Hesabım
    Sessiz Tepe
    BEYAZPERDE ELEŞTİRİSİ
    2,5
    Geçer
    Sessiz Tepe

    Hatırlanmayacak Bir Kâbus

    Yazar: Serdar Kökçeoğlu

    Kurtların Kardeşliği’nin yönetmeni Christophe Gans’a korku oyunlarının sessiz öncüsü Silent Hill’i senarist/yönetmen Roger Avary tarafından yazılmış bir 'kullanma kılavuzu' ile birlikte vermek kulağa ilginç bir fikir gibi geliyor. İtibarı yerlerde sürünen oyun filmlerini düşünürsek, böyle bir projeyi kalburüstü işlere imza atan iki sinemacıya emanet etmek önemli bir karar. Fakat 127 dakikalık Sessiz Tepe’yi düşündüğümüzde bu işbirliği en çok kılavuz aşamasında patlamış gibi gözüküyor...

    Video oyunlarından film yapmanın çok da ciddi bir iş olmadığını düşünen ilk isim Peter Jackson olmasa gerek. Fakat sinemacı bu aralar yapımını üstlendiği Halo projesiyle video oyunu uyarlamalarının sıkıcı algısını kırmaya çalışıyor. En azından Halo şimdilik oyun ve sinema teknolojilerinden eşit oranda beslenen farklı bir deneyim olarak karşımıza çıkacak gibi gözüküyor. Şüphesiz bu alanda yapılacak olan araştırmalar çok önemli. Çünkü Silent Hill oyunlarından uyarlanan Sessiz Tepe’de de gördüğümüz gibi, 'oyun deneyimini' pasif izleme deneyimine çekmek her koşulda bir geri adım oluyor. Hele ki elinizde yarattığı dehşet atmosferi ve sürükleyiciliği ile türünde ön sıralara yerlemiş bir oyun varsa, filmleştirme son derece saçma bir girişimden öteye gidemiyor...

    Gans’ın filmini kaynağından bağımsız ele aldığımızda ise, filmin görüntü ve atmosfer yaratma konusundaki başarılarını gölgeleyen mantık hataları dikkati çekiyor. İlk aklımıza gelen internet sitelerinde yaptığı araştırmaya (nedense) fazlasıyla güvenerek karısını ve kızını aramak üzere son derece gereksiz bir yolculuğa çıkan babanın bölümleri. Kesinlikle inandırıcı olmayan bu bölümlerin olayların gidişatına da hiçbir katkısı olmuyor.

    Biri anne, biri polis iki kadının küçük bir kızı aramak için yaptığı yolculuk pek çok yerde oldukça karmaşık ve anlaşılmaz bulunmuş, fakat esas sorun bu da değil gibi gözüküyor. Yaratık tasarımları başarılı olmakla birlikte, filmde yer alan bütün karakterlerin bu yaratıkların gerisinde kalan figüranlara dönüştüğü söylenebilir. Bu klasik yapıya ucuz korku filmlerinden alışık olsak da, en azından Roger Avary isimiyle ve filmin iddialı biçimiyle bağdaşmadığını söyleyebiliriz. Aslında bütün bir film, oyundaki gibi araştırma sekansları üzerine kurulduğu zaman, hele de karakterler belirli bir ilgiyi uyandırmıyorsa, film için söylenecek çok söz kalmıyor.

    Sessiz Tepe’yi ucuz oyun uyarlamaları dışında farklı bir yere yerleştirmemiz gerekirse, adres Kâbus Sineması olabilir. Bütün filmlerin karanlık bir rüyayı andırdığı ve o rüya atmosferi içinde her tür akıl almaz olayın gerçekleştiği, klasik karakter ve olay örgüsü gibi beklentilerin unutulduğu türe yani. Oyundan alınma industrial müzikleri ile birer uzun Marilyn Manson ve Nine Inch Nails videosu izlediğinizi de düşünebilirsiniz tabii. Size kalmış.

    Kesinlikle video oyunları sinemayı daha başka şekillerde, daha yaratıcı biçimlerde etkilemeli. Oyun deneyimi kimi açılardan sinemanın yanına bile yaklaşamadığı daha farklı hazlara sahip. Bu gerçekleri sinemayı zenginleştirmek için kullananlar şüphesiz geleceğin sinemasına da katkıda bulunacaklardır. O nedenle beklentilerimiz gerçekten iyi bir kısa filmciye emanet edilen Halo projesinde. Yapımcı Peter Jackson da daha önce görmediğimiz türde 'oyuncaklı bir film' hazırladıklarını söylüyor. Kim bilir, belki de sıradan oyun uyarlamalarının sonu geliyordur.

    Daha Fazlasını Göster
    Back to Top