Hayal gücü sınır tanımıyor, kimi zaman bir örümcek adamın o duvardan bu duvara ördüğü ağlarla kötülerle olan mücadelesini izlerken, yeşil bir devin tüm şehri yerle bir etmesine, yarasa adamın gecenin karanlığında iyiler için savaşmasına, süperman dediğimiz uçan kahramanımızında dünyayı ele geçirme planları içinde olan kötü insanları yenmek için savaştığını düşünürsek bu ve bunun gibi süper kahramanlar biyografisini lastik gibi uzatabiliriz. Bu süper kahramanlar serisine ilk sinema filmi projesiyle atılan Iron Man ilk bakışta biraz bencil bir kahraman olarak görünsede filmin geneli itibariyle ve ileriye dönük sinyaller neticesinde bencillikten sıyrılarak halkı korumayı amaçlıyor.Bu durum itibariylede izleyicinin sempatisini kazanmak uğruna diğer örnekleri gibi iyi huylu olmayı seçiyor, oysaki süper kahraman olmaktan başka seçenekler içinde o güç kullanılabilir. Öte yandan Tony Starkın amerikayı temsil ettiğini düşünürsek (ki burada amerika silah üretiyor sonra el altından yasa dışı örgütlere satıyor) amerika kendi silahlarıyla vurulmayı bazen hak ediyor. Kendi yarattığı düşmanıyla hesaplaşırken, daha sonrada iç savaşa girmekten kaçınmıyor. İç savaştan kastım elbette tony ile ortağının güç gösterisi...Henüz küçük yaşlarda bu işlere olan merakıyla ve üstün zekasıyla bizlere sunulan tony starkın kendi elleriyle tasarladığı demir zırhı tasarlama aşaması biraz sınırları zorlasada, süper kahraman filmlerinde mantık aramamın içindeki mantıksızlığa işaret ederek, düşüncelerimi belli noktalarda çalıştırmak; bu gibi ilginç sahnelerde ise vay be demek bana inanın daha mantıklı geliyor. Filmin teknik alandaki başarısı da dikkate değer, final sahnesinde tony starkın ben demir adamım demesi bir yandan süper kahramanlığını tüm dünyaya ilan ededursun diğer yandan öykünün devam filmleriyle çeşitleneceğine işaret ediyor...