Bayağıdır sami hazinses izlemiyorum diye onun filmlerini ararken denk geldim. Goksel i de izlemeyeli bayağı oldu diye 2sini bir arada görünce izleyeyim dedim. Huseyin baradan, necdet tosun, ekrem bora da varmış, daha ne istenir ki bir 1960 yılları filminden :)
Nilufer aydan mış aydan rolündeki de. 23 yaşında, gencecikmiş.
Normalde bu yılların filmleri 1 saat civarı olurken bu film 2 saate yakın. O açıdan da hoşuma gitti.
Eğitim merkezi eskişehir deymiş. Öyle dedi ekrem bora.
Eski istanbul u görmek güzeldi. Eski vapurlar filan.
Kadının, ev kadını olmak istemesinini kutsallaştırıldığı bir film olması hoş değil. Pilot kadın aydan da ev kadını olmak istiyor, leyla sayar da. Meslekleri olan insanlar. Aydan a hatta babası evde emirler veriyor ceketimi getir vs.
Leyla ile goksel güzel bir gece geçirdi. Bir daha görüşmeme umuduyla leyla ayrıldı. Farklı bir şey. Ama karşılaşacaklar tabi. Yesilcam klasiği.
İlk karşılaştıkları yer besiktas ti sanırım.
Ağa - mafya - zengin insanlarla politikacıların ilişkilerini gösteren güzel bir film olmuş. Bu filmde ağalığa karşı bir duruş ön planda olsa da.
Sami hazinses iyi oynamış. Seslendirmesi ona mı ait bilmiyorum da.
Kovboy kerim de iyiymiş :)
Yesilcam in sevdiğim yanlarından. Ne yapıp edip tesadüf eseri eski aşıkları karşılaştırıyor ve bu tesadüf saçma da olsa gerçekçi geliyor ve filmin akışı içinde güzel geliyor.
O yıllara göre bence güzel montajlanmış. Goksel uçakta uçuyor gibi veya paraşütle atlıyor gibi gösterilmiş mesela.
Plakçıda frank sinatra fotosu gördüm sanırım. Zamanı kavuranlardandı. O da güzeldi.
- Traş sabunu alabilir miyim?
- Biz plak satıyoruz efendim.
bu da güzel sahneydi :)
Sonradan babası nasıl oldu da vazgeçti, damat olarak bir subayı düşündü, anlayamadım. Gerçekten etkilenmiş demek dövüşmesinden.
Filmin 2. yarısı yani evlilik sonrası ise köy-kasaba yaşamını görüyoruz. O insanlar için goksel bir şeyler yapmak istiyor. Güzel mesajlar veriyor film o açıdan. Leyla da onla aynı fikirde oluyor sonra.
"Issız bir adada yaşamıyoruz, onlar için de bir şeyler yapmalıyız." diyor goksel.
"Çobanla beni aynı arabaya mı koyacaksın, laf ederler." diyor ağa başka yerde.
Film 1963 e ait, 60 sene nerdeyse geçmiş ama değişmeyen çok şey var. Anca "kendi personel"ini kurtarmak için helikopterlerini yollayan ordu veya hükümet var o köylere. Aylarca kar altında kalan, ulaşılamayan. Doktor, öğretmen yüzü görmeyen. Bu filmde ise göstermelik bir kaç saatlik, askeri doktor kalıyor köyde. Büyük lütuf gibi. Askerin hayatını kurtarmış, her hafta gelelim diyeceği yerde :)
Sonunu da anlamadım tam. Aydan a "burda herkesin sana ihtiyacı var, onları sensiz bırakamam" demek ne demek? Evlenince bu durum olacaksa, evlensin ama işine devam etsin, her ne kadar ev kadını olmak istediğini belirtmiş olsa da aydan. Evlenmeden ev kadını olmak istememesi de garip, şu an çalışan, güçlü bir kadın oysa. neyse, yine de tatlı son denebilir :)