Ortalama puan
4,4
545 Puanlama
Yol hakkında görüşlerin ?

37 Kullanıcı yorumları

5
14 Eleştiri
4
19 Eleştiri
3
2 Eleştiri
2
2 Eleştiri
1
0 Eleştiri
0
0 Eleştiri
4,0
2 Nisan 2022 tarihinde eklendi
Senaryosunu, 19 yıllık bir hapis cezası ile yattığı Isparta Yarı Açık Cezaevindeyken yazan Yılmaz Güney'in, "gözü - kulağı" olarak görevlendirdiği Şerif Gören'in yönetmen koltuğunda oturarak çektiği "Yol":

2022 yılında dahi içinde debelenmeye devam ettiğimiz "siyasal - İslamcı" bir "karabasanın" sorumlusu olan 12 Eylül 1980 askeri diktatörlüğünün iç karartan baskıcı atmosferi ile ülkenin doğu ve güney doğu coğrafyasındaki sosyoekonomik yapısının; beş mahkumun, o bölgelere doğru gerçekleştirdikleri sıra dışı bir yol hikayesi ile gözler önüne serildiği muhteşem bir "melodrama" olarak geliyor karşımıza...

Gelin isterseniz, Costa - Gavras'ın "Missing" i (1982) ile Cannes Film Festivalinin büyük ödülü "Altın Palmiye'yi (Palme d'Or)" de paylaşmasının yanı sıra FIPRESCI ve Ecumenical Jüri Ödüllerini de kazanan; elden geçirilmiş pırıl pırıl bir kopyasını da temin ederek izlediğimiz bu filme, büyük usta Yılmaz Güney'in doğumunun (1 Nisan 1937) seksen beşinci yıldönümü münasebetiyle biraz daha yakından bakalım istedik...

Yoksa, tarihi bir utanç vesilesi olarak tam 17 yıl sonra Türkiye'de vizyona girebilen bu filmi, İstanbul'daki bir sinema salonun da defalarca izlemiştik zaten...

***

İmralı Yarı Açık Cezaevi...

Emirlere harfiyen uymayanların, kapalı cezaevine nakledileceğine dair sürekli tekrarlanan tehditleri içeren sıkıntılı günlerin ardından bazı mahkumlar için kısa süreli, seyahat ederek aileleriyle bir arada olabilecekleri "izinler" yeniden açılır...

Bunlardan ("devrimcilerin" en yakışıklı ağabeylerinden Tarık Akan'ın canlandırdığı) Seyit Ali, babasının yanında kalan karısı Zine (Şerif Sezer) ile oğlunu görmek üzere Konya'ya gitmektedir...

Ancak Kenan Evren askeri cuntasının yönettiği ülkede sıkıyönetim ve sokağa çıkma yasağı yaşanıyor olması sebebiyle, askerlerin nezaret ettikleri kapalı bir mekanda sabahın saat beşine kadar beklemek zorunda kalacaktır...

Neyse...

Nihayetinde varır da Konya'ya...

Varır varmasına da, son iki yıl içinde çok şey değişmiştir baba ocağında...

Örneğin babası, halen hayattaki annesine ek olarak bir çocuk da doğuracak olan ikinci karıyı da alırken kendi karısı da, çocuğuyla beraber evi terk etmiştir...

***

Aynı esnada Adana otogarındaki otobüsten, diğer izinli mahkumlar; Mehmet Salih (Halil Ergün), Yusuf (Tuncay Akça), Mevlüt (Hikmet Çelik) ve Ömer'de (Necmettin Çobanoğlu) inerler...

***

Derken...

Seyit Ali, karısı Zine'nin peşinde yeniden yollardadır...

***

Kendisi ile ailesi arasında kalmış olan iki çocuğunun annesi Emine'ye (Meral Orhonsay) kavuşmayı hedefleyen Mehmet Salih ise, vurularak ağır yaralanan arkadaşı Zafer'in de (Turgut Savaş) yaşadığı Adana'dadır ve ona:

Karısı Emine'nin; annesi, babası ve kardeşleri tarafından içine itildiği ikilemi dillendirmektedir...

Şöyle ki, karısının ailesine göre; birlikte bir kuyumcu soygununa kalkıştıkları kayınbiraderi Aziz, korkudan terk ederek kaçtığı için polis tarafından öldürülmüştür...

Halbuki soygunda araç sürücüsü rolünü üstlenen Mehmet Salih olayı, Aziz vurularak yere düştükten sonra kaçtığı biçiminde ifade etmektedir...

Çok geçmez Zafer, Mehmet Salih'e; korkarak kaçtığını ve Aziz'in de o yüzden öldürüldüğünü itiraf ettirir...

Şimdi asıl sorun, Mehmet Salih'in karısına bunu, nasıl anlatacağıdır...

***

Gaziantep ve Urfa yolcularından Yusuf, Mevlüt ve Ömer'den izin belgesini kaybetmiş olan Yusuf; arama amaçlı bir askeri çevirmede, tutuklanarak göz altına alınırken Mevlüt, nişanlısı Meral'i de (Sevda Aktolga) göreceği Gaziantep'te iner...

Birecik'teki köyüne sevinçle koşuşturan Ömer, askerlerce iki kişinin tutuklandığına tanık olur...

Ki, akşamları bu operasyonlar, üçer beşer insanın öldürüldükleri silahlı bir çatışmaya da dönüşmüştür...

***

Karısının, (kendisin de öz amcası olan) babasının gönderdiği mektupta yazdığı şekilde; Hatay Soğukoluk'taki bir genelev de yakaladıkları karısı Zine'yi öldürerek aile namusunu temizlemek üzere Bingöl Sancak'a gitmekte olan Seyit Ali ile Diyarbakır yolcusu Mehmet Salih, aynı trende karşılaşırlar...

Ve Seyit Ali bu, son derece namahrem sırrını Mehmet Salih ile paylaşır...

***

Trenden iner inmez sakal tıraşı da olan Mehmet Salih, karısı Emine ve çocuklarını görmek gayesiyle hoş karşılanmayacağını bile bile kayınpederinin evine gider...

Ancak çocukları ve karısı dışında, kendisine sıcak davranan hiç kimse yoktur o evde...

***

Bu arada Seyit Ali'de karlar altındaki Sancak'a ulaşarak kayınbiraderi Şevket'i (Hikmet Taşdemir) bulur...

Dakika 52...

Geride sizleri, Cannes'da büyük ödülü bölüştüğü Yunanlı sinemacı Costa - Gavras'ın "Missing" i (1982) ile Pablo Pablo Larraín'in "Tony Manero" (2008), "Post Mortem" (2010) ve "No" dan (2012) oluşan "Şili Üçlemesi" lezzetindeki; "siyasal sinemanın" baş yapıtlarından biri olan bu filmde, 62 dakikalık bir bölüm daha bekliyor olacak...

Keyifli seyirler,
5,0
16 Temmuz 2020 tarihinde eklendi
Yılmaz Güney imzali Tarık Akan oyunculugunu konuşturmuş ,Şerif sezer ve Hill Ergün ve diğerl oyuncular da rolün hakkını vermişler. Gelmiş geçmiş en iyi Türk filmi
5,0
5 Ağustos 2019 tarihinde eklendi
Yılmaz Güney'in en sevdiğim filmi. Herkes izlemeli. Büyük başarı...................................
4,0
16 Kasım 2014 tarihinde eklendi
sadece bir film değil bir dönemin sosyolojik tüm çarpıklıklarını ortaya koyan bir yapım 8/10
5,0
1 Kasım 2011 tarihinde eklendi
Yılmaz Güney hapiste yazdığı bu filmde kendi gerçekçi üslubunu korumuştur. Bu filmde de diğer filmlerinde de olduğu gibi olayları yorumlamaktan ziyade olayları yaşayanların ağızından seyirciye izletmiştir. Sürü; bir aşireti, bir ikiliyi, bir sürüyü ve daha birçok şeyi anlatır. Aşiretler arası çatışmalar, kişiler arası hesaplaşmalar, insan-doğa, insan-insan, insan-toplum ilişkileri dramatik bir kuruluşun içine yerleştirilen malzemenin salt bir kısmını oluşturur. Filmin tümü ise temelde ekonomik zorlamalarla çağdışı kalmış bir toplumun, ezilen kişilerin ve doğan çatışmaların çok geniş bir panoramasını sergiliyordu. - Türk Sinema Tarihi, Giovanni Scognamillo, Kabalcı Yayınevi Sürü filmi bir ülkenin kültürel ve toplumsal eleştirel bir biçimde ve kolayca kavranabilen bir görüntüsünü sunuyor. Bir yanda kadınların sadece bir nesne gibi kullanıldığı, geleneklere bağlı pederşahi bir toplumu, diğer yandan genç bir çiftin bu baskıcı toplum modelini kırmaya çalışmasını görmekteyiz. Oğul Şivan, onu sınırlayan ve ailesine bağlı olmasına neden olan geleneğe isyan etmektedir...-filmde melike demirağ hiç komuşmayan gelini canlandırıyor kocası şivanı çok sevmesine rağmen oda dahil hiç kimseyle konuşmuyor- Filmde, bir sürünün Anadolunun doğusundan batısına trenle taşınması ön plana alınarak, Anadolunun yoksulluğu, çaresizliği ve o günlerin siyasal çelişkileri ve çatışmaları perdeye yansıtılmaktadır. ayrıca "sürü" türk sinemasının uluslararası alanda en fazla ödül sahibi filmidir
5,0
16 Eylül 2012 tarihinde eklendi
Ikinci izleyisimde kesfettigim filmlerden biri oldu.. çok etkili ve düsündürücü.. insan hayatlarina odaklaniyor film, siyasete degil.. sadece 1 sahnede hoslanmadigim bir ifade vardi .. bunun disinda çok sevdim filmi.. son derece derin ve etkili.. 9/10
4,0
10 Aralık 2010 tarihinde eklendi
Adı üstünde bir yol filmi.Filmin konusunu zaten arkadaşlar yeteri kadar anlatmışlar benim yeniden bir şey eklememe gerek yok.İzlemeyenlerler kesinlikle izlesinler geç kalmış olsalarda.
5,0
8 Mart 2010 tarihinde eklendi
aşırı bi yılmaz güney hayranımıyım hayır ama bu film benim izlediğim en iyi türk fimidir.
3,5
3 Şubat 2010 tarihinde eklendi
altın küreye aday olan tek türk filmi,tabi cannes altın palmiyeyide kazanan tek filmimiz. oscar yarışında da onemli gelişme kaydetmiştir ama olmamıştır.
altta bir arkadaşında dediği gibi yılmaz güney yaşasaydı oscar alan bir filmimiz olurdu kesinlikle.
4,5
28 Ocak 2010 tarihinde eklendi
O dönemin tüm çarpıklıklarını harika bir şekilde anlatmış ve insanı derinden etkiliyor.Çok zor şartlarda altında çekilmiş bir film ama buna kesinlikle değmiş.9/10
5,0
4 Eylül 2009 tarihinde eklendi
her izleyişimde gözyaşlarım kendiliğinden akıveriyor......
2,5
24 Temmuz 2009 tarihinde eklendi
flimi önceden izlemediğime pişman oldum
5,0
10 Haziran 2009 tarihinde eklendi
yılmaz güneyden sonra zaten dogru düzgün filimler cıkmıyor izleyin.
4,0
25 Ocak 2009 tarihinde eklendi
yorumları okudugumda mükemmel bir film izleyecegimi düsünmüstüm.ama beklentilerimn altında kaldı cogu yorumda en iyi türk filmi denmis..o arkadaslara eskiya yı izlemelerini öneririm..güzel bir filmdi ama büyük beklentilerle izledigim icin hayal kırıklıgı yasadım..serif sezer i zaten cok begenirim..filmi izlememde onunda etkisi var..güzel bir filmdi ama en iyi türk filmi değil kesinlikle..8/10
5,0
7 Ocak 2009 tarihinde eklendi
yılmaz guneyden bı mıras olarak goruyorum bu fılmı ızlemeyen arkadaslar cok sey kaybetmıssınız mutlaka ızleyın derım hak verıceksınız sıddetle tavsıye edıyorum 10/10
Daha Fazlasını Göster