Fantasma dell’opera, Il

Küçükken kendi başına terk edilen 'Hayalet', Paris Opera binası altındaki labirentten beter tünellerde fare ve diğer pisliklerle birlikte büyür. İnsan ırkından uzak duran ve tiksinen adam, hastalıklı bir dimağa ve kendince romantik, tuhaf bir şiirselliğe de sahiptir. Öfkelidir, yalnızdır ve insan hayatına değer vermez.

Günlerini org çalarak, kendi habitatına şans eseri müdahale eden insanları öldürerek ve kimi zaman da opera binasında gizli gizli turlayarak geçirir. Bu dehşetli yaşam bir kadına aşık olana dek sürecektir. Genç ve güzel opera sanatçısı Christine’e umutsuzca sahip olmak isteyecek onu müziğiyle adeta büyüleyerek kendi ağlarına çekecektir.

Kült yönetmen Dario Argento, bu kez Fransız Gaston Leroux’nun sayısız uyarlamaya vesile olan Operadaki Hayalet’ini pençeleri arasına alıyor. Kendi filmografisinden uzaklaşsa da, bir kez daha kurban rolündeki fetişi Asia’dan vazgeçmiyor. Argento’nun Hayalet’i Leroux’nunkinden epeyce farklı. Kalbinin ve insanlığının yaralı olduğunu göstermek için, Argento, Hayaletin yüzünü parçalamaya ihtiyacı olmadığını kanıtlıyor.