büyülü bir renk cümbüşünün arkasında saklanan kötü huylu karakterleriyle, insanoğlunun vampir dişli duygularının, hırslarının, şekerden rengarenk hayalden dünyaları bile korkunç kılabileceğini vurguluyor tim burton bu filminde. ne yapıyor tim burton? kitabı alıyor, hikayeyi pastel boyalarla boyayıp, sulu boyalarla süslüyor, simler saçıyor dört bir yana, pırıltılarla süsülüyor tiplemeleri, kuru boyayla üstünden geçiyor renklerin, başkalaşıyor hikaye,bambaşkalaşıyor hemde, ne mi oluyor? bir karnaval yaratıyor yönetmen, renkler karnavalı, sonra ne mi yapıyor? alıyor bu karnavalın ortasına çirkinlekleri serpiyor, ama çirkinleride süslüyor, karartılara asla yer vermiyor eserinde, kötülükleri bile güzellerle aynı tonlarda boyuyor. işte bu yüzden filmleri peri masallarını aratmıyor. çünkü peri masallarında periler kadar cadılar da süslü püslüdür, ve çünkü gerçek hayatta da iyiler gibi, şeytan kılıklı kötüler de insan görünümündedirler. işte tim burton bunu vurguluyor; aslında hepimiz aynı rengiz, aslında genellike hepimiz çikolata severiz fakat hiç birimiz aynı değiliz, bu aynılıklar dünyasında farklılıklar topluluğuyuz.