Üstünü değiştir Vanya Filmin başında, küçük çocuğa (İvan) vurulan korkak damgasıyla, on iki yıl sonra çıkagelen baba arasındaki yoğun, duygusal gerilimli ve temelde, ?kabullenme-yadsıma? hezeyanları üzerine bina edilmiş diyalogların, küçük çocuğun bu kompleksiye sık sık kesiştiği film Dönüş? Konstantin Lavronenko'nun müthiş becerisiyle sergilediği; tolerans tanımayan, ketum, haddinden fazla gizemli, (klasik rus aile yapısından gelen kutsalcılığıyla) hiyerarşist ve ahlakçı olduğu kadar; kanat geren, becerikli, aletsiz doğadan harika çözümler çıkarabilen ve burası çok önemli; iç-görüsü müthiş, oğullarının bakışlarından ne düşündüklerini, ne anlatacaklarını bilen ve bu duygusal bağı açığa vurmayan baba. Filmde en can alıcı ve başarılı anlatım buydu bana göre. Hikaye şöyle; küçük kardeş İvan yüksek bir kuleden suya atlayamadığı için arkadaşları (ağabeyi dahil) içerisinde korkak damgası yemiştir. Kendisi hayli duygusal, onurlu ve asil bir çocuk. Baba özlemini içine gömmüş ve bir an önce yiğitçe bir iş yapıp kendisini gerçekleştirmeli. Tıpkı hayalinde beslediği ?erkek babası? gibi? Her ne kadar o kuleden atlayabilmiş olsa da ağabeyi gibi değil, çünkü ağabeyinin dış dünyaya bakışını kişiliksiz ve yüzeysel buluyor. Bu derece derinliğe sahip hoş bir çocuk İvan. Böyle duygusal itişmeler ve o harika ?önce ben eve vardım? lı ispat koşusundan sonra anneleri (Natalya Vdovina) kapıda ve o şok: Babanız içeride!. Baba çocuklarıyla vakit geçirecek, fazlaca vakti de yok belli. Derin bir sırrı olduğundan çocukları gezmek, balık tutmak bahanesiyle evden uzağa götürecek, belli ki karısı ve/veya büyükanne bir şeyleri biliyorlar baba hakkında (bana öyle geldi). Bu arada bakımlı ve güzel karısının ?eve dönen balta? ya karşı çok şeyler anlatan suskunluğu görmeye değer. Gerek manzara ve gerekse oyuncu mimiklerinin hemen her karesi kartpostala dönüşen çekimler başlıyor; önce muhitlerinden daha büyükçe bir şehire geliyorlar arabayla. İvan asi, gel dersin gelmez git dersin gitmez? Büyük oğlan Andrey babasına hayran hayran bakar, babası çığırdığında dolu dolu ?efendim baba? der. Baba, yeme içme balık tutma vesair arasında ara ara, diyaloglarına ulaşamadığımız telefon görüşmeleri yapmaktadır, bunları yaparken de oğullarının üçüncü şahıslarla olan ilişkilerini test etmektedir. Demek ki diyalogların bir önemi yok. Bize verilmek istenen, bir babanın ayakları üzerinde durabilen çocuklar görmek istediğidir. Bir şekilde, baba, oğullarıyla geçirecek vakte kavuşur ve onları daha önceden gittiği, harbiden ıssız bir adaya götürür. Kayıkla ada yolculuğu enfesti. Yer yer gölge çekimleri, insana sigara yaktıran dinginlik ve oğullarını eze eze onlara mukavemet kazandıran Baba? Adada duygusal ve psikolojik savaş (izleyicideki gerginlik de) had safhaya ulaşıyor;(Baba sorumsuzca davranıp balıktan geç döndükleri için büyük oğlana peş peşe şamar atmaktadır )- Andrey (babasına):?ne yapıyorsun sen!?- İvan (elinde babasından çaldığı bıçak): ?Ona bir daha vurursan seni öldürürüm!? Evet. Birinci doruk burası. İvan içindeki en büyük sancılı-sevgiye seni öldürürüm deyivererek kendisini aşacaktır. Bu arada Andrey'in başta söylediğim gibi daha tırışkadan karşı koyuşu var, napıyosun sen gibi? Ve final. Asude bir doğanın içerisinde harmanlanmış şiirsellik ve coşkun duygu fırtınası. Adada kahrolası o kuleden bir tane var. İvan koşar koşar koşar ve kuleye tırmanır, Baba da (dedim ya feraseti olan bir adam)peşinden? İvan kulededir artık, ?atlanılması gereken yer? de. Ve ölüme yakındır İvan değil artık Vanyadır O. (Vanya çocuğun kutsanmış ismi ) Bu yazıyı okuyup filmi önceden izlemeyenlere lafım; bu kareden itibaren beş- on dakika daha var. Mutlaka izleyin bu filmi. Son söz: Ceset artık canı taşımasa da ruhu bir süre daha üstündedir onun. İzleyin görü