tenten ile james bond filmlerini bir guzel ayni tencerede karistirin, icine bir tutam da the usual suspects ve 24 katin, iste size "north by northwest".. filmin gectigi yerlerden biri de ucsuz bucaksiz tarlalari ile unlu indiana eyaletidir ve 40 kusur yildir yoldaki asfalt ile tabelalar disinda pek de bir sey degismedigini ben garanti edebilirim.. lakin diger taraftan, istemediginiz kadar cok olan o misir tarlalari meshur ucak sahnesinde kahramanimizin cok isine yaramistir.. ba$tan sona oldukca surukleyici devam eden filmin, sanina yakismayan bir oeehh'likte bitmesi bizleri uzse de filmin genel olarak saglam senaryosuna golge dusurmuyor..
meraklısına iki not:
1. filmin birleşmiş milletler binası önündeki sahnesi için izin istenmiş ama alınamamıştır. ekip binanın karşısında bir süt arabasının içine yerleştirdiği kamerayla çekim yapar. bu sahnede cary grant taksiden inip binaya yürümeye başladığında ona doğru hareketlenen iki adam dikkat edilirse görülebilir. bunlar gerçek bm güvenlik elemanlarıdır.
[/spoiler]
filmin sonlarına doğru eva marie saint'in cary grant'i vurduğu sahnede
[spoiler]
filmin tek hatası vardır. arka planda kalabalık içindeki çocuk daha silah patlamadan kulaklarını tıkar. bu durum fark edilmiş, hitchcock uyarılmış ama yine de en iyi etkiyi yakaladığı için hatalı da olsa bu sahneyi kullanmayı tercih etmiştir.
kaynak. filmin orijinal dvd'sinde bulunan making the movie belgeseli. burada senarist lehman var ayrıca sunucu eva marie saint. yaşlanmış olsa da hala çekici ve bebek gibi...
birkaç ilginç fikir ve mizansenin "bunları bir filmde kullansak ne harika olur" parolasıyla, bir gayret biraraya getirilmesi sonucu ortaya çıkmış bir senaryoya sahiptir bu film. her ne kadar cinayet aletini lap diye eline alma klisesi ve birkaç oeehh dedirten sahne mevcut olsa da, 1959 yılına göre çok yüksek ve devamlı temposu, açıklıkta büyük düşmana karşı çaresizlik hissini seyircinin iliklerinde hissettiren uçakla kovalama sahnesi, yerinde ve dozunda serpiştirilmiş komedi öğeleri ile essential bir hitchcock filmidir.
rushmore dagi aniti'nda, başkanların ağzına yüzüne sürttürürler korkusuyla çekim yapılmasına izin verilmemiş, bunun üzerine anıtın dev bir maketi inşa edilerek çekimler orada tamamlanmıştır.
george kaplan mevzusunda gerçek bir olaydan esinlenilmiştir. ikinci dünya savaşında ingilizler makara olsun diye sadece isimden ibaret bir ajan icat edip, almanları fena halde keklemişlerdir. bu olayı bir gazeteciden dinleyen hitchcock, senaristiyle birlikte filmini bu fıkra gibi olay üzerinden inşa eder.
renkli olması filmin cazibesinin katlarken, açılış jeneriği ve suspense pompası müziği pek şıktır. oyunculuk açısından filmi cary grant sırtında taşır, ancak delici bakışlar taşıyan kocaman gözleri ile martin landau da dikkat çekicidir. hitchcock'un zirve yaptığı başyapıtı içinse bir sene sonrasına bakmak gerekir: (bkz: psycho
filmin ilginç bir özelliği cary grant'in ekranın hep sol tarafında görünmesidir. ayrıca roger o thornhill'in ortasındaki gizemli "o" harfi, hitchcock'u kolundan çekip hollywood'a getiren ünlü yapımcı david o selznick'e bir göndermedir, referanstır. bir ara eve karakteri roger'a ismindeki "o"nun ne anlama geldiğini sorup, -nothing- cevabını alır. zaten david o selznick'deki "o"nun da bir anlamı yoktur. sadece isme daha bir karizma katsın diye eklenmiştir. ama bu konuda hiç kimse cecil b demille'le yarışamaz diye düşünüyorum. gerçi simpsons'da "cecil is a girl's name" diye dalga geçmişlerdi.