Hesabım
    Geri Döndüler
    BEYAZPERDE ELEŞTİRİSİ
    2,0
    Yetersiz
    Geri Döndüler

    Dönen Gideni Aratırsa...

    Yazar: Ertan Tunç

    Ve ölüler geri döndüler. Dünyanın her yerinde; aşağı yukarı son yılda ölen insanların geri dönüşünü ve bu dönüşün toplumsal açıdan yarattığı ağır travmayı anlatan son derece provokatif ve bir o kadar da masum bir film Geri Döndüler. "Masum" diyorum çünkü yaşayan hemen hemen herkes; kaybettiği bir yakının geri dönüşünü -en az bir kere- dilemiş hatta delice arzulamıştır. Hele bu dönüş sessiz ve sakin olacaksa.

    Kaybettiği annesini, babasını, kardeşini ya da sevgilisini en azından bir kerecik olsun tekrar yanında görmek istemeyen kaç kişi olmuştur? Yada kaç anne ölen evladının saçlarını bir kerecik daha okşamak istemez? Yeterince tanıma fırsatını bulamadığı bir akrabası için "keşke burada olsaydı" demeyen kaç çocuk vardır? İşte bu hayallere, bu "keşke"lere yolculuk yapan bir film Geri Döndüler.

    Fakat bu müthiş fikri senaryolaştırmak söz konusu olduğunda, hele uzun metraj bir filme dönüştürmeye kalkıldığında genç yönetmen Robin Campillo'nun son derece başarısız olduğunu söylemek mümkün. Özellikle uzun metrajın yarattığı zorluk, kitlesel uyarlamanın bireysel incelemeler yardımıyla yapılmaya başladığı an kendini gösteriyor.

    Ve geri dönen insanlara acayip bir misyon yükleniyor ki filme en ağır darbe vuran da bu.. Geri dönenler bir şekilde organize olup dünyayı sabote etmeye, yerleşim birimlerine zarar vermeye başlıyorlar. İş bu noktada yani finale doğru çığırından çıkmaya başlıyor ve bir tür sinsi zombi filmine dönüşüyor. Askeri harekatlar, cinayetler ve bombalamalar derken filmin benzersiz ana fikrinden çok ama çok saptığı ve herhangi bir kaba sığmayan marjinal bir sinema denemesine dönüştüğü açık.

    Geri dönenlerin vücut ısısındaki düşüklük, anlamsız bakışlar sıradan bir sinema izleyicisinin film esnasında hoş karşılayabileceği mantıksal önermeler olmasına rağmen; planlı bir kamplaşma, şiddet eğilimi ve nedensiz davranışlar Geri Döndüler filminin asıl sorgulamak istediği olgudan uzaklaşmasına yol açan eylemler olmaları açısından kabul edilebilir bile değil.

    Hele küçük bir çocuğun balkondan atlayarak diğer türdeşlerinin yanına gittiği sekans filmin tüm büyüsünü bozmaya yetiyor da artıyor. Belirsiz bir şekilde ortaya çıkan on milyonu aşkın ölüyü; genelde birşeyler anlatmaya, bir fikir aşılamaya veya en azından birşeyleri sorgulatmaya çalışan "sanat sineması" hatırına kabul etmek mümkün fakat manasız diyalogları, kötü oyunculukları ve nereye gittiğini bilmeyen bir senaryoyu olduğu gibi kabullenmek yanlış olur.

    Her geri dönüşün hayırlı bir geri dönüş olup olmayacağını, ölü ile diriyi buluşturarak sorgulatmaya çalışmak yine de dahiyane bir fikir. Sevdiğimiz ama sonunda kaybettiğimiz birçok insanın geri dönüşü; gidişlerinden sonra yeniden şekillendirmek zorunda kaldığımız hayatlarımıza ne gibi etkiler de bulunur? "Giden" gittiği gibi mi gelir? Gittiği gibi gelse, "kalan" o gittiği zamanki gibi midir? Bu ve daha birçok soruyu sordurtarak; seyircisini düşünmeye, akıl yürütmeye sevk eden Geri Döndüler; çok iyi bir hikayeyi kötü bir senaryoya ve acemi bir yönetmene kurban vermiş bir Avrupa filmi.

    Keşke büyük bir ustanın elinden çıkmış bir kısa metraj olsaydı diye hayıflanmaktan başka bir seçeneğimiz yok. Hem sinemasal biçim, hem de fikirsel içerik için aynı sözü sarf etmek mümkün: "Böyle geri döneceklerse hiç geri dönmeselerdi daha iyi olurdu."

    Daha Fazlasını Göster
    Back to Top