Çok büyük senaryo gedikleri olmasına karşın yönetmen Joseph Ruben'in gerilim kurmadaki başarısıyla kendini izlettiriyor.Bilimkurgu ögelerinin filmin sonuna kadar resmen saklanıp,son yirmi dakikada önümüze getirilmesi filmin inandırıcılığını azaltıp,seyirciyle kurduğu bağı zayıflatmış.Film bittikten sonra cevabı verilmeyen birçok da soru kalıyor geriye.Ama sadece kaza sahnesi sinema tarihinde benzerleri arasında en başarılılarından biri ve evde bile izleniyor olsa seyirciyi koltuktan sıçratıp,birkaç dakika sersemletecek özelliğe sahip.
kötü bir film. bahsedilen kaza sahnesi mükemmel sizi koltuğunuzdan zıplatıyor ama bu anlık bir olay.sadece bu sahne için bu ızdıraba katlanmayın bence.
Gayet güzel gittiğini düşünüp finalde oha bu ne dediğim bi film :) olayı gizemli çocuk kaçıran bi gruba bağlasalardı daha kaliteli bi film olurdu ama bu finalle gözümden düştü
en başta mantık çerçevesinde ilerleyen film her karede can sıkıntısı oluşturuyor. filmin mantığı ve neyi anlatmak istediği bir türlü çözülemiyor. kısacası aldığı puanı sadece oyuncularının gerçekçi davranışlarından ötürü hak ediyor. 10/5 ötesi yok maalesef
Filmde küçük bir kız vardı,kadının oğlunun arkadaşı galiba..İsmi Laureen..Çıkışta yurda dönünceye kadar gördüğümüz her küçük kıza "Laureen" dediğimizi hatırlıyorum. Böyle de bir anısı vardır bende.
Başlarında oldukça sıkıcı giden, sonrasında giderek enteresanlaşan, ilgi çekici bir yapım. Hiç beklenmedik anlarda yaşanan şok edici gelişmeler ve Julianne Moore filmi izlenir kılıyor. Sadece ve sadece etkileyici kaza sahnesini görmek için bile izlenir. 7/10
Dark Citynin çizdiği yolda ilerliyen ama sadece bir kadınnın çocuğuna olan sevgisi sayesinde engelleri aşmasını gerçekleri arayışını anlatan özellikle Julianne Moore harika performansı için bile seğredilmeyi hak eden bir film.Dark city gibi bir başyapıt olmasada kesinlikle iyi bir film.10/7
...Julianne Moore'un varlığı dahi 'The Forgotten'i kurtarmaya yetmiyor. Julia Roberts'ın "Sleeping with the Enemy- Yatağımdaki Düşman" filmi ile zaten vasat yapımların yönetmeni olduğunu kanıtlamış olan Joseph Ruben'in filmi, seyircisinin ilk 1 saat içerisinde belli bir gerilime ortak etse de seyriğini son yarım saate girerken öyle bir değiştiriyor ki, filmden keyif aldığınız o ilk saat de heba oluyor bir anda. Neden ve nasılın yeterince açıklanmadığı, tatmin edici olmaktan uzak bir finalle noktalanan film sıkılmadan izlense de sonunda "eee, ne oldu şimdi yani?" diyeceğiniz türden bir yapım...(4/10)
Taaaa en başlarda bir yorumum vardı.Fragmanı çok etkileyici umarım hayal kırıklığına uğramam diye.Ama beni haklı çıkardı ve boşuna ümitlendiğimi anladım.Film en başta 'casting' denen zemini hazırlayamamış.Filmi izlerken o kada çok bu da olurmu ya da nasıl oluyor tarzında sorular sormaktan kendimi alamadım.NSA’nın rolü nedir,devletin görevi nedir,kaç tane denek,kimler,ne zamndan beri vs vs..tonla soruu zemin hazırlamadan sormamıza sebep olmuşlar.Takip edecekleri tonla ipucu varken,bu kadar kısır bir kovalamaca ve polislerin elinden bu kadar kolay sıyrılmaları filmin inanılırlığını kaybettirmiş.Sözün kısası, The Ghost and The Darkness ’dan beri izlediğim en etkileyici fragmanın böyle fos çıkması üzücüydü.Beğenmedim !!!
çok güzel bir filmdi,özellikle arada sırada çıkan ani sahneler filmde anlık gerilmelere sebep oluyordu.başarılı ve julianne moore her zamanki gi harika...
harika konu. Müthiş giden bir saat. Sonra saçmalama başlamış. Bu kadar harika konunun sonu nasıl bağlanamaz anlamadım gene de ilk bir saat ten ötürü harika film diyeceğim. Oyunculuklar da çok üst düzey.
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.