Hesabım
    Eros
    BEYAZPERDE ELEŞTİRİSİ
    3,0
    Ortalama
    Eros

    Üçü Ayrı Telden <b>Eros</b>

    Yazar: Ali Ercivan

    Sinema tarihinin üç önemli yönetmenini bir araya getiren Eros, cinsellik ve kadın-erkek ilişkileri üzerine üç ayrı kısa metrajlı filmden oluşuyor. Daha ziyade Michelangelo Antonioni'nin yeniden sinemaya dönmüş olmasıyla önem kazanan bu proje, İstanbul Film Festivali'nin ardından, yetişkinlere yönelik düşünsel ve estetik bir filmin özlemini duyan sinemaseverlerle buluşmak üzere şimdi de vizyonda.

    Açılışı yapan Antonioni'nin filmi, biri erkek ikisi kadın üç karakter arasındaki ilişkileri anlatıyor. Fakat ustanın son uzun metrajlı filmi Bulutların Ötesinde (Al Di La Dele Nuvole) gibi, entelektüel kaygılar içinde boğucu hale gelen bir seyirliğe dönüşüyor. Blow-Up veya Zabriskie Point gibi başyapıtlara imza atmış bir yönetmenin, artık iyice rafine bir ustalık göstermesini beklediğimiz son dönem işlerinde böylesine kaba diyaloglara başvurması üzüntü verici.

    Antonioni, tüm hikayesini bir takım boş ve sözde entelektüel diyaloglara yüklerken, görselliğiyle ise neredeyse hiçbir anlam yaratmayı başaramıyor. Film, ne içerik ne de biçim açısından hiçbir değeri olmayan, boğucu ve manasız bir mastürbasyona dönüşüyor.

    Tam da buna zıt bir yönde, Amerikan sinemasının en önemli temsilcilerinden biri haline gelen Steven Soderbergh, kendisini hiç ciddiye almayan bir film olan Equilibrium ile Antonioni'nin filmini takip ediyor. Büyük kısmı siyah-beyaz bir kara film estetiği üzerine kurulmuş bu filmde, bir terapi seansına şahit oluyoruz. Kendisini olduğu kadar psikanalizi de hiç ciddiye almayan film, son derece matrak bir kara komediye dönüşüyor. Belki projenin genel teması içinde biraz alakasız durduğu söylenebilir ama belli ki Soderbergh'in gözünde de nefes almak için çektiği o ara filmlerden biri olan Equilibrium, en azından tahammül edilebilir bir seyirlik.

    Projeye noktayı koyan ise, Hong Kong'lu ünlü yönetmen Wong Kar-Wai'nin The Hand'i. Görüntü yönetmeni Christopher Doyle ile bir kez daha biraraya gelmiş olan yönetmen, her zamanki gibi son derece şık bir iş çıkarmış ortaya. Özellikle Aşk Zamanı (In The Mood For Love) sonrasında kendisinden beklenir hale gelen türde bir imkansız aşk öyküsünü, son derece etkileyici ve belli ki kendisi için artık hiç zorlayıcı olmayan görsel üslubu içinde perdeye yansıtıyor.

    Genç bir terzi çırağı ile parlak günleri yavaş yavaş geride kalan bir fahişenin aşk öyküsünü anlatan The Hand, projenin genel temasıyla en rahat bağlantı kuran yapım aynı zamanda. Fakat nihayetinde stilize bir romantizmden fazlasını sunmuyor. Şüphesiz etkileyici bir film; bunun için Uzakdoğu sinemasının tanrıçası Gong Li'nin varlığı bile yeter zaten. Ama Wong Kar-Wai'nin filmografisi içinde bir tekrar hissi vermekten de kurtulamıyor.

    Ortaya şık ve kısmen etkileyici bir proje çıktığı söylenebilir. Ama Eros, ne vaat ettiği temanın karşılığını perdede tam olarak bulabiliyor, ne de bu üç önemli yönetmenden herhangi biri açısından heyecan verici bir deneme sunuyor. Yine de vizyonda yetişkinlere yönelik, ayakları yere basan bir film izlemek isteyenler için bir seçenek olabilir.

    Daha Fazlasını Göster
    Back to Top