Nikita eleştirileri

Peşinden, bir Hollywood uyarlaması ve iki TV dizisi yapılan, sıkı Fransız aksiyonu. Luc Besson un "Leon" öncesi ilk çıkışı...

Luc Besson kariyerinin başlarında, henüz 30'lu yaşlarına yeni girerken çok önemli filmlere imza attı. Oldukça beğendiğim "Derinlik Sarhoşluğu"nun ardından, asıl tanınmasını sağlayan "Leon"un habercisi olan "Nikita"yı çekti. Oyuncu kadrosunun kusursuzluğu bir yana, Besson'un imza hamleleri, konuyu ve sahneleri ele alışı, aksiyon anlayışı, başarılı komedi-dram harmanları, hepsi de gelecekteki işlerinin bir ön gösterimi adeta. Son dönemde 90'lı yıllardaki başarısından uzak gözükse de, "Lucy" ile tekrar eski günlere selam çakmayı başardı. Onun dışında genellikle "Arthur" serisi ile uğraştı yönetmen olarak. Diğer bazı önemli aksiyonlarda yazar olarak yer almayı sürdürdü. İlk saniyesinden itibaren 80li 90lı yılları iliklerinize kadar hissedeceğiniz, sürükleyici hikayesi, baş karakterine anında alıştırması ve kısa ancak başarılı denebilecek aksiyon sahneleri ile "Nikita" izlemeyenlerin gözünü kırpmadan tercih edebileceği, günümüz seyircisine belki çok büyük yenilikler vaat etmeyen (son yıllarda bu türdeki filmler çok daha farklı tarzlarda çekiliyor ne de olsa) ancak seçici sinema seyircisinin hayran kalacağı bir yapım.

Sonu daha etkileyici olabilirdi,luc besson olduğu için izledim;fena değil genel yorumum 7/10

`` Bir Tetikçi Doğuyor ´´Bir soygun sırasında polisi öldürerek,genç yaşında ömür boyu hapse mahkum olan Nıkıta için bir seçim şansı doğmuştur.Ya eğitimden geçerek ülkesi için iyi bir tetikçi olacak,ya da zaten hazır olan kabristanı onu beklemektedir.Fransız sinemasının seçkin sanatçılarından Luc Besson,The Bıg Blue ile isim yaptığı sanat macerasına Nıkıta ile devam ediyordu 90'lı yıllarda.Senaristliğini de kendisi yaptığı için,gerçekleştirmek istediklerinde bir sınır söz konusu değil yapım için.Sinema dünyasında en iyi tetikçi karakterleri arasında,The Brıde {Uma Thurman / Kıll Bıll Volume 1 & 2} doğana kadar,tek kadın olması da filmin kendi içerisinde bir özelliği.Besson'un çoğu yapımında müzisyen olarak yer alan Erıc Serra,bu filmde 80 / 90 yıllarının müziğinin fazla dışına çıkmayan müzikleri fena değildi.Luc Besson'un sözlerini yazıp,performansını kendi seslendirdiği The Dark Sıde Of Tıme parçasının yanı sıra,Lets Welcome Vıctor & The Sentence en dikkat çekenlerdi.Anne Parıllaud'un harika performansının yanında,kısa süreli rolüne rağmen Jean Reno çok iyiydi.Neden Besson,Reno'yu hikayeye daha erken dahil etmedi diye de düşünmeden edemedim.Suç dünyasıyla kapanmaz bir derdi olan Luc Besson,bu filmde de sonradan gerçekleştirdiği yapımlar gibi,asıl hedefi aksiyon değil.Aslında konuları itibariyle izleyici sürükleyici bir tempoda bir yapım izleyeceğini düşünürken,Besson bağlılık & duyguya filmde daha fazla önem veriyor.Filmin gelen başarısıyla 3 yıl sonra,başrolünde Brıdget Fonda'nın olduğu The Assassın ismi ile Hollywood versiyonu & Besson'un senarsitliğini yaptığı,1997 / 2001 yılları arasında TV Dizisi yapılmıştır.Hatalar yaptım genç yaşımda bu hale düştüm.Ardımda elini uzatacak kimsem yok.Olsaydı da zaten geri çevirirdim ben bu aklımla.Şimdi ya öleceksin ya öldüreceksin diyorlar.Elim silah tutacak,kadınlığımı keşfedeceğim.Bu yük bana ağır mı gelir,yapabilir miyim bilmiyorum.Hayat yine yollarımda çalışma yapıyor.Altın Küre'de En İyi Yabancı Film dalında yarışmış,Cesar'da En İyi Kadın Oyucu Ödülünü almasının yanı sıra 8 ayrı dalda adaylığı olan filmi,aksiyon yönünde çok fazla beklentiye girmeden,Luc Besson'un 4 yıl sonra gerçekleştireceği Leon yapımının sanki bir ön hazırlığı olan filmi tercih edebilirsiniz.Filmden birkaç replik...* Sınır tanımayan 2 şey vardır.Dişilik & bundan faydalanmanın yolları.* Durduramayacağın şeyi başlatma.* Cazibem yanıltıcıdır,hemen anlaşılmaz.* Sihirbazlık yap,zor kullanma.Teşekkürler vaktinizi ayırıp okuduğunuz için..

Leon ile falan kıyas kabul etmez seviyede bir film olsada en azından L.Bessonun son yıllarda önderliğini yaptığı popcorn filmlerinden çok daha kalite ve iyi bir film.Finali biraz daha tatminkar olabilirdi.10/7

gecenin bir yarısı uykumdan fedakarlık edip bu filmi izlediğime inanamıyorum.çok sıkıcı ve leon gibi efsane bir başyapıtı sinemaya kazandıran yönetmen için oldukça sıradan bir filmdi. hatta biraz Leon’u da anımsatıyordu. silahların konuştuğu bir dünyada yeşermeye çalışan bir sevgi...bilmiyorum,filmi hiç beğenmedim. beğenmediğim bir çok film için büyük beklentiler içinde izlediğim için beğenemedim diyorum ama Nikita’yı hiç bir beklenti içinde olmadan bile izleseydim yine beğenmezdim.

Tıpkı Leon gibi ?bir fransızdan amerikalılara aksiyon dersi? olarak gösterilebilecek bir film. Luc Besson un tüm dünyada çok iyi tanınmasını sağlayan bu filmde bizim tanımadığımız Fransız oyuncular rol alıyorlar. 80lere özgü müzikleri ve başarılı aksiyon sahneleriyle türün önde gelen filmlerinden biri olmayı başardı Nikita. Hatta daha sonra Hollywood taklidi sinema filmi ve bir dizi filmi bile çekildi!...

Luc Besson2ın suç dünyasıyla olan ilişkisini anlamak zor. Acaba seri katil kendisi olabilir mi. Suç dünyasını bu kadar iyi anlatan Bessondan başka bi tek Dostoyevskidir heralde.

10/8

Besson'un Sevginin Gücü'nden sonra en iyi filmi. Etkileyici sahneleri ve olay örgüsüyle çok başarılı...

herkes aynı dertten muzdarip galiba... luc bessonun arık zırva filmleri bırakıp ustalığını gösterdiği filmlerde görmek istiyoruz....
Luc bessonun en iyi üç filminden biride bu....izlediğinizde usta işi olduğunu anladığınız bir film...

Tipik bir Luc Besson filmi. Besson konuyu belli bir ritm ve tempoya göre ayarlamış ve bunu sağlamak için gerek oldugunda ek gelişmelerden de istifade ediyor. Esasında belli idealleri,hayalleri olmayan,sadece o gün yaşamak isteğiyle her şeye boyun eğen genç bir kadını dramını ile beraber anlatıyor film.Fransız sinemasında 90’ların en iyilerinden.

Üzelerek söylüyorum:İzlediğim en kötü Luc Besson filmiydi bu sitede bu kadar yüksek puan alması sizi şaşırtmasın bence 10/5 puan verdim bunu da haketmiyor ama neyse...

son yillarda yapimcilik ve senaryo yazarligi ile bir hayli ugrasan Besson'un, yonetmenlige agirlik verdigi yillarda yaptigi, Fransiz sinemasinin 90'lardaki usta isi filmlerinden biri... (8/10)

Bana; her kadının içinde vahşi bir kedi yattığını, kadınların gerektiğinde hayat alan ve gerektiğinde sevgisiyle hayat veren bir melek olduğunu gösteren film.