Hayatın Yan Yollarında
Yazar: Ali ErcivanBir TV oyuncusu olan Jack, evlilik hazırlıkları içindedir. Düğünden bir hafta önce ,yakın arkadaşı Miles ile bir tür bekarlığa veda yolculuğuna çıkarlar. Miles'ın en ince detayına kadar planladığı bu gezi, gündüzleri golf oynayıp akşamları da güzel şaraplar eşliğinde iyi yemekler yiyebilecekleri klas bir uğurlama töreni olacaktır. Fakat arkadaşı gibi ağırbaşlı bir karakter olmayan Jack'in bu tatil için daha farklı planları vardır. Ve kaldıkları beldede karşılaştıkları iki kadın, yaşamlarına dair bütün beklentilerini altüst edecektir.
Birbirine zıt iki orta yaşlı erkeğin çıktıkları yolculuğu, ABD'de bu neslin Easy Rider'ı olarak tanımlayanlar bile çıktı. Yılın en çok övgü toplayan filmlerinin başında gelen, En İyi Film dahil 5 dalda Oscar adayı Sideways, ödül törenine az bir zaman kala bizde de vizyonda.
En çok Schmidt Hakkında ile tanınan yönetmen Alexander Payne'in bu son filmi, ince mizahı ve iyi işlenmiş karakterleriyle tam bir keyif filmi. Payne'in daha önceki filmlerini belirgin bir şekilde aşan bir duygusal derinliğe de sahip. Sanırım, başarısının sırrı da bu. Gelecek, evlilik kurumu, yalnızlık ve hayatını biriyle paylaşmak herkesin kafasının bir köşesinde yeri olan kavramlar ve kimi zaman endişeler olduğuna göre, herkesin Sideways'den keyif alması mümkün. Bu denli ufak ve duygusal bir filmin, gerek ödüller gerekse gişe anlamında bu denli başarılı olmasının başka nasıl bir açıklaması olabilir ki...
Biten evliliğinden sonra kendini toparlayamamış, umutsuzca "Dünden Sonraki Gün" adlı kitabını basacak yayınevi arayan, özel saydığı her şeyin yerine elinde tek kalan şarap tutkusunu koymuş ve kendisini hayata kapamış İngilizce öğretmeni Miles rolünde Paul Giamatti göz yaşartıcı ölçüde incelikli bir performans veriyor. Her ne kadar Akademi onu bir kez daha görmezden gelmiş olsa da, Oscar'a aday kimi fazla gösterişçi performanslarla kıyaslandığında, Giamatti gerçekten bu yılın en iyi oyunculuğunu çıkarıyor.
Giamatti'den farklı olarak yardımcı oyuncu kategorisinde adaylık elde etmeyi başaran oyunculardan Thomas Haden Church, gerçekten de bir TV oyuncusuydu zaten. Sinemadaki bu ilk büyük çıkışında aslında televizyonda sergilediği kişiliği tekrarlıyor fakat o kadar enerjik bir performans ki bu, bütün pervasızlığına rağmen Jack karakterine sempati duymanızı sağlıyor. '80lerin ünlü isimlerinden Virgina Madsen ise sinemaya sağlam bir dönüş yaptığı bu rolünde, perdede alışık olmadığımız kadar sahici bir romantik objeye dönüşüyor doğal oyunculuğuyla.
Mizahı ve duygusallığıyla, iştah açıcı yeme-içme kültürü ve caz ağırlıklı özgün müzikleriyle, baştan sona keyifli, hatta mutluluk verici bir film Sideways. Yapabiliyorsanız, üstüne iyi bir et yemeği ve şarap da mükemmel gidecektir. Sinemada ille de büyük, görkemli, gürültülü veya sarsıcı şeyler görmek beklentisi içinde değilseniz, bu mütevazı başyapıtı kaçırmayın derim...