En yararlı eleştirilerEn yenilerEn çok eleştiri yazmış üyelerEn çok takip edilen üyeler
Filtrele:
Hepsi
lelaina
Takipçi
116 değerlendirmeler
Takip Et!
5,0
9 Nisan 2007 tarihinde eklendi
neden nasıl olduğunu bilemeden rüyalarıma musallat olmuş 'ben altı yaşımdan beri efsaneyim ulan' dese kimsenin aksini iddia edemeyeceği adamın oynadığı ve hastası olunacak başka süper bir eleman olan alejandro amenabarın yönettiği yüreği çok fena dağlayan film... acaba gerçekte o yaşıyor da ben mi oynuyorum demekteyim bazende.. ve söz verdim, birgün ispanyaya gidersem ; kendisiyle tanışıp bütün kıroluğumla demek istiyorum ki 'pardon bayım , siz gerçek misiniz?'. sanki her filminde onu değilde her kimi oynuyorsa onu izliyorsunuz... neyse aslında konu bu değil bu mükkemel film... bir insanın yaşama bukadar sıkı sıkıya bağlı olduğu halde ölümü tercih ettiğini görüyoruz aslında o hayatı çok fazla sevipde yaşayamadığı içinde istiyo ötenaziyi... ?sana ulaşmak ve dokunmak için katedebileceğim iki adım, benim için imkansız bir yolculuk, bir fantezi, bir rüya...iste bu yüzden ölmek istiyorum? ve yatağın üzerinde iki el hareketsizce durmaktadır... ramon un ağlamak yerine gülmek konusundaki başarılı yorumları, bir kadının boynunda onun kokusuna sinerken kendinden geçişi mükemmel sözleri ve oyunculuğuyla birleştirişi, her şeye rağmen ayaklanıp uçuşu, bir gece yarısı sinir krizi, kabuslardan tekrar tekrar bir 'kurtarılma' anında uyanmak... ki daha milyonlarcası...ve acayip sulugöz olduğumu bana tekraradan hatırlatan lezzet kasırgası... herşeyiyle, içimdeki denizi derinleştiren, zenginleştiren, zaman zaman orada kopan ölümcül fırtınalarla barışmamı sağlayan ve bana ’sonuçta’ insan olduğumu hatırlatan bu film en iyilerimden oldu biranda... 'eğer kaçamıyorsan başkalarına bağlıysan gülümseyerek ağlamayı öğreniyorsun'
Bende izledim ama neden bu kadar yüksek puan aldığını anlayamadım'Ne film sonunda insanı ağlatıyor ne o kadar muhteşem bir konusu var ne de başka bişiy.Ayrıca çok ağır ilerlediği de bir gerçek.Zevkler ve Renkler tartışılmaz ama bence idare eder.
KUSURSUZ BİR BAŞYAPIT MAR ADENTRO - I Özgürlüğe mal olan hayat,hayat değildir - Eğer kaçamıyorsan,tamamen başkalarına bağımlıysan,gülümseyerek ağlamayı öğreniyorsun .. Yaşarken,ölüm seni hiç bulmayacakmış gibi gelir.Anı yaşar ve ileride ne olacağına bakarsın.Bu sürede ölüm düşünüldüğünde hep en uzak ihtimal olduğu akla gelir.Gerçekliği reddedilemez ve hayata dair belki de tek gerçek olduğu halde,ondan her zaman kaçınılır.Pek düşünülmek ve hatırlanmak istendiği söylenemez ama o her zaman sürekli reddedilen gerçeğin ta kendisidir.İhtimaller dahilinde ve gerçekleştiğinde durdurulması imkansız bir olay.Belki de kesin bir son ya da yepyeni bir başlangıç.Modası asla geçmeyecek bir trend.. O herkesin,her şeyin bir organı gibi sahip olduğu parçası.Onunla yüzleşmek hayal edilemeyecek kadar güç olsa da bir gün olur.Ve zamanı geldiğinde derin bir sonsuzluğa yelken açarsın .. Tüm bunlar düşünüldüğünde yaşamak,bile bile uçurumdan atlamaya benziyor.Ama bunun için seçim şansı verilmedi.Bir şekilde yaşamak.Doğum,büyümek ve kaçınılmaz ölüm.Ölüm akla geldiğinde gerçekten diğer her şey saçma ve küçük önemsiz detay olarak kalıyor.. Nefesin kesilir,kalbin durur ve o durduğunda her şey biter.Hepsi bu .. Peki hayatı dolu dolu yaşayan bir adamın geçirdiği talihsiz bir an sonrası,ömrünün geri kalanını yatakta geçirmesi ne kadar adil ?. Bu onun için bir ödül mü yoksa ölümün,yanında büyük ödül kalacağı bir ceza mı ?.Bu durumda yaşamak gerçekten her şeye değer mi,ölmediğine şükretmeli mi insan,bir bitkiden farksız yaşayacağını bile bile ? .. Belki de her şeyi unutup sonsuz yolculuğa hazırlanmak en kolayı gibi gelebilir.Ama buradaki en büyük trajedi ise bunu tek başına yapamayacak olman.Üstelik çevrendeki herkes bitki gibi yaşamanı isterken.Kendinle ilgili yapman gereken her şeyde başkalarına muhtaç olman ne büyük acizliktir.Bu duruma gelmek ne tür bi adalet böyle.Sadece nefes alıp,konuşabilen,yemek yiyen ve duyguları olan çok değişik bir bitki türü.Hayat bazen çok acımasız olabiliyor .. Ve böyle bir durumda \'onurlu\' bir ölümü seçmek,bir bitki gibi yaşamaktan çok daha erdemli bir davranış.Yaşamak nasıl bir özgürlük ve haksa,ölümü seçmekte aynı şekilde.Bir tercih meselesi.Bunu tek başına yapamayacak olmak büyük bir zavallılık.Öyle ki,kendini öldürmek için hukuki bir mücadeleye girmek zorundasın.Tüm bunları toplayıp,yatakta geçirdiğin zamanla eşitlediğinde gerçekten büyük bir acizlik abidesi oluyorsun .. Tek istenen şey,ölüm.Ve onunla birlikte vazgeçilemez okyanus ve sevdiğin kadının kokusunu hissetmek.Yatak seni tüm hayatından mahrum etti.Her şey bir kabus ve ölümle sonlanacak bir hapis hayatı ..
Hakkındaki müthiş yorumları duyduktan sonra-özelliklede eleştirmenlerden- büyük merak duyduğum filmi sonunda izleme fırsatı buldum.Son derece dağınık bir film pek çok şeye el atıp çoğunu sonlandırmadan veya detaylandırmadan elini çeken bir senaryosu var.Adamın ailesiyle özelliklede ağabeyiyle yaşadığı çatışmanın dışında her şey eksik.Yaşadığı aşklar, yaptığı hukuk mücadelesi,yazdığı kitap,din adamıyla girdiği tartışma..hepsi yarım.Ana karakterin gençlik yıllarının analatıldığı bölümler resmen komedi.19 yaşında olduğunu iddia attikleri karakter 35 gösteriyor.Karakterin Dünya turu yaparken çekilmiş! fotoğraflar daha da komik.Ayrıca ölmek isteyen ve bu isteğine saygı gösterilmesini bekleyen ana karakterin başka insanlara hayat dersi vermeye kalkışması bir tezat oluşturuyor.Çünkü bu tutum onların fikirlerine saygı duymadığı sonucunu doğuruyor.Javier Bardem tartışmasız iyi bir oyuncu ama bu filmde sanki birisi ona R.De Niro yu taklit etmesini söylemiş gibi..Tamamen De Niro mimikleri ve gülüşüyle oynamış.Ağır filmle sıkıcı film arasında ciddi bir fark vardır ama nedense insanlar sıkıcı olan her filmi ağır ve ciddi filmler arasına sokuyorlar.Bence bu film ağır değil sıkıcı ve önemli eksikliklere sahip ve de hiç ama hiç övgüler dizilecek bir film değil.
basit bir film falan değildi.javier bardem bu filmden önce de kısmen ünlü bir aktördü,en başından beri de kaliteliydi.bu filmde de başta belen rueda ile birlikte olmak üzere tüm ekip bizi filmin içine sokmayı başarıyor,onlar sanki daha başka filmlerde de izlemiş olduğumuz oyuncular değil de karakterlerin kendileri.dramatik bir konu,kimi zaman tebessüm ve çoğu zaman da hüzünle izletiyor kendini.alejandro amenabar iyi bir yönetmen,mar adentro da gözlerinizi dolduran ve sizi etkileyen iyi bir film.bence hayat bir zorunluluk değil bir hak olmalı diyor ramon,başlı başına bir tartışma ve düşünme konusu.öneriyorum.çok önemli sözler söylüyor.
alejandro amenabar’ın Aç Gözünü filminden bu yana nerdeyse tüm filmlerini takip eder ve bir yönetmen olarak kendini de çok beğenirim.bu filmi de diğer eserleri gibi oldukça başarılı.sıcak,samimi ve gayet sade...izlerken zamanın nasıl geçtiğini anlayamıyorsunuz.hele bir de javier bardem hayranıysanız bu filmi kaçırmayın derim...
Tek kelimeyle çarpıcı bir film.. konu, oyunculuk, senaryo, reji, müzik her şey ama her şey harika.. ramon içindeki denizde kayboldu çünkü onun sadece hayalleri vardı, inancı yoktu... javier bardem ve yönetmen alejandro amenabar muhteşem bir iş çıkarmış.. 10/10
Filmin kalitesini (gösterimde olan biçok filme bakinca) kabul etmek gerek ama bilmiyorum troy'u ve gora'yi birinci secenler bu filmi begenir mi ??? ya da gidip izler mi???
ağır bir film olmasına rağmen sorgulattığı şeyler-ölüm-yaşam- vermek istediğini fazlasıyla veren bir film bence. ağlatıyo hatta tek başınıza falansanız kalbinizi çok acıtıyo bu film ağırlığıda ordan geliyo.verilecek anektodum yok .o ağırlığı hissetmek istiyorum diyenler izlesin asla pişman olmayacaklar he unutmadan javier bardem ,ne unutması unutulmaz bu adam oyuncu doğmuş çünkü bir saniye bile rol yaptığını hissettirmeyi geçtim aktör olduğunu bile unutturuyo.müthişti
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.