En yararlı eleştirilerEn yenilerEn çok eleştiri yazmış üyelerEn çok takip edilen üyeler
Filtrele:
Hepsi
ulas-erol7
Takipçi
43 değerlendirmeler
Takip Et!
4,0
4 Nisan 2007 tarihinde eklendi
Sinema salonunda benim dışımda, okulu kırdıkları belli iki liseli genç kız,bir de yirmili yaşlarda bir oğlan vardı film başladığında..İlk sahneden sonra arka sıralardaki iki genç kız "aaa bu ne biçim film,çıkalım." diye söylenerek çıktılar..Salonda toplam iki kişi izledik Ozon'un bu başarılı filmini;bir bahar günü,gündüz seansı,herkes dışarılarda bir yerlerde iken.. Girişi biraz sert, ancak gittikçe yumuşuyor ve kurgusundan kaynaklı, "umut yok ama olsun;güzel yaşanmış bir evlilik" fikrine kapılmanızı sağlıyor film..Kurgusu da bildik aslında,orijinal-ya da denenmemiş- değil a-ma yine de izleyicinin dikkatini topluyor filmin üstünde ve sonun bilinmesine rağmen güzel duygular hissedilmesini sağlıyor .. Evlenirken bir kez daha düşünün,son burada,başlangıç orada..Zaten film boyunca, "son böyle olacak,boşuna çabalamayın "diyorsunuz filmin kahramanlarına.Beş sekans boyunca -evli olanlar bunu daha net hissedeceklerdir eminim-bir ilişkinin evreleri anlatılıyor; "evlilik" masaya yatırılıyor..Ama sonunda yine de-nedense-içinizde garip bir romantizm kalıyor.. "Kumun Altında'da" ve "Veda Vakti" 'nde olduğu gibi yine sorguluyor yönetmen,yine kahramanlarını geriye döndürüyor,sizi öyküsünün içine alıyor bir solukta..
yani françois ozonun nasıl böyle bir film çevirdiğini doğrusu anlamış değilim.film sadece sondan başlama özelliğine sahip onun dışında hiç bir farklılığı yok.sıkıcı bir film...daha akıcı olabilirdi.5/10
Valla hani ne çok iyi bir film ne de kötü bir film.Yani yönetmen sanki çok iyi bir şey yapmaya çalışmış da becerememiş gibi geldi bana.Fakat yine de kendinizi filme bıraktığınızda oldukça zevk alabilirsiniz tabi.6/10
Sinema için bu film ne yeni bir söz ne de yeni bir biçim.Bunalımlar içinde geçen,can sıkıntısından baska bir sey vermeyen ,uzak durulması gereken vasatın altında bir film.
Tutkulu bir aşkın 5 yıldaki çöküşü filan değil Ozon'un göstermek istediği, neden mi? Çünkü aşk yok aslında ortada... Aşk değil de meşk denio bizim buralarda ona.. Fransız filmi olması dolayısıyla bizim kültüre çok yabancı ; biz de gelin alından öpülür dudaktan değil, hiçbir damatta düğünün ortasında dansın parçası bile olsa gelinin eteğinin altına girmeye cesaret edemez ,linç edilir alimallah..Bizim kültürde, gerdek gecesi kocası uyudu diye hiçbir kadın dışarı çıkıp gezmez, hadi dışarı çıksa bile sewdiği adamı en mutlu gecesinde hiç tanımadığı biriyle aldatıp da geri dönmez.. Film sonrası çok tartıştık, bizim ewliliklerimiz we bizim ilişkilerimizle kıyasladığımızda az ewwel saydığım gibi uçurumlar da çıktı, ama bi o kadar aynılıllar da.. Bu filmdeki ilişkide pamuk ipliğine bağlıydı hersey, birbirini hiç anlamayan meşkten başka ortak yapabilecekleri hiç bişey olmayan bi çift için 5 sene uzundu bence, 5 dk bile sürmemesi gereken bir ilişki..
Ozon ewliliğe attığı farklı bakış açısıyla tartıştırmayı başarıyo..Karşı cinsinizle izlerseniz, film bitiminde kendinizi hararetli bir tartışmanın ortasında bulmanız olası, kadın we erkek tutumları hakkında..
gayet yalın bi film . vasat değil ama çok da düşünülecek bi konusu yok bence. filmin tek ilgimi çeken yönü, ilişkiyi 5 ayrı bölüme ayırp, sondan başa doğru anlatılması
filmi izleyeli yaklaşık bi sene oldu.film hakkında aklımda çok iyi şeyler kalmamıştı ama yorum yazmadan önce fragmanı seyrettim ve filmin aslında ilginç ve hoş olduğunu ve valeria bruni nin oyunculuğunun süper olduğunu hatırladım.mutlaka izleyin diyemem ama izleyin=))
ya yapmayın arkadaşlar bizim artık bu peşin hükümlere, tabulara karşı çıkma vaktimiz gelmedi mi? batının özellikle bu değer yargıları markalaşmış yönetmenlerin haddinden fazla pohpohlanmış iki üç ödül almış filmleriyle bize benimsetiliyor. François Ozon yerinde sağolsun ama film yapamıyor hep aynı döngü sıradanlık birkaç cinsel tercih değişikliği 2-3 dakika arası erotik sahne başka? hayır boşuna uğraşmayın filmde duygusal bir çıkarım yapılamıyor batının duygusal dünyasının sığlığı ve cinselliğe bağımlı aşk tasavvuru... Bu filmin fransız filminlerine de kötü örnek teşkil ettiğini düşünüyorum. bizim hissedişimizden çok hissedilmesi istenen duygular tabi Ozon' un böyle bir misyon üstlendiğinden falan bahsedetmek komik olur o yalnızca kendi dünyasını, değer yargılarını anlatıyor. hiç mi hoşuma giden yer yoktu? bu imkansız tabi; müzikler güzeldi mesela, filmin sonunda oluşturulmaya çalışılan ortam biraz da olsa etkileciydi. sırf filmin sonunu izleyebilirdim mesela.
öncelkle filmin başında yukardan sürekli boom gözüküyodu.çok komikti.bi yönetmen buna nası dikkat etmez anlayamıorm.filme gtmeden önce mükemmel bi aşkın çöküşüne tanık olucamı sanıodum.ve konusu gerçekten ilginç gelmşti bana.yani ii işleneblrse gerçkten ii bi film olablceni düşünmştm.ama bunun yerine zayıf, daha başından temeli çürük olan bi aşkın,önceden tahmin edilebilecek bi sona ilerleyişini gördüm(tabi tersten).ewt bi yandan bakarsak gerçekçi ve doğal diyeblrz.işlenen aşkın mükemmel olması gerekmio sonuçta.ama ilk düşüncem olan büyük aşk kullanılsaydı çok daha ii bi çöküş göreblrdk belki de.tabi büyk aşkın kullanılmaması bi eksklik ya da yanlışlık diil.sonuçta çürük aşkı ele almayı tercih etmşler.byk aşk ya da çürük aşk; bi aşkın çöküşünü göstermenin o kdr ii yolları varken,yani ellerinde bol miktarda malzemeleri bulunrken,bu çöküşü yüzeysel işlemeyi terch etmşler.işte bana göre filmdeki asıl sorun buydu.bi de gerçekten mrk ettğm bişi war avrupa sineması neden her filminde birilerini soyma zorunluluğu hissedio kendinde gerçkten anlayamıorm..kötü bi film diil..ama gereksz..
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.