Hileli Aşk Komedisi
Yazar: Ertan TunçAndy Tennant'ın romantik komedisi Aşk Doktoru (yapım aşamasındayken düşünülen adıyla: Son İlk Öpücük); Amerika'da sevgililer günü civarında gösterime girmenin avantajıyla gişede beklenenin üstünde bir ilgiye mazhar olmuş bir film. Özellikle oyuncuların uyumuyla renklenen filmin diğer romantik komedilere nazaran bir hayli aykırı ve özgün bir senaryoya sahip olduğu söylenebilir.
İşinin ehli olan Alex Hitchens'ın mesleği -kendi deyimiyle- aşıklara fırsat yaratmaktır. Will Smith'in canlandırdığı Hitchens nam-ı diğer Hitch akla hayale gelmedik yöntemlerle erkeklere yardımcı olmakta ve istedikleri kadını elde etmelerini sağlamaktadır ki filmin alerjik yan-etki sahnesi hariç, en eğlenceli bölümlerini bu eylemlerin gerçekleştirildiği sahneler olduğu göze çarpıyor. Ayrı dünyaların insanları gibi gözüken kişilerin doğru zamanda, doğru taktiklerle bir araya gelebileceğini düşünen/ispatlayan Hitch'in kendi gibi sert bir kayaya çarpması ve hayatında yıllar sonra ikinci kez aşık olması her şeyi altüst ediyor. Bu kez garip baştan çıkartma yöntemlerini Sara için uygulamaya başlayan Hitch'in seyircileri bir hayli eğlendireceğine şüphe yok.
Will Smith'in filmdeki Albert rolü için önerdiği Kevin James'in dizi performanslarından hatırladığımız eşi benzeri olmayan dansları da filme ustaca serpiştirilmiş. Dansları dışında özellikle muhasebe toplantısında panikleyip kontrolünü kaybettiği sahne ve %90 barajını ihlal ettiği sahne harika. Sara'nın Amerika'ya ayak basan büyük büyük babasının asıl kimliği ise filmdeki en kurnaz espri.
Yıllar önce aşık olduğu kız tarafından aldatıldığı için bir daha kimseye bağlanmamaya kararlı, çapkınlığın adeta kitabını yazmış olan randevu uzmanı Hitch ile tamamen başka bir sebep dolayısıyla birine çok fazla bağlanmaktan korkan dedikodu yazarı Sara'nın aşka yenik düşmelerini konu alan filmin Albert ve Allegra'nın imkansız aşkını da sarmal bir biçimde hikayeye eklemlemesini ve dörtlüyü bir şekilde ilişkilendirmesini çok başarılı buldum.
Ayrıca modern Amerika'nın televizyonlarda, filmlerde, dizilerde gösterilmeye çalışıldığı gibi herkesin ve her şeyin bütünüyle yozlaştığı bir yer olmadığını, aşkın ve sevginin de bir şekilde varolduğu göstermesi bakımından da hoştu. Dikkati çeken nokta ise, Hitch'in birleştirdiklerinin bir daha ayrılmamış olması idi.
Aşk Doktoru, kahkahalara boğulacak replikler ve sahneler içermese de yüzümüzde küçük bir tebessümle izlediğimiz Meg Ryan, Hugh Grant ya da Julia Roberts filmlerini anımsatıyor. Bu yönüyle, yakaladığı duygusallığın iyi bir romantik komedide olması gerektiği kadar yoğun olduğunu düşünüyorum. Haliyle romantik-komedi hayranları için kaçırılmaması gereken, türü sevmeyenler içinse uzak durulması gereken, sondaki ufak numarasıyla biraz şaşırtan eğlenceli bir seyirlik.
Hitch kızları etkileyebilmek için ustaca hileler öğretmesi bakımından erkekleri, bu hilelere aldanmamayı öğrenmeleri için kızları, hoşça vakit geçirmek için ise sevgilileri sinemaya çekmeyi hedefleyen, özgün bir senaryoya, duru bir anlatıma sahip güzel bir film. Wilde'ın meşhur sözünde biraz değişiklik yaparsak: Aşk Doktoru, bir erkeğin ilk aşkını unutturabilecek tek şeyin bir kadının ilk aşkı olacağını gösteren insanlık dolu, sıcak ve bir o kadar da hoş bir komedi.