Kanlı Müzikal, Şanlı Korku!
Yazar: Melis ZararsızHayalet Süvari'yi anımsatan sarı bozuk renkler, soluk gölgeler, karanlık, mezarsı, uğursuzluk kokan mekanlar, grotesk figürler, kostümler, makyajlar, ölü, kinli bakışlar...
Bir sanat eserinden etkilenip başka bir sanat eseri yapmanın düsturu da böyle bir absürtlük olsa gerek. Sahnede bir müzikal izleyip etkilendikten sonra, sinemada sadece müzikalin kalıplarına sığınmak da zaten Tim Burton'a yakışmazdı. Tim Burton varsa grotesklik var, Tim Burton varsa absürtlük var, Tim Burton varsa gotik unsurlar var.
Büyücü Tim Burton, iksirci Tim Burton, erkek cadı Tim Burton, adeta gezer önce ormanda, sonra topladığı malzemeleri atar büyülü kazanına, başlar karıştırmaya. Müzikaldir etkilendiği, Johnny Depp'tir oyuncusu, antikahramanlardır yakın hissettiği, punk stillerdir aradığı, gotik şehirlerdir yardımcısı...
Ödüllü bir Broadway müzikali olan Sweeney Todd: The Demon Barber of the Fleet Street'ten etkilenerek filme uyarlayan Burton'un elinde 19. yüzyıl İngilteresi vardır mekan olarak. Soğuk, puslu, gri İngiltere'yi, hele ki o dönemdeki buhran atmosferi ile kendi kurmaca dünyasına katmakta zorlanmamış olsa gerek. Johnny Depp ise makyajın yardımını hiçe saymasak da, oyunculuğunun - donuk bakışlarını tüm film boyunca değiştirmemenin - başarısıyla, "kin" adını verdiğimiz duyguya adeta can vermiş, başta ben beceremem dese de, sesini de kullanan nice oyuncuya taş çıkartacak başarıyla ölümcül şarkılarını söylerken bile zerre kadar bakışlarından ödün vermemiş.
Gotik Helena Bonham Carter ve içinden parmak çıkan turtalarını, boğazı kesilip vücudunda kana dair hiçbirşey kalmayan kurbanların fırına atılmalarını, gri, siyah, beyaz, tozlu, kasvetli renklerin arasında kıpkırmızı kanın neredeyse gözlerimize kadar fışkırmasını izlerken; karşımızdaki, korku mu, müzikal mi, komedi mi diye düşünüyoruz. Kan sıçramış gözlerimizi sonuna kadar açarak seyredebildiğimiz nadir "slasher"lardan, hadi gerçekçi olalım, belki de ilki...
İngilizce'deki "bloody" kelimesinin tam Türkçe'si olmalıydı, hem kanlı hem de argoda müthiş, sağlam anlamına gelen "bloody", bu filmin en önemli kelimesi belki de. Biz de Türkçe'ye sığınıp "Tim Burton, gene yapacağını yaptın" diyelim büyücümüze, ne dersiniz?