Hesabım
    Dick ve Jane İşbaşında
    BEYAZPERDE ELEŞTİRİSİ
    3,0
    Ortalama
    Dick ve Jane İşbaşında

    Jim Carrey’nin Komiği İş Başında

    Yazar: Ayşegül Kesirli

    Ne zaman Jim Carrey'nin yeni bir film projesi için kolları sıvandığını öğrensem, filmin komedi ağırlıklı olmaması için neredeyse dua ederken buluyorum kendimi. Komedyenliği ile dünya çapında şöhrete kavuşan bir adama komik ve eğlenceli olmayı nasıl yakıştıramam diye düşünüp duruyorum. Ve bu zihinsel karmaşadan tek bir çözüm yolu ile kurtulabiliyorum. Jim Carrey'nin kendisine fazlasıyla benzeyen bir ikiz kardeşi olduğuna inandırıyorum kendimi. Abartılı komedyenliğine dair tüm performanslarını başarılı veya başarısız olmalarını önemsemeden bu ikiz kardeşine atfetmekle ilgili hayaller kuruyorum. Esas Jim Carrey'i ise Truman Show(1998) Aydaki Adam (1999) ve Eternal Sunshine of Spotless Mind (2004) gibi filmleriyle hafızama kazımak istiyorum.

    Aslında aklımda Jim Carrey'i birbirinin tamamen zıddı iki parçaya ayırabilmem bile onun ne kadar iyi bir oyuncu olduğunu kanıtlıyor. Yüz mimiklerini kullanmadaki başarısı ile istediği her karaktere anında bürünebiliyor sanki. Herhangi bir oyuncunun tüm bedenini kullanarak ancak verebildiği bir duyguyu sadece bir bakışla verebiliyor ve bu yeteneğini güldürmek için değil de duygusal karmaşa içindeki bir karakterin ruh halini yansıtmak için kullandığında inanılmaz başarılı olabiliyor. Tam anlamıyla etrafına kendine has bir ışık yayıyor. Bu ışık sayesinde de ayakları yere bütün bir filmi tek başına götürebilecek kadar sağlam basıyor.

    Peki nasıl oluyor da Jim Carrey'nin bütün bu olumlu özellikleri bir anda onun için korkunç bir dezavantaja dönüşüyor? Bazı sinemacılar yaptıkları filmin bir Jim Carrey filmi olmasına güvenerek, nasıl bir senaryo yazılırsa yazılsın, film nasıl yönetilirse yönetilsin ayakları yere sağlam basan bu oyuncunun seyircileri tek başına peşinden sürükleyeceğine gönülden inanıyorlar. Ve ortaya harika bir aktörün hikayenin devamlılığını sağlamak için tek başına çırpındığı Dick and Jane İşbaşında (2005) gibi filmler çıkarıyorlar.

    Jane Fonda ve George Segal'in başrollerini paylaştığı 1977 tarihli filmden günümüze uyarlanan "Dick and Jane İşbaşında"yı izledikten sonra insan kendi kendine böyle bir filmin yeniden çekilmesine gerçekten gerek var mıydı diye soruyor. Düzenli bir burjuva hayatına kavuşmak amacıyla vargüçleriyle çalışan bir anne babanın, işlerini kaybetmelerinden suç dünyasına uzanan sarkastik yolculuğunda, içinde bulunduğumuz zaman dilimine referans yapan birçok öğe bulunabilir. Konforlu bir hayata kavuşma ve belli bir sosyal sınıfa dahil olma çabası içinde, gündelik zevklerinden mahrum kalan insanlara nasıl bir yaşam tarzının içinde oldukları böyle abartılı bir anlatım sayesinde etkileyici bir şekilde gösterilebilir.

    Bu abartılı anlatım günümüzde, beden dilini aşırı boyutlarda kullanan Jim Carrey gibi bir aktör sayesinde de gayet zenginleştirilebilir. Fakat izleyiciyi en hassas noktasından yakalayıp sürükleyecek hakiki konunun es geçildiği bir film, anlatım öğeleri ne kadar zengin olursa olsun, seyredenlere var olma nedenini sorgulatır ve başarısızlığa mahkum edilir.

    "Dick and Jane İşbaşında", giriş, gelişme ve sonuç bölümleri boyunca anlattığı konunun derinliğinden haberdar değilmiş gibi hareket eden bir film. Seyirciyi eğlendirmekten başka bir derdi yokmuşcasına, inişi çıkışı olmayan, dümdüz bir olaylar dizisi içinde Jim Carrey'nin kişisel güldürü yeteneğini öne çıkarmaktan başka bir amaca hizmet etmiyor sanki.

    Kendisine çizdiği bu yola saygı duyulabilirse de bu filmin sadece Dick'in değil, Dick ve Jane'in hikayesini anlatması gerektiği bir kez aklımıza takıldığında bu düşünce olayların sonuna kadar bizi rahatsız etmeye devam ediyor. Ve sinema koltuğunda oturduğumuz sürece kafamızın içinde dönüp dolaşan bütün bu yorumlar bizleri başladığımız noktaya hep geri döndürüyor; bu film günümüze dair yaptığı referanslarda yetersiz kalıyor ve sadece eskiyi tekrar ediyor. Ayrıca kişisel gelişimimize katkıda bulunacak hiçbir şey de anlatmıyor. Bütün bunların yanı sıra sayısı bir elin parmaklarını geçmeyen anlık esprileri dışında eğlenceli bir tarafa da sahip değil. Peki o zaman yeniden çevrilmesinin anlamı ne?

    Üzerinde fazla düşünülmemiş hissi veren senaryosu, sadece Jim Carrey üzerine yoğunlaşan anlatımıyla "Dick and Jane İşbaşında", Carrey'nin kendi başına sürüklediği filmler koleksiyonuna bir yenisinin daha eklenmesine sebep oluyor sadece. Ben kendi hesabıma bu filmi de Jim Carrey'nin şeytani ikiz kardeşine atfediyorum. Ve esas Carrey'nin işine gönülden bağlı, başarılı bir ekiple yepyeni filmler çekmesini sabırsızlıkla bekliyorum.

    Daha Fazlasını Göster
    Back to Top