Hesabım
    Babamın Kabusu
    BEYAZPERDE ELEŞTİRİSİ
    4,0
    Çok İyi
    Babamın Kabusu

    Eski vs. Yeni

    Yazar: Orkan Şancı

    Eski ile yeninin, yaşlı ile gencin çatışması, birbirlerinden birşeyler öğrenmeleri, Batı sinemasının zaman zaman işlediği, üstelik iyi de işlediği konulardan..

    Bir çok filmde, yaşlı ve genç karakterin, farklı ama birbirini tamamlayıcı özellikleri sayesinde zorlukları aşmalarını izleriz. Babamın Kabusu da bu eksende çekilen bir film izlenimi yaratıyor, ama öyle olmamayı seçiyor.

    Emperyalist ticarette giderek daha sık görülmeye başlanan, "birilerinin adamı" olma dışında hüneri bulunmayan "genç patron" teması, filmin merkezini oluşturuyor. Ama tüm bu genç "yalakaların" başında yine Teddy K. gibi bir dinazorun bulunmasının yarattığı ironi de atlanmıyor. Bu yaşlı adamın bulduğu slogana da bakın, nasıl da genç ve modern: Sinerji..

    Kardeşiyle birlikte 1999 yılında çektiği American Pastası ile son derece orijinal bir başarı elde etmişti Paul Weitz. Ne denli önemli bir yönetmen olduğunun sinyalini ise 2002 tarihli Bir Erkek Hakkında ile ortaya koymuştu. Söylemeliyiz ki, bir bütün olarak ağızda doyurucu bir tat bırakmıyor Babamın Kabusu. Yine de Weitz açısından, anlatım araçları bulma konusundaki yeteneğini sergilediği, gelişime meyilli olduğunu belli eden iyi bir üçüncü adım.

    Dev çarkların döndüğü bir endüstride bile, insanın, kalbini dinleyerek zafere ulaşabileceği gibi epeyce iyimser bir amaç ediniyor film. Bunu yaparken, "alt"ında çalışanlar gibi aile ve dürüstlük gibi değerlere sahip olmak isteyen ama kendini düzene bir şekilde kaptırmış genç bir adamı anlatıyor. Yani yine "bir adam hakkında" filmimiz. Carter (Topher Grace), 26 yaşında olmasına rağmen kariyerinde öylesine üst seviyede bir koltuğa kuruluyor ki ne yapacağını şaşırıyor. Weitz, bir yandan, genç patronun altında çalışmak zorunda kalan Dan (Dennis Quaid) ile sistemin bildik kurbanlarını anlatıyor, beri yandan da Carter üzerinden, sistemin pek üzerinde durulmayan başka bazı kurbanları olduğunu da vurguluyor.

    Genç yönetmen, bu akıllıca anlatımı seçerken Bir Erkek Hakkında'daki gibi yine güzel bir sinematografi sunuyor ve müziği yine son derece başarılı bir şekilde kullanıyor. Badly Drawn Boy'un müziğinin yerini Damien Rice almış bu kez. İrlandalıyı, Daha Yaklaş'daki eşsiz The Blower's Daughter'dan sonra Cannonball ile sahnelere ruh katarken buluyoruz.

    Paul Weitz açıkça, ticari emperyalizmin eksikliklerini ortaya koyan bir film çekmiş ve bunu bir ölçüde başarmış da. Sonuç odaklı bir sistemde "toplumsal mutluluk" veya bireye dönersek "aile/sığınak" kavramlarının ayakta kalabilmesinin pek de mümkün görünmediğinin altını güzelce çizmiş.

    Özel hayatındaki "aldatılan koca" rolü sayesinde ABD kamuoyunda büyük sempati kazanan ve sinema kariyeri Meg Ryan'dan sonra bir hayli yükselişe geçen Dennis Quaid, başarılı iş çıkartmış. Gerçekte olduğu gibi 51 yaşında bir baba rolünde, okula gönderdiği kızının genç patronuyla yattığını öğrendiğinde sinirlenen, süpriz üçüncü bebeğinin heyecanını, ama daha çok da stresini yaşayan bir adam olmayı başarmış.

    Gençlere gelince... Scarlett Johansson, meleksi yüzü ve doğallığından kaynaklanan üstün oyunculuğu nedeniyle, bu rol için fazla bir isim. Genç bir aktrisin boy gösterebileceği sıradan bir rolde, üstelik Bir Konuşabilse ve İnci Küpeli Kız gibi üstün yapımlardan sonra görünmeyi tercih etmiş olması, kendi adına soru işareti.

    Filmin kilit karakteri Carter'a hayat veren (Cris)Topher Grace'in de iyi iş çıkartığını söylemeliyiz. Ashton Kutcher'dan rolü kapması yerinde olmuş. Topher, Quaid ile karşılıklı oynadıkları sahnelerde zaman zaman zorlansa da, elde ettiği makamı dolduramayan pazarlamacı rolünde bir hayli inandırıcı.

    Carter'ın dönüşümü de bir hayli iyimser olmuş. Finalde, Carter bu kez gerçekten koşuyor, soluk alıp veriyor, hatta belki de yoruluyor. Carter'ın koştuğu sahil, Oliver Stone'nun eşsiz Wall Street(1987)'inde Gordon Gekko'nun çaylak Bud'ı aradığı yeri hatırlattı bana. Yönetmen her ne kadar iyimser olsa da, belki de geleceğin Gordon G.'sinin gençliğini izledik film boyunca..

    Daha Fazlasını Göster
    Back to Top