydi diyorsun.Çok fazla farkli mekan ve kisilerle geçmiyor belki ama filmde yasanan bazi olaylar o kadar güzel ve gerçekte disi ki izlerken insan ister istemez keyif aliyor ve sikilmiyor zaten filmi biraz izledikten sonra film hemen izleyeni kendine çekiyor.Filmi izlemeden önce eski filmdir felsefik bir filmdir onun için sikicidir diye düsünmeyin gerçekten akici,farkli ve saglam bir film.Oyunculuklar gayet iyi fakat ben filmin müziklerini pek begenmedim.Film her ne kadar ciddi bir film gibi dursa da zaman zaman komik sahnelere de yer verilmis.Son olarak ben filmi begendim gerçekten saglam bir yapim replikler olsun,yasanilan olaylar olsun hem farkli hem de izlemesi gayet keyifli bir film,çekinmeden izleyin derim.

8/10
5,0
10 Şubat 2011 tarihinde eklendi
Bu film hakkın da neler yazılmaz ki !

-Aşk soğuk algılığı gibi bir salğındır
-Mükemmel olmayan bu dünya da en az mükemmel olan şey aşktır
-Aşk mükemmelikten uzak en mükemmel uzaklıktadır.

diyordu karakterlerden jons
Ve film bizlere Antonius Blockla ölümü anlamlandırmaya çalışıyordu hakikati arıyordu,
Ölümle oynadığı satranç oyunu ölümü anlamlandırmaktan başka birşey değildi,Hani ölse bile en azından satrançta yanildiğim için öldüm diye bilmeliydi.
Ah ölüm ah, sana ne kadar kendimizi hazırlaya biliyoruz ki, hangimiz acaba ciddiye alıyoruz seni,bu hayat böyle mi? devam edecek zannediyoruz, hiç yaşlanmıyacakmıyız yada hiç ölmeyecekmiyiz Sadece ertelediğimizi sandığımız sen bir gün kapımıza geleceksin ve biz seni beklemiyorduk daha gencim mi diyecegiz!,
Bergmanın bir söyleşisinde söylediği şu sözler ölümün acısından korkmuuyorum sadece korktuğum ölümden sonra uyanamayacagım korkunç rüyalar görmek beni ürkütüyor. Ama bergman ben korkmuyorum çünkü ölüm bir rüyanın başlangıcı değil ,bir rüyaların sonundan başkası degildir.
,O zaman hakikat tecelli edecek, o zaman en güzele ulaşacagız. bergman, ölüm ölüm dediğin nedir ki gülüm ben senin için yaşamayı göze almışım
3,5
12 Aralık 2010 tarihinde eklendi
7 puan alır benden daha fazlası değil.Harika sahnelerin olduğuna katılıyorum.Özellikle satranç sahnesi sinema tarihine adını altın harflerle kazımıştır ancak anlatımdaki şiirsellik beni bunalttı bir süreden sonra.
Daha Fazlasını Göster