Hesabım
    Sihirbazın Çırağı
    BEYAZPERDE ELEŞTİRİSİ
    3,0
    Ortalama
    Sihirbazın Çırağı

    Sihirbazın Çırağı

    Yazar: Ayşegül Kesirli

    Sihirbazın Çırağı, Büyük Hazine serisinde de beraber çalışan yapımcı Jerry Bruckheimer, yönetmen Jon Turteltaub ve aktör Nicolas Cage'in ortaklaşa imza attıkları son çalışma. Tıpkı Büyük Hazine gibi bol görsel efektli ve bol maceralı bir yapım olan Sihirbazın Çırağı'nın bir diğer önemli özelliği de ikinci yarısında Nicolas Cage'in sık sık Nicolas Cage'lik yaptığı bir film olması.

    Son dönemlerde Nicolas Cage'in en sıkı hayran kitlesinin dahi pes etmesine neden olacak derecede niteliksiz yapımlarda rol aldığı sinema camiasında sık sık tartışılıyor. Savaş Tanrısı (2005) ve Fırtınalı Hayatlar'ı (2005) ayrı tutarsak son yıllarda Nicolas Cage'in canlandırdığı karakterin geçmişini, iç dinamiklerini, hikayedeki diğer karakterlere karşı konumunu ortaya çıkaran sahici bir performansa imza attığına şahit olmak neredeyse imkansız. Bu nedenle de, Nicolas Cage'in, acilen sarsılıp kendine gelmediği takdirde, kalıplaşmış oyunculuğunu paket program halinde prodüktörlere sunabildiği ve sadece Nicolas Cage'lik yapmasına izin verildiği filmlerde rol almaktan başka şansı yok gibi görünüyor.

    Aslına bakarsanız, tam da bu nedenden dolayı Sihirbazın Çırağı Nicolas Cage'a uygun bir film. Cage'in yüzyıllardır hayatta kalmayı başaran, görmüş geçirmiş büyücü Balthazar'ı canlandırdığı filmde, Cage'in Balthazar'ın bilgeliğinin ve başından geçen ağır olayların bir kanıtı olarak sessiz, durgun, karakterini fazla öne çıkarmayan donuk bir oyunculuk sergilemesi bekleniyor zaten. Cage de filmin ilk yarısında bu beklentiyi boşa çıkarmayan bir biçimde Balthazar'ı bir adım sonrası belirsiz, gizemli ve tepkileri tahmin edilemeyen bir karaktere dönüştürüyor.

    Filmin kostüm tasarımcısı Michael Kaplan ile sanat yönetmenleri David Lazan ve David Swayze da Nicolas Cage'in paket program halinde sunduğu oyunculuğunun açıklarını gizlemek istercesine Cage'in etrafını bir görünmezlik aurası ile kaplıyorlar. Cage'in zaman zaman arka fonla iç içe geçmesini sağlayan uzun simsiyah pardösüsü, yüz mimiklerini kamufle eden uzun saçları ve büyük şapkası Balthazar'ın tam anlamıyla hem promosyonu yapılabilecek kadar ünlü hem de hikaye içinde anonimleşebilen bir oyuncu tarafından canlandırılmasına olanak tanıyor. Yer yer oldukça karanlık yer yer fazla renk kullanımı sebebiyle görünmezleşen set tasarımı ve aksiyon sahnelerinin gözün takip etmesini zorlaştıran hızı da yaratılmaya çalışılan aurayı besliyor. Bununla birlikte, Balthazar'ın filmin ilk yarısında, gündelik insanların büyücülerin varlığından haberdar olmamaları için başvurduğu numaralar ve Dave'e fark edilmeme konusu üzerine verdiği öğütler de felsefi düzeyde hikayenin sanat yönetimi ile uyum içinde ilerlemesini sağlıyor. Böylelikle, Sihirbazın Çırağı, ilk yarısında, Nicolas Cage'e rağmen Balthazar'ın gizemini, bilgeliğini ve ağırlığını koruyabildiği tutarlı ve iyi kotarılmış bir film haline geliyor.

    Nicolas Cage ve Jay Baruchel arasındaki denge de filmin ilk yarısının Nicolas Cage'e rağmen başarılı ve sürükleyici bir tempoda ilerlemesini sağlayan yegane öğelerden biri. Hızlı konuşup, seri hareket eden ve hemen hemen yer aldığı her yapımda panik halinde, zeka küpü, sakar ve dışlanmış karakterleri canlandıran Jay Baruchel, Nicolas Cage'ın tutuk ve hareketsiz oyunculuğunu başarıyla dengeliyor. Baruchel'in aktif oyunculuğu hem filmin yüksek bir tempoda ilerlemesine katkı sağlıyor, hem de hikayenin esprili yanını görünür kılınıyor.

    Öte yandan, bahsettiğimiz bütün bu dengeler ve akıllıca tasarlanmış görünmezlik oyunlarının filmin ikinci yarısında bir anda etkisini kaybetmesiyle, gidişat kontrolden çıkıyor. Öncelikle, Dave'in gündelik hayattan büyücülüğe uzanan yolculuğu, başka bir deyişle 'çıraklığı', topu topu bir güne sığdırılabilecek, birkaç sihirbazlık numarasından ibaret bir hızlı büyücülük kursuna dönüşüyor ve her nasılsa Dave bir anda kendisini yüzyılların büyücülerine 'bilim' ve 'büyü'nün ortaklığında meydan okuyan bir karakter olarak tanımlanıyor. Büyücülük kurumunun mitolojik temellerine aykırı bir biçimde en ufak bir olgunluk sürecinden geçmeden, sınanmadan ve sorgulanmadan büyücülük sıfatına kavuşan Dave'in bu gelişimi, Sihirbazın Çırağı'nın içi boş ve altyapısız bir hikayeye sahip olmasına yol açıyor.

    Bununla birlikte, filmin bilim ve büyünün ortaklığına yaptığı vurgunun da hikayenin ideolojik eğiliminin ve inandırıcılığının sorgulanması açısından önemli bir nokta olduğunu söyleyebiliriz. Sihirbazın Çırağı'nın bilime yaptığı vurgu bir anlamda her ne kadar fantastik bir hikaye anlatıyor olsa da, senaryo yazarlarının filmin bir ayağını gündelik hayatın içinde, aklın yolunda, kurgulamak istediklerinin bir işareti. Keza filmin en başında Balthazar'ın gündelik insanların büyücülerin varlığından haberdar olmamaları gerektiği konusunu dile getirmesi ve Çin Mahallesi'nde geçen aksiyon sahnelerinde büyünün varlığını kamufle etmek için gösterdiği çaba da, senaryo yazarlarının bu eğilimini destekler nitelikte.

    Diğer yandan, filmin ikinci yarısında, ilk yarısındaki tutarlılıktan ve özenden eser yok. Hızlı kovalamaca sahneleri, şık arabalar ve insanın aklını alan görsel efektler eşliğinde, gündelik hayatın tam ortasında büyü kullanan ve dünyayı kurtarmaya çalışan karakterlerin sanki dünyada bir tek kendileri kalmışçasına özgürce, kendilerini gizleme gereği duymadan hareket etmeleri hem gidişat içerisinde büyük bir tutarsızlık yaratıyor, hem de filmin inandırıcılığına ket vuruyor. Gündelik hayatla fantastik alemler arasında yaratılan ayrımın büyük bir vurguyla ortaya konduktan sonra şuursuzca ortadan kaldırılması ve filmin gösterişli aksiyon sahneleri uğruna sağlam bir biçimde geliştirdiği öyküsel temelini kökünden sarsması bir çuval incirin berbat edilmesine sebep oluyor.

    Anlayacağınız Sihirbazın Çırağı, sürükleyici, eğlenceli ve hareketli bir tempoda, özenli bir anlatımla başlayıp, ikinci yarısında film ekibinin kontrolünden çıkan ve birçok sahnede Nicolas Cage'in Nicolas Cage'lik yapmasına da izin verir hale gelen bir çalışma. Dolayısıyla, her ne kadar ilk yarısındaki gizemli atmosfer, etkileyici set ve kostüm tasarımları ile tam yerine oturan espriler için izlenebilecek olsa da, seyredenlerin kendilerini ikinci yarısındaki baştan sağmalığa hazırlamaları da gerekli. Sonuç olarak Sihirbazın Çırağı, büyük beklentilerle izlendiğinde hayal kırıklığı yaratabilecek olsa da, boş bir vakitte, yaz sıcağından uzak, klimalı bir sinema salonu arzu edildiğinde seyredilebilecek bir film.

    Daha Fazlasını Göster
    Back to Top