Hesabım
    Karşınızda Peter Sellers
    BEYAZPERDE ELEŞTİRİSİ
    3,0
    Ortalama
    Karşınızda Peter Sellers

    Pembe Panter’in Gerçek Yüzü

    Yazar: Murat Emir Eren

    Ne zamandır bilemem... Pembe Panter'in aynı zamanda Lolita'daki Dr. Zempf ve Clare Quilty olduğunu hatta daha da durmayıp Dr. Strangelove olduğunu öğrenip, çocukluktan sinefilliğe transfer hepimiz için aynı döneme mi denk düşer acaba? Onun insan olarak mahvına neden olan, sanatçı olarak ise başımıza taç eden oyunculuk yeteneğinin lanetini bilmeden senelerce nasıl alkışlamışız kendisini belirsiz...

    Öldükten sonra yayımlanan kitaplarda olsun, yaşarken çıkan makalalerde olsun, magazin haberleri olsun, hepsinin Sellers'a olan tuhaf nefreti, Sellers'ın onlara hatta izleyicilerine olan tavrı herkesçe bilinir. Kim ne derse desin en bilinen rolü olan Pembe Panter'in yaratıcısı olarak bizzat kendini görüp, yönetmen Blake Edwards'ı defalarca yeteneksizlik ve vasatlıkla suçlaması da bilinir. Gene de bu yüksek egosunun, bedeninde yaşattığı yüzlerce aktörün ruhundan ileri geldiğini kimse kabul etmek istemez de, ona yüklenir de yüklenir...

    Haftanın biyografik deryası Karşınızda Peter Sellers, izleyeni, hele ki Sellers hayranı iseniz salondan bu hislerle uğurluyor. Sellers'ın inanılmaz yeteneğinin, hatta oyunculuk hastalığının arkasına sığınıp beyaz bayraklar sallamak suretiyle yarattığı auraya, onun çocuksu kıskançlıklarına, deliliklerine, her şeye rağmen varolan vicdanına işaret ediyor. Bununla birlikte kimi zaman kararsız ve tutarsız kelamlar da ediyor.

    Yönetmen Stephen Hopkins ise, şimdiye kadar kendisine verilmemiş yüzlerce fırsatın öcünü alırcasına müthiş bir kurgu ortaya koyuyor. Zira Hopkins, herkesin diline pelesenk olan 24 dizisinden, Av 2'ye hatta Uzayın Derinliklerinde'nin sinema versiyonuna kadar bir çok önemli projede yer alsa da, hep perde arkasında durup ismi ezberlenmeyen bir zanaatkar olarak anılmış idi. Her ne kadar Karşınızda Peter Sellers da en nihayetinde HBO'nun yapımcılığını üstlendiği bir TV projesi olsa da, Hopkins'in sinemasal anlatım yeteneğini görmemek en zayıf tabiriyle ayıp olur...

    En az Peter Sellers kadar maharetli ama onunla kıyaslanamayacak kadar sakin bir aktör olan Geoffrey Rush'ın sersem edici performansı kadar, hikayenin kurgusuna da yaslanan film, bir hayli akıcı ve en az bir belgesel kadar bilgilendirici... Her şeyden önce, filmin kendisi ve Sellers'ın karakteri arasındaki önemli bağlar ilk bakışta dikkat çeken ögeler oluyor. Bunlardan ilki ve en önemlisi, Geoffrey Rush'ın canlandırdığı diğer yan karakterler. Ki bu karakterler, Sellers'ın hayatında önemli yere sahip insanlar. Annesi, karısı, ikinci karısı, babası, rol arkadaşları, yönetmenler...

    Hepsi, önce Peter Sellers'ın yaşamına şahitlik ettiğimiz anlarda kendileri olarak resmediliyor. Sonra da Geoffrey Rush onları hem Peter Sellers'ı oynayarak, hem de o Peter Sellers rolü üzerine bu karakterleri giydirerek yeniden canlandırıyor. Bu kazık görevin üstesinden başarıyla gelen aktör, Sellers'ın meşhur bir yönüne önemli bir göndermede bulunuyor. Zira Sellers, daha sinemaya seslendirme vasıtasıyla bulaştığı ilk yıllardan beri bir kaç karakteri birden canlandırmasıyla ünlüydü.

    Ünlendiğinde de, ünsüzken de durum değişmedi. Sellers'ın üzerine her daim normal bir oyuncunun kesinlikle kaldıramayacağı kadar yük bindi. Dr. Strangelove, Lolita, Casino Royale, Soft Beds Hard Battles ve daha nice filmde kendisini farklı farklı karakterleri tek bir seferde canlandırırken izlemek kısmet oldu. Ama bunun hayatına ne gibi izler bıraktığını kimse düşünmedi. Sophia Loren'e duyduğu hastalık derecesindeki karşılıksız aşkın sebebini kimse anlamadı. Sinema onu sömürürken herkes sadece alkışladı...

    Sellers'ın bu durumuna işaret eden Karşınızda Peter Sellers, aynı zamanda geniş oyuncu kadrosu ve yapım kalitesiyle de hiç kuşkusuz son zamanların en iyi biyografik çalışmalarından biri. Ancak dediğimiz üzere, filmin tutarsız kelamları da yok değil. Zira Sellers'ın annesiyle olan ilişkisi her ne kadar hayatında önemli dönüm noktalarına imza atsa da, işin tamamen Sellers'ta bittiğini bir türlü idrak edemeden suçu kimi zaman sanatçının son derece katı annesine atması filmin kabahatlerinden biri.

    Bu yılın modası biyografik filmlerin çoğu, tamamıyle anlatılan kişinin yaşam öyküsüne odaklansa da, Karşınızda Peter Sellers konu aldığı yaşama karşı adeta bir analiz gerçekleştirerek önemli bir adım atıyor. Haliyle, sadece Sellers'ı değil, sinemayı ilgi alanına dahil edebilmiş herkesin izlemesi farz; izledikten sonra Sellers'ın filmlerinden en az bir kaçını yeniden izlemek de vaciptir... Hutbemiz sona ermiştir...

    Daha Fazlasını Göster
    Back to Top