Hesabım
    Pi'nin Yaşamı
    Ortalama puan
    4,3
    1172 Puanlama
    Pi'nin Yaşamı hakkında görüşlerin ?

    45 Kullanıcı yorumları

    5
    9 Eleştiri
    4
    22 Eleştiri
    3
    13 Eleştiri
    2
    1 Eleştiri
    1
    0 Eleştiri
    0
    0 Eleştiri
    Sırala
    En yararlı eleştiriler En yeniler En çok eleştiri yazmış üyeler En çok takip edilen üyeler
    KaliteTAKİP
    KaliteTAKİP

    Takipçi 873 değerlendirmeler Takip Et!

    3,5
    29 Ocak 2014 tarihinde eklendi
    öncelikle bu filmi kesinlikle çok büyük beklenti içerisine girmeden izlerseniz filmin sonuna kadar dayanabilirsiniz ben o hatayı yaptım ve son 10 dakkasinı hadi bit artık diye geçirdim ve inanılmaz berbat bir son olamazdı filmi özetlersek aslında konusu biraz farklı ve ilgi çekici geliyor ama gel görki bu kadar basit sıradan işlenemezdi oyunculuk fena değil ara arada biraz ne olacak diye heyecan yapıyorsunuz ama inanın 2 saat çok uzun bir süre ve geçmek bilmiyor filmin tek ve en önemli artısı görsel şölen diyebilirim sizi 3 d seçeneğiyle bir hayli etkiliyor diyebilirim zaten başkada elle tutulacak bir tarafı yok imkanınız varsa 3d izleyin yoksa zaten 50dk dan sonra filmi kapatırsınız tavsiye etmiyorum ama bunalıma girecek derseniz karar sizin dipnot: eğer bu tarz film seviyorsanız Tom Hanks'in efsane Cast Away filmini şiddetle tavsiye ediyorum pişman olmazsınız...
    Rogojin
    Rogojin

    Takipçi 30 değerlendirmeler Takip Et!

    5,0
    25 Kasım 2014 tarihinde eklendi
    Pi'nin Yaşamı, inanılması pek mümkün olmayan bir hikâye anlatarak insanları Tanrı'nın varlığı, ona inanma, inanmayı ya da inanmamayı seçme gibi konular üzerine bir şeyler söylüyor. Bunu son derece etkileyici, görsel olarak son derece estetik, güzel görüntülerle yapıyor. Eğer filmi izlerseniz yukarıda söylediğim konular üzerine sizi de düşündüreceğine eminim; ancak şu konularda aklınıza gelmeyebilir diye kendi düşüncelerimi söylemek istiyorum: Pi'nin Yaşamı, Maymunlar Cehennemi gibi son dönem filmlerinin aksine hayvanları insana benzer özellikler taşımak yerine mümkün olduğunca oldukları gibi resmederek, onlardan bir filmde beklemeyi adet edindiğimiz şirinlikler göstermeden, yabani, vahşi, sadece oldukları şeyi yansıtarak bize sunuyor. Bunu bir filmde görmek şaşırtıcı bir şey; çünkü bilgi ve iletişim biçimleri karmaşık hale gelip çoğaldıkça, doğru olana işaret etme, onu olduğu gibi algılama ve sunma seçenek ve imkânlarımız da artıyor. Bu yüzden kurgu bir film içerisinde, hayvanları anlatılan hikâyeye dahil ederken onları insansı varlıklara dönüştürmeden, sadece kendi karakterleri, kendilikleri olarak sunabilmek, insanbiçimci/antropomorfist yaklaşımlardan uzaklaşabilmektir, doğru olana daha yakından bakabilmektir. Hayatta kalmak; insan ya da hayvan, his ve duyguları olan bütün canlıların amacıdır. Bunu acıma ya da şefkat duygusunu kaşımadan, olduğu gibi dile getirebilmek bir meziyet olmalı sinema için. Filmin sonunda Richard Parker'ın (kaplanın) ormana giderken yaptığı hareket hayvanların bize şirin görünmesi için onları biçimden biçime sokan insanlara, hayvanları tanımak için hayvanat bahçelerine, aquaparklara, yunus gösterilerine giden insanlara, hepimize verilmiş bir cevaptır. Sevmek; sevdiğimizi iddia ettiklerimizi kendi istediğimiz biçimlere, şekillere sokmak değildir. Hayvanlar için de, insanlar için de, Tanrı için de düşünebileceğimiz bir fikir. Bu anlamda; yabani olan, doğal olan; yaratıldığı üzredir, ve kendisidir. Bizim yapabileceğimiz belki bakmak, seyretmek ve geçip gitmek olabilir.
    Ata Kalinyazgan
    Ata Kalinyazgan

    Takipçi 204 değerlendirmeler Takip Et!

    3,0
    7 Ağustos 2013 tarihinde eklendi
    Felsefe yapan fantastik film...

    Pi'nin Yaşamı, harika bir fragman ile pazarlanan orta kalite bir film. Fragmanını izleyince filme kesin giderim diyorsunuz fakat gittiğinizde de biraz hayal kırıklığı yaşıyorsunuz. Bu da fragman şirketlerinin film için önemini gösteren bir gözlem.

    Film, müthiş bir hayvanat bahçesi ve güzel bir müzik eşliğindeki jenerikle başlıyor. 15-20 dk boyunca güzel devam ediyor. Ama bu sırada din ve mitoloji gibi felsefi konuları biraz abartmışlar. Bu yüzden filmin ortalarına kadar koltuklarınızda yavaşça kayıyorsunuz ve gözleriniz kapanıyor. Bu uyku seansından sonra müthiş bir gemi kazası meydana geliyor. Yalnız filmin bu kısımlarını sizi güzel bir uykudan uyandıracak kadar iyi yaptıklarını söylemek lazım.

    Bu güzel sahneden sonra ikinci bir uyku seansı başlıyor... Koca bir gemiden kurtulan sadece iki kişi var; bir çocuk ve bir kaplan. Bu ikili okyanusun ortasında bir kayıkta baş başa kalıyorlar. Ve uzun bir süre film böyle ilerliyor. Ama kabul etmek lazım ki bu seferki uykunuz ara sıra kesilecek çünkü müthiş çekimlerle harika bir görsel ziyafet sunuluyor size. Zaten bu sahnelerin birçoğu fragmanda görünüyor.

    İlk defa "bir filmde 3D kullanmaları iyi olmuş" diyorum. Harika su altı görüntüleri, müthiş, gizemli ve olağanüstü çekimler, meercat'lerle dolu bir ada, suyun içinden fırlayan bir balinanın olduğu sahneler filmi sevmenizi ve uykunuzu dindirmenizi sağlıyor. Filmin bu başarısı sayesinde filmden çıktığınızda uykunuzun geldiğini unutuyorsunuz ama filmin sonuna gereksiz bir sahne ekleyerek, güya size sürpriz yaptıklarını zannederek bu sefer de filmin beğendiğiniz yönlerini unutmanıza neden oluyorlar.

    Life of Pi, fragmanını izledikten sonra beklentilerinizi karşılayamayan, sizi biraz hayal kırıklığına uğratacak bir film. Keşke böyle gereksiz bir son hazırlayarak salondan mutsuz ayrılmanıza sebep olmasalardı ve film akıllarımızda iyi yönleriyle kalsaydı.
    Alp T.
    Alp T.

    Takipçi 301 değerlendirmeler Takip Et!

    4,5
    29 Eylül 2013 tarihinde eklendi
    Film bir başyapıt. Muhteşem bir si, görsel efektleri ile filmin içine giriyorsun ve çıkmak istemiyorsun. Ayrıca 3D' si de gayet iyiydi. Bu film bu yıl izlediğim en iyi film! 5/5. Mutlaka izleyin.
    rudeonerudeone
    rudeonerudeone

    Takipçi 1.698 değerlendirmeler Takip Et!

    3,5
    14 Ocak 2013 tarihinde eklendi
    Film sürükleyici, kimi yerlerde hayranlık uyandırıcı. Metaforlarını ve insanı düşünmeye sevk eden, merak ettiren özelliklerini kabul ediyor ve çok abartılı seviyelerde olmasa bile beğeniyorum. Fakat görsellik bana kalırsa biraz büyütüldü. Filmi bu çerçevede çok beğenenler kusura bakmasın ama, 2013'e girdiğimiz şu günlerde beni havuzda yüzen bir adamı tabandan çekerek arkada bulutlar göstermek çok fazla şaşırtmıyor. Ha şunu da söyleyeyim, kesinlikle başarısız demiyorum. Özellikle bazı çok güzel öne çıkan sahneler de mevcut, Ang Lee zaten kendine has bir "görsellik tarzı" olan bir yönetmendir. Ama işte her yerlerde bu kadar övüp bitirilemeyecek derecede olduğunu da sanmıyorum. Film bir şeyler hissettiriyor izleyiciye. Kitabını önceden okumuş olanlar tabii ki daha farklı bir bağ kuracak, daha farklı değerlendirecektir. Bütün adayları henüz görmedim ama, en azından "En İyi Film" kategorisinde "muhakkak almalı" diyemiyorum. Film ile ilgili izledikten sonra mutlaka düşünün, hatta bir iki analiz okuyun derim.
    Ugur Tazegül
    Ugur Tazegül

    Takipçi 672 değerlendirmeler Takip Et!

    5,0
    13 Ocak 2017 tarihinde eklendi
    GÖRSEL ZENGİLİĞİN ÜST SEVİYEDE OLDUĞU GERÇEK BİR BAŞYAPIT

    büyük travmalar ve kaldıramayacakları kadar büyük kayıpları çocuklar kendi inanılmaz hayal dünyaları ile yaşanılabilir kılarlar. Baştan söylemeliyim ki filmden bahsederken filmin sonu hakkında istemeden veya zorunlu olarak spoiler / ipucuna sebep olabilirim. Film hakkında konuşmak sadece görselliği ile geçiştiremeyeceğim bazı ayrıntılar içermekte.
    Sadece Avatarvari incelikli bir görsellik değil. Görselliğin bir o kadarda hikâye ve kurgu ile paralelliği, çocuğun kaybının hayal dünyasındaki yansımalarını yansıtması ile de kayda değer. Okyanusun derinliklerinde izlediğimiz harika resimler, olmadık zamanda ortaya çıkan balina, ada ve daha birçok metafor ile yönetmen bir çocuğun kendisini iyileştirme yolculuğunu bize anlatıyor.
    Küçücük bir kayıkta bir kaplanla beraber çekilen filmin stüdyo zorluklarını düşünmek bile istemiyorum. Kaplanlı kayık sahnelerinde bilgisayar teknolojisinin başarılı ve hatasız kullanımı dikkat çekiyor.
    Suraj Sharma dahil oyunculuklar dengeli.

    Bir hayal dünyası hikâyesi…
    Herkesin kendi gerçeği ile yüzleşme şekli başkadır. Psiko-dramatik, inanılmaz görsel bir film deneyimi ile Ang Lee uzun süren emeklerinin karşılıklarını alacak gibi. Sabırlılığı ile bilinen ve filmlerine zaman ve emek vermekle bilinen mülayim dev yönetmen Ang Lee… Görsel yeteneklerini aksiyonlarda kanıtlamış biridir. Ve dramaları ile Oscar’ı kapacak kadar da hikâyeleri sever. Aslına bakarsanız “Hulk” dahil diğer aksiyonlarında da başarılı hikâyeleme kokusunu alıyorsunuz.
    Kaçırılmaması gereken bir sinema olayı.

    Bir Bengal kaplanıyla okyanusun ortasında aynı sandalda olsaydınız ne yapardınız? Filmin kahramanı Piscine gibi inançlı biriyseniz bu yolculuk sizi de Tanrı’ya çıkarabilirdi.

    Emin Işık, Mevlana Hz’leri için “bugün yaşasaydı film yapardı” der. Pi’nin yaşamı’nı izlerken kendimi Hz.Mevlana’nın hikayelerinden birinin içinde hissettim. Film Yann Martel’in 2001 yılında yazdığı ödüllü romandan bir Japon senarist, Ang Lee tarafından sinemaya aktarılmış. Derin semboller içeriyor. Filmin kahramanı Pi, küçük yaşta hem budizmden, hem Hristiyanlıktan, hem de islam’dan etkileniyor ve inanıyor. Ailesi ise Pi’nin daha akılcı, rasyonalist bir yol seçmesinden yana. Öyle ki yemek sofrasında babası Pi’ye hayatta en hakiki mürşidin ilim olduğuna dair uzun bir nutuk çekiyor. Babasının uzun konuşmasını sabırla dinleyen Pi’nin karşılığı inancın rasyonaliteye okkalı bir tokadı mahiyetinde.

    Nuh’un gemisi gibi hayvanlarla dolu batan gemiden kurtulan Pi, kendisini bir zebra, orangutan, sırtlan ve daha sonra ortaya çıkıveren ve sandalda yalnız kalacağı bir Bengal kaplanıyla (Richard Parker) aynı filikada buluyor. Filmdeki semboller çok çeşitli şekilde yorumlanabilir. Bn, deniz yolculuğunu tasavvuftaki seyr-i süluk, yani hayat, kaplanı ise Pi’nin nefsi olarak kabul edip izledim. “Onu ehlileştirmem mümkün değil ama belki terbiye edebilirim” diyordu çünkü Pi. O kadar emek verip terbiye etmesine karşın dönüp arkasına bile bakmadan çekip gitmesi de böylece yerli yerine oturuyor. Gündüz misafirlerine kucak açıp, gece etobur bitkilerle dolu bir ormana dönüşen, mirketlerle dolu kadın şeklindeki ada’yı da dünya olarak izledim. O kadar yoğun bir sembolizm var ki filmde her görüntüde, her diyalogda ayrı kapılar açılıyor. Filmin sonunda ise iki ayrı hikaye sunuluyor ve hangisinin doğru olduğuna dair karar seyirciye bırakılıyor. Çok ilginçtir, filmi izleyen inançlı insanlara sorduğumda ilk hikayeyi doğru bulduklarını söylüyorlar. Ateistler ise genelde ikinci hikayeyi doğru bulduklarını ve filmin açık bir “yamyamlık hikayesi” anlattığını söylüyorlar. Yazarın hangi hikayenin doğru olduğuna dair ipucu ise şu soruda gizli:

    “Muz denizde yüzer mi?”
    volkanick
    volkanick

    Takipçi 683 değerlendirmeler Takip Et!

    3,5
    23 Temmuz 2013 tarihinde eklendi
    Etkileyici bir yapım..Görsellik üst düzeydeydi o yüzden sinemada izleyenler şanslıydı.
    potasyum
    potasyum

    Takipçi 531 değerlendirmeler Takip Et!

    4,5
    20 Ağustos 2013 tarihinde eklendi
    Müthiş bir görsel yoğunluğu olan izlenilmesi gereken bir film. Sadece sonuyla ve görsel efektleriyle değerlendirmek yanlış olur. Filmin içinde bolca metaforlar iki ana metafor üzerinde gidiyor: Kaplan ve ada. Dikkatle izleyin, gerçektende çok fazla gönderme ve metaforlar var filmde.
    Ogulcan B.
    Ogulcan B.

    Takipçi 236 değerlendirmeler Takip Et!

    3,5
    29 Aralık 2012 tarihinde eklendi
    Sinemada izlemek istediğim filmlerden biriydi Life of Pi ve Türkiyede vizyona girer girmez dün filmi sinemada izledim.Filmi izlemeden önce fragmanı olsun imdb aldığı puan olsun beklentilerim yüksekti izledikten sonra az da olsa bir hayal kırıklığı yaşadım çünkü film tam olarak ben tatmin etmedi.Öncelikle film hafif disney filmi gibi olmuş,kurguyu beğenmedim,neden hafif çocuksu bir film yapmışlar anlamadım keşke daha büyüklere yönelik olsaymış.Film son sahnelerine kadar nerdeyse hiç sıkmıyor özellikle Pi'nin çocukluğunu gösterdikleri sahneler oldukça eğlenceli,denizde mahsur kaldığı sahnelerde ise başlarda hayvanlarla olan iletişimi vs. heyecanlı ve zaman zaman iç burkucu.Filmin ortaları her ne kadar benzeyen sahnelerle doldurulmuş olsada görsellik gerçekten üst düzey çekim tarzları vs. gerçekten filmin eksikliklerini kapatmış.Filmin 3D kısmı bence zayıf ben daha iyi bekliyordum ama 3D kısmı zayıf olmuş yani 3D izlemesseniz bir şey kaybetmessiniz.Film aslında 127 Hours,Cast Away tarzı "mahsur kalma" temalı filmleri sevenler için gerçekten ideal artı üzerine görsellik sosu da var tabi filmde yönetmenin başarısı da es geçilmemeli.Filmin en büyük eksikliği kesinlikle müzikleri bu film etkileyici müziklerle bence kesinlikle daha iyi bir film olabilirdi ama müzikleri zayıf kaldığı için benim üzerimde fazla etki bırakmadı,filmin felsefi kısmına hiç girmicem herkes farklı bir şeyler anlamış olabilir ama filmde üzerinde düşünülmesi gereken felsefi fikirler var.Pi'nin kaplanla olsan sahneleri hem heyecanlı hem de oldukça eğlenceli zaten filmin hafif komedi yönü de var.Son olarak ben her ne kadar beklediğimi alamasamda filmi beğendim izlemeden önce çok fazla beklentiniz olmadığı takdirde beğenebileceğiniz keyifli ve sürükleyici bir film Life of Pi ama bana göre bu yılın en iyi filmi değil.

    7/10
    Özgür A.
    Özgür A.

    Takipçi 41 değerlendirmeler Takip Et!

    3,0
    29 Aralık 2012 tarihinde eklendi
    kesinlikle 3D izleyin arkadaşlar. Ayrıca öncesinde klasik koşullanma ile ilgili bir iki cümle de okumayı ihmal etmeyin. Dinsel öğeler, okyanus, kaplan ve simgesel bir anlatım ile karşılaşacağınız için salondan çıkarken her izleyicide farklı bir hikaye olacak. Bu yüzden üzerine çokca konuşulabilir.
    Engin Yüksel
    Engin Yüksel

    Takipçi 1.458 değerlendirmeler Takip Et!

    3,5
    26 Kasım 2021 tarihinde eklendi
    Ailece izlemeye değer bir yapım 7/10
    Demirtas
    Demirtas

    Takipçi 888 değerlendirmeler Takip Et!

    4,0
    21 Nisan 2014 tarihinde eklendi
    Son derece başarılı ve sürükleyici. Çok beğendiğimi söylemeliyim.
    MojoRising
    MojoRising

    Takipçi 380 değerlendirmeler Takip Et!

    3,0
    11 Ocak 2013 tarihinde eklendi
    Ang Lee bu filmde biraz daha ödüle oynamış işin gerçeği. Yorumuma bu şekilde başlamak istemezdim ancak ilk aklıma gelen bu oldu. Ang Lee gibi daha radikal filmlere imza atmış (Brockbeck Mountain, Taking Woodstock) bir yönetmenden ideolojik olarak bu kadar orta sularda seyreden bir film görmek açıkcası beni oldukça şaşırttı. Holywood akademi üyelerinin seveceği konular etrafında dönüyor filmin konusu (inanç meselesi). Akademi yine beni şaşırtmadı ve filmi 11 dalda Oscar'a aday gösterdi. Bu ödüllerinde büyük ihtimalle birçoğunu toplayacaktır. Film 94 yapımı ''Forrest Gump'' filminin izinden gidiyor. Bir karakterin başından geçen ilginç olaylar inanç meselesi etrafında şekilleniyor. Üslup olarak ayrıca filmin ilk yarısı ''Amelie'' filmini de andırıyordu çokça. Her zevke, düşünce yapısına hitap etmez belki ama film sürükleyiciydi. Ayrıca ''Avatar'' filminden bu yana seyrettiğim en iyi 3D teknolojisine sahipti. Yukarıda saydığım filmleri beğenen arkadaşların filme yakın durmalarını tavsiye ederim. Didaktik (öğretici) anlatımdan hoşlanmayan arkadaşlara ise filmi kesinlikle önermiyorum.
    Aamir Khan
    Aamir Khan

    Takipçi 465 değerlendirmeler Takip Et!

    3,5
    15 Kasım 2023 tarihinde eklendi
    İzleyeli uzun zaman oldu ama filmin hemen her sahnesini hatırlıyorum bu da filmin kötü olmadığını gösterir. Final daha güzel olsaydı aslında iyiler arasına girebilirdi. İddia ettiği heyecanı veremedi maalesef
    mehmet53
    mehmet53

    Takipçi 126 değerlendirmeler Takip Et!

    4,0
    23 Mayıs 2014 tarihinde eklendi
    çok başarılı bir filmdi 3d ile daha farklı tavsiye ederim
    Daha Fazlasını Göster
    • En son Beyazperde eleştirileri
    • En İyi Filmler
    • Basın Puanlarına Göre En İyi Filmler
    Back to Top