En yararlı eleştirilerEn yenilerEn çok eleştiri yazmış üyelerEn çok takip edilen üyeler
Filtrele:
Hepsi
naked-soul
Takipçi
561 değerlendirmeler
Takip Et!
4,0
26 Eylül 2008 tarihinde eklendi
bir yönetmene neden usta denilebileceğinin apaçık örneği...geçenlerde arkadaşımla sinemada yönetmenlik konusunda sohbet ediyorduk,'eskiden yönetmenler sinema sanatına yakışır eserler üretiyorlardı,gelişen teknoloji sinemasal anlamda teknikleri kullanmada yönetmenleri körelttii' gibi bir söylem ortaya çıktı. gerçekten de öyle,ellerindeki sınırlı imkanlarla mucizeler meydana getiren sayılı ustalardan biridir bergman...
Konusu ilgi çekiydi kabul ama işleyiş olarak hoşuma gitmedi pek,fazlasıyla masalsı ve kendine çekemiyor sizi,önemli filmler arasında gösteriliyor ama benim notum 7/10
Filmi izlemiş olan herkesin yapacağı yorum bence aynı cümleyle başlayacaktır; "Bergman'ın yaşam,ölüm,din,inanç üzerine sorgulayıcı bir tavır takındığı felsefi bir başyapıt" gibi bir cümle. Başyapıt olup olmadığı konusunda kararsızım. Şüphesiz ki sağlam bir film. Hatırlanacak bir film. Pek çok orjinal fikre sahip bir film. Kendisini izletebilen bir film. Ama şurası da bir gerçek ki, zor bir film. Ağır ilerleyen, neredeyse tamamen seyircinin fikir dünyasını hedefleyen, sürekli düşündürmeye çalışan, sorgulamaya zorlayan bir film. Beğendim. Ama bazı izleyicilerin abarttığını da düşünüyorum. Rahatlıkla bir "klasik" olduğunu söyleyebilirim. Ama "başyapıt" biraz iddialı olacaktır. Popüler kültürde en çok "Ölüm ile satranç oynama" sahneleri ile hatırlanır. Sadece o kısmıyla değil, her haliyle farklıdır zaten film. Finali de etkileyicidir. Beğeneni olduğu kadar beğenemeyip burun kıvıranı da vardır. Ne olursa olsun, sağlam bir sinema izleyicisi etiketi istiyorsanız, izlemelisiniz, yorumlamalısınız.
10 üzerinden 10 gerçek bir kilometre taşı Bu film hakkın da neler yazılmaz ki ! -Aşk soğuk algınlığı gibi bir salgındır. -Mükemmel olmayan bu dünya da en az mükemmel olan şey aşktır- diyordu karakterlerden Jöns. Filmi izlemiş olan herkesin yapacağı yorum bence aynı cümleyle başlayacaktır; "Bergman'ın yaşam, ölüm, din, inanç üzerine sorgulayıcı bir tavır takındığı felsefi bir başyapıt.." Başyapıt olup olmadığı konusunda kararsızım. Şüphesiz ki sağlam bir film. Hatırlanacak bir film. Pek çok orjinal fikre sahip bir film. Kendisini izletebilen bir film. Ama şurası da bir gerçek ki, zor bir film. Ağır ilerleyen, neredeyse tamamen seyircinin fikir dünyasını hedefleyen, sürekli düşündürmeye çalışan, sorgulamaya zorlayan bir film. Beğendim. Rahatlıkla bir "klasik" olduğunu söyleyebilirim. Ama "başyapıt" biraz iddialı olacaktır. Popüler kültürde en çok "Ölüm ile satranç oynama" sahneleri ile hatırlanır. -Ve film bizlere Antonius Blockla ölümü anlamlandırmaya çalışıyordu hakikati arıyordu, Ölümle oynadığı satranç oyunu ölümü anlamlandırmaktan başka bir şey değildi hani ölse bile en azından satrançta yanıldığım için öldüm diye bilmeliydi.- Sadece o kısmıyla değil, her haliyle farklıdır zaten film. Finali de etkileyicidir. Beğeneni olduğu kadar beğenemeyip burun kıvıranı da vardır. Ne olursa olsun, sağlam bir sinema izleyicisi etiketi istiyorsanız, izlemelisiniz, yorumlamalısınız. Bergman Yedinci Mühürde kendi hayatının baskılarınından yola çıkarak çektiği filmde Orta çağ İsveç'indeki kıyamet korkusu altında yaşayan yalnız bir adamın yaşama dair anlam yüklemelerini sert bir o kadar da çarpıcı bir şekilde gözler önüne seriyor. Çile çekenler, veba, hareketli oyuncular, inanç sisteminin yıpranması gibi unsurların 1950 yılındaki değişiminin insani değerler üzerindeki düşündürücü yanlarını sorgular nitelikte özel bir yapım. Çok güzel bir film. Müthiş bir yönetmenlik dehası. Jöns rolündeki Gunnar Björnstrandın muhteşem performansı ve filmdeki replikleri de gerçekten inanılmaz. Durgun rahatsız etmeyen ses efektleri, aralıklı, akıcı belirli bir tema etrafında gelişen diyalogları ve karanlık kasvetli müzikleri ile insan yaşamı üstüne var oluşsal bir ağıt niteliğinde modern bir şiir. Belki en iyisi olduğu tartışılır ama Bergman’la tanışmama vesile olan bir film. Bu filmde sanki bir büyü var. Yer yer ana temasından uzaklaşır gibi olsa da, kendini hiçbir şekilde izleyiciden soğutmuyor. Bir yönetmene neden usta denilebileceğinin apaçık örneği.. Ellerindeki sınırlı imkanlarla mucizeler meydana getiren sayılı ustalardan biridir Bergman... Herkese göre bir film değil. Çoğu için ise zaman kaybı. Ancak büyük üstadın bu güzel filmi gerçek sinema severler için tam bir fenomen..
Bu filmi izlemeyen varsa kesinlikle izlemeli(Bir arkadaşın tavsiyesi üzerine izlemiştim.)Önceleri bu eski yapıtlarda ne buluyorlar diye kendimi sorgulardım fakat şu an düşüncelerim değişmeye başladı.Eski kült yapımlar da öyle yapımlar var ki şu anki yapıtları toz duman eder.Filmdeki sorgulamalar,ölüm meleğiyle olan satranç mücadelesi mükemmel...Saygılarımla...
Izlenmesi gereken bir film.Söyle diyim size belki felsefiden anlamiyor olabilirsiniz ya da felsefik filmleri de pek sevmiyor olabilirsiniz ama bu film farkli.Repliklerden bazilari çok saglam hani bir filmde bir olay bir olaya bir anda baglanirda vay be dersin ya bu filmde de replikler için bu dedigim sey geçerli karakterlerden biri saglam bir replik söylüyor ve vay be bu çok iyiydi diyorsun.Çok fazla farkli mekan ve kisilerle geçmiyor belki ama filmde yasanan bazi olaylar o kadar güzel ve gerçekte disi ki izlerken insan ister istemez keyif aliyor ve sikilmiyor zaten filmi biraz izledikten sonra film hemen izleyeni kendine çekiyor.Filmi izlemeden önce eski filmdir felsefik bir filmdir onun için sikicidir diye düsünmeyin gerçekten akici,farkli ve saglam bir film.Oyunculuklar gayet iyi fakat ben filmin müziklerini pek begenmedim.Film her ne kadar ciddi bir film gibi dursa da zaman zaman komik sahnelere de yer verilmis.Son olarak ben filmi begendim gerçekten saglam bir yapim replikler olsun,yasanilan olaylar olsun hem farkli hem de izlemesi gayet keyifli bir film,çekinmeden izleyin derim.
beLki en iyisi olduğu tartışıLır ama Bergman’ın kesinLikLe en sevdiğin fiLmi.bu fiLmde sanki bir büyü var.yer yer ana temasından uzaklaşır gibi oLsa da,kendini hiçbir şekilde izLeyiciden soğutmuyor.tam yan karakterLere veriLen sürenin biraz fazLa oLduğun düşünüLeceği sırada 'öLüm' sahneye çıkıveriyor.özeLLikLe fiLmin son sahneLerine doğru geriLimim en yüksek seviyeye çıktı,merakım büyük bir cavaba ihtiyaç duydu ki filmden hiç kopamadım...fiLmde geçen neredeyse bütün repLikLer,konuşmaLar sinema tarihine geçecek cinsten.her bir cümLe üzerine saatLerce konuşulabiLir.hepsi özenle yazılmış,şiirseL bir şekiLde işLenmiş...Max Von Sydow kensi sahneLerinde karizmasıyLa ekranı oldukça doLduruyor ama bunda asıL pay Bergman’ın büyüLeyici kamerasında kanımca.görüntüLerin güzeLLiği,kamerayı nereye koyucağını biLmesi Bergman’ı en büyük yönetmenLerden biri yapan ayrıntılar oLsa gerek...bütünüyLe büyük bir şaheser,defaLarca izLenmesi gerek...
Seventh Seal,birbirinden farklı hikayeleri olan bir grup insanı bir yolculukta biraraya getiriyor.Bir şovalye ve yardımcısı,gezici tiyatroda oyunlar sergileyen karı koca ve bir adam,Karısını kaybetmiş bir demirci,hırsızın saldırdığı kimsesiz bir kadın..Herkes haçlı savaşları dönemindeki vebadan korkmakta.Bu arada Şovalye Ölümle satranç oynayarak ömrünü uzatıyor ve bu arada Hayata dair soruların cevaplarını arıyor.Konusu gayet güzel olan bir klasik.özellikle Ölümü oynayan aktörün performansı görülmeli.
Bergman en sevdiğim yönetmendir. Objektif konuşmak gerekirse bu film fazlasıyla abartılmış. Tanrı inancını sorgulayan dramatik diyaloglar ve ölümle satranç oynama gibi dahice planmış kurgusu dışında pek fazla birşey yok. Yine de izleyin...
7 puan alır benden daha fazlası değil.Harika sahnelerin olduğuna katılıyorum.Özellikle satranç sahnesi sinema tarihine adını altın harflerle kazımıştır ancak anlatımdaki şiirsellik beni bunalttı bir süreden sonra.
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.