Hesabım
    Birlikte
    BEYAZPERDE ELEŞTİRİSİ
    4,0
    Çok İyi
    Birlikte

    <b>Birlikte</b>: <i>Kaige</i> Tetiğe Basıyor

    Yazar: Zafer İlbars

    Arzuladığı hedefe ulaşmak isteyen duygusal bir filmin işbirliğine girme ihtiyacı duyduğu uygun ortaklarından biri simgeciliktir. Eğer yarattığınız etkiyi güçlü kılmak istiyorsanız, filmin hikayesini sırtlayıp götürecek bir simge bulmanız en azından filmin kendini amorti etmesini sağlayabilir. Aslında diğer sanat dallarında da simge, anlamı taçlandıran bir öğe olarak her zaman kullanılmıştır. Örneğin Maurice Maeterlinck'in tamamen sezgisel olarak yazılmış tiyatro eserlerinde başrolde hep simgeler vardır. İnsani gerçeği hep kalp gözüyle görmeye yöneltir. Gövdeyi boş vermiştir simgeciler, ruhladır hiç bitmeyen dertleri.

    Periferide kemanıyla dokunaklı monologlar icra eden 13 yaşındaki bir bacaksızın büyük şehirde dallanıp budaklanan hüzünlü öyküsünü anlatan Birlikte de bu minvalde ilerliyor. Başrolde bir keman ve bir çocuk var. Kaderleri birbirlerine koşut vaziyette. Çocuk ve kemanın yazgısı bir tren istasyonunda bir aşçının onları bulmasıyla değişiyor. Bebeğin yanına bırakılmış keman yeteneğin doğuştan geldiğini simgeliyor. Çocuğun çoktan kaderlenmiş yaşam yolculuğu terk edildiği tren istasyonunda başlıyor. Yeteneğini sergileyebilmesini isteyen babasıyla Pekin'e doğru bir umut yolculuğuna çıkıyorlar. Yeni dünyasında, uğruna bir organı konumundaki kemanını satmayı göze aldığı genç ve güzel kadından sevgiyi öğreniyor. Yeteneğini işlemek için ders aldığı iki farklı keman öğretmeninin yaklaşımları ise filmin cevabını aradığı en önemli sorulardan birine ışık tutuyor: Yetenek kimlere ve neye hizmet etmelidir? Aslında çok kolay ve yuvarlak bir cevabı olan bir soruya benziyor bu. Ama olaya bir de yeteneğin o korkunç ağırlığını taşımaya çalışan çocuğun tarafından bakınca, cevabın her zaman için kolay olmadığını anlıyorsunuz..!

    Çocuğun duygusal hayatında en çok etkisi olan iki karakter baba ve kadın. Baba, çocuğun kemanı gibi her zaman yanında bulunan, dolayısıyla bir alışkanlık gibi sevdiği bir karakter. Ancak kadın keşfedilmiş bir sevgiyi temsil ettiğinden, çocuk için yeni ve alışılmadık bir durumu simgeliyor. Keşfettiği sevgi, kanıksamış olduğu sevgiyi ihmal etmesine yol açıyor. Kemanını bir kürk uğruna satması ve bu yüzden babasıyla yaşadığı ciddi tartışma aslında çocuğun yoğun olarak yaşadığı iç çatışmanın bir anlatımı. Baba, tren istasyonunda bulduğu bu çocuğun başlangıçta ona sanki ilahi bir güç tarafından yollanmış bir hazine olduğunu düşünüyor. Ama o da, büyük şehirde yaşadıkları dramatik anlardan dolayı tıpkı çocuğu gibi anlamlı bir değişim-dönüşüm yaşıyor. Sürekli bir med-cezir yaşadıktan sonra kendisine gerçek sevgiyle beraber sahici "babalık" duygusunu yaşatmasının aslında alacağı en büyük armağan olduğunu anlıyor. Kadın ise rujunun kırmızısıyla aynasına yazdığı kabarık sevgili listesinin yarattığı sahte yansımasına bakarken, çocuğun ona sunduğu koşulsuz ve tertemiz sevgiyle gerçeği görüyor. Bir anlamda filmde yer alan bütün karakterler aktif olarak birbirini etkiliyor.

    Keman, bütün film boyunca en çok sesini duyduğumuz ve ortadan kaybolduğunda garip bir şekilde tedirgin olduğumuz dramatik bir karakter gibi. Hüznü en iyi karşılayacak çağrışım materyallerinden birinin keman olduğunu düşünürsek, hüzünlenmek için kafamıza bir silah dayandığını hissettiğimizi söyleyebiliriz. Tetiğin en gerildiği nokta ise finaldeki istasyon sahnesi. Zaten filmin kum torbasına çevirdiği algımız, melodramatik ivmenin tavana vurduğu bu sahnede artık pes etmemize yol açıyor. Öyle ki keman sonunda özgürlüğünü ilan ediyor. Yay, perdeden sıyrılıyor sanki. Neredeyse gözümüze sokulmaya çalışılıyor. Bir yandan ruhsal bir boşalma yaşıyorken diğer yandan sinemadan ayrılınca bu boşalımın bir tehdit aracıyla yapılmışçasına zorlama olduğunu düşünerek pişman olacağınızı da kestiriyorsunuz.

    Yine de bu karmaşık tabloya rağmen film öğreteceğini başarıyla aktarıyor izleyene. "Yetenek içinde doğup yeşerdiği dünyaya hizmet etmelidir" diyor yönetmen Chen Kaige. Günün birinde istasyonda kaderine terkedilmiş bir halde bulunmuş ve bir anlamda anonim bir alanda doğmuş yetenek; hayatının performansını pahalı biletler karşılığında rahat koltuklarda oturanlara değil, içinde varolduğu anlamlı yeri simgeleyen tren istasyonunda sergiliyor. Bu, Kaige'in sonunda dayanamayıp tetiğe bastığı anlamına da geliyor.

    Daha Fazlasını Göster
    Back to Top