Türleri Aştım da Geldim...
Yazar: Ayşegül KesirliZor Hedef Fare isimli bir komedi filmi ile uzun metraj macerasına başlayan Gore Verbinski, Meksikalı gibi romantizm ağırlıklı popüler bir macera filmiyle ilk kez dikkatleri üzerine çekmişti. Bunu ardından Japon korku sinemasının gözdesi Halka'nın Hollywood versiyonu için kolları sıvayan Verbinski, sonrasında tarihi bir aksiyon filmi olan Karayip Korsanları: Siyan İnci'nin Laneti için yönetmen koltuğuna oturmuştu. Bu değişken filmografisi sebebiyle son zamanlarda art arda apayrı türlerde filmlere imza atan bir yönetmen dendiğinde aklımıza gelen isimlerin başında yer alıyor belki de. Yeni filmi Fırtınalı Hayatlar'da da melankolik bir kara komediyle karşımıza çıkan yönetmen, her yıl farklı tarzda bir hikayeyi beyazperdeye aktarmayı alışkanlık haline getiriyor sanki.
Bu kadar farklı öyküleri görselleştirmek, sadece birkaç yıldır uzun metraj film çeken bir yönetmenin kendine has bir sinema dili oluşturmasını zorlaştırabilir belki de. Bu düşüncenin tersine yönetmenin çektiği her değişik film kendisine apayrı bir tecrübe, apayrı bir bakış açısı da kazandırabilir. Her hikaye, yönetmenin biraz daha büyük adımlarla, biraz daha uzağa gitmesine yardımcı olabilir. Ayrı çalışmalardan edindiği tecrübelerle kendi kafasında bir sentez oluşturabilir. Böylelikle hangi duyguyu nasıl yansıtacağına dair daha sağlıklı kararlar alabilir. Verbinski'nin "Fırtınalı Hayatlar"da bir karakterin kendi içinde yaşadığı duygusal karmaşaya odaklandığını düşünürsek, kariyer çizgisindeki farklılıkların bayağı işine yaradığını söyleyebiliriz aslında.
Meksikalı ile aşkın, Halka ile korkunun, paranoyanın ne demek olduğunu öğrenen Verbinksi, Karayip Korsanları ile anı anına hareket etmenin heyecanını pekiştirdikten sonra bütün bu duyguları aynı anda yaşayan David Spritz gibi bir karakterin hikayesini başarıyla anlatmak için yeterli malzemeyi biriktirmiş olmalı kanımca.
Meteoroloji uzmanı olamadığı için hava tahminlerinde bulunmak yerine, başkalarının yaptığı tahminleri insanlara iletmekle görevli bir hava durumu sunucusu David Spritz. Kendi yorumlarını katmaksızın gerçekleştirdiği bu aracılık görevini sadece iş yaşantısında değil, özel hayatında da uygulayan bir karakter. Ailesiyle klişeleşmiş, beylik davranışlara inanarak iletişim kuran, kendi yolunu bulmak yerine başkalarının özellikle de babasının çizdiği yolda ilerlemeye çalışan bir insan. Film boyunca bizleri yalnız bırakmayan bir iç sesin yardımıyla hayatının gidişatından duyduğu rahatsızlığı, yaşamakta olduğu içsel karmaşayı bizlerle paylaşan Spritz, durağan temposuna rağmen "Fırtınalı Hayatlar"ı sürükleyici yapan en önemli unsur.
Dışarıdan bakıldığında tam anlamıyla bir yetişkin izlenimi veren Spritz gibi bir karakterin, kendini bulma, kim olduğunu kabullenme uğruna verdiği savaşın, aralarındaki onca yaş farkına rağmen esasen kendisinden pek de farklı bir ruh hali içinde olmayan ergenlik çağındaki çocukları ile paralel anlatılıyor olması ise filmi alabildiğine çekici ve kuvvetli yapan bir durum. Bu sebeple de Spritz'in, hızlı kamera hareketlerinden yoksun, yağmurlu, melankolik ve gri tonlarında tanıtılan dünyası ne kadar cansız görünürse görünsün, bu dünyanın içine doğduğu senaryo, öylesine sağlam ki film izleyenleri kendisinden koparmamakta epey iddialı.
Oyuncu seçimi, "Fırtınalı Hayatlar" gibi sabit karakterler üzerine kurulu bir filmin kaderini belirleyecek bir diğer önemli nokta belki de. Spritz karakterini canlandırması için daha önce bu tarz yapımlarda fazlaca rol almış Nicholas Cage gibi bir oyuncunun tercih edilmesi de bu sebeple filmi başarıya götüren ayrıntılardan biri. İç ses kullanımının fazlalığı ile dikkat çeken Tersyüz (2002) gibi bir filmde Spritzle benzer bir çıkmazın içinde yer alan Charlie Kaufman karakterinin altından başarıyla kalkmış olan Nicholas Cage, yine benzer bir performansla "Fırtınalı Hayatlar"da da hikayeyi sürükleyen en temel parça haline geliyor.
David Spritz'in babasını canlandıran usta oyuncu Michael Cane ise, sadece filmin öyküsü içinde ana karaktere kılavuzluk eden bir öğe olmaktan çıkıyor ve oyunculuğundaki profesyonellikle izleyenleri de peşinden sürüklüyor.
Türü ne olursa olsun, doğru oyuncu kadrosu ve doğru yazarlarla çalıştığında Gore Verbinski'nin ortaya başarılı filmler çıkaracağının kanıtı "Fırtınalı Hayatlar". Değişik bakış açılarıyla beslenen bir zihnin, farklı durumlar içindeki karakterleri başarıyla ekrana yansıtabileceğinin ispatı. İnsanı kendisı hakkında düşünmeye iten, zaman zamansa kendi kendine attığı düğümleri çözmesine yardımcı olan "Fırtınalı Hayatlar"ı kaçırmamakta fayda var.