Hesabım
    Bebekler
    BEYAZPERDE ELEŞTİRİSİ
    4,5
    Muhteşem
    Bebekler

    <b>Bebekler</b> Nefes Kesiyor!

    Yazar: Serdar Kökçeoğlu

    Uzakdoğu sineması; insan doğasının şiddete, anlamsızlığa ve tehlikeye olan gizli/açık düşkünlüklerini, kimi zaman algı sınırlarının altını oyarak perdeye taşıdığı gibi, aşk’a dair de ölümcül güzellikte öyküler anlatmaya devam ediyor. Bebekler’in nefes kesici fotoğrafları, özenle düğümlenmiş kırmızı bir iple insanın nefesini kesiyor. Zaman denen hayaletimsi kediyi ciddiye almadığımız takdirde, aşkın ölümcül yüzünü biz ölümlülere göstermekten kesinlikle rahatsızlık duymayacağını hatırlatıyor, çilekeş kahramanlarına ve bize.

    Bunraku kuklacılarının bir gösterisi ile açılan Bebekler birbirine dolanmış aşk hikayeleri anlatıyor. Kuklacıların elinde ifade bulan bebekler ise filmin en çarpıcı fotoğraflarından birine açılıyor. Yeni filmi ile iç yıkıma dair bir şiddeti anlatan sert yönetmen Takeshi Kitano’nun yıllar önce beynine kazınmış, sarsıcı bir görüntü bu. Birbirine uzun ve kalın bir iple bağlı, esrik bir adam ve kadın insanların arasında yürürler. İnsanların anlamaya çalışan gözlerle baktığı bu bağlı dilenciler, bir yıldız gibi parlayan imgesini geride bırakır ve biz öykülerini en baştan izlemeye başlarız.

    Daha iyi bir gelecek için ruh ikizini terk eden adam, kadının kendisini öldürmeye kalktığını duyunca, yeni bir evliliğe adım atıyor olmasına rağmen geri döner. Fakat, kısa süreli ayrılığın bedeli, bilincini kaybetmiş bir sevgili ve tek gözlü bir ilişki olacaktır. Kadına bir iple sıkıca bağlanan adam, bir zamanlar yok saydığı ilişkisini gözler önüne sererek, iki kişilik bir yolculuğa başlar. Cezasının biteceği, kadının yeniden varlığını hissetireceği anın beklentisi ise zamanla körelecektir...

    Geri dönüşü olamayan aşkların ilkidir bu; tek gözü kör bir ilişkiyi sürdüren çift, yolun sonunda kendilerini kuklacının ellerine teslim ederler. En uzağa onlar yürümüştür ve geride, birbirlerine kırmızı bir iple bağlı olarak yürüdükleri o fotoğraf kalmıştır, en güçlü imgeyi onların aşkı yaratmıştır, en azından birliktedirler.

    Aşkı yitirmenin bedelini ödeyen bir başka çift ise, başka bir kaçan erkek ve kaybeden kadından oluşmaktadır. Gençliğinde aşık olduğu adamın, daha iyi bir hayat için uzaklara gitmesine göz yuman kadın, sözünü tutarak, her cumartesi aynı bankta, hazırladığı iki kişilik yemekle adamı bekler. Yaşlı bir Yakuza ise, bir intihar haberi kadar hüzünlü bir anımsamanın ardından, aşktan daha iyi bir hayat olmadığını çok iyi bilen kadınını bulmak için gençliğinin parkına gider ve bankta tek başına duran kadının yanına oturur.

    Geç kalmanın bedeli, bir aşkı yok saymanın bedeli yaşlı çift için çok daha ağır olacaktır. Uzun zaman sonra, korumaları olmadan, çırılçıplak, bir yolu yürümeye kalkan Yakuza, buluşmanın yemeğini yiyemeden, eski hesapların kurşunlarını yiyecektir. En zayıf imgeyi ise onlar oluşturur; Bebekler’in ikinci fotoğrafında adam yoktur, sadece yaşlı bir kadın, bir bankta oturmakta ve yıllar önce kendisini bırakıp giden adamı beklemektedir. Belki de beklemeye devam etmektedir...

    Son hikaye, son fotoğraf; Kitano’nun en az sinema kadar yakından tanıdığı televizyon dünyasına ve onun yarattığı yıldızlara ait. Genç ve güzel bir pop yıldızı, geçirdiği bir trafik kazası sonrası hayranlarının yüzüne bakamayacak bir hale gelmiştir. Ekranlardan inerek annesiyle birlikte münzevi bir yaşama çekilen şarkıcı, yeni dünyasını daha önce uzak durması konusunda sık sık uyarılar aldığı hayranlarından biriyle paylaşmaya başlar.

    Yıldızı herkesten çok sevdiğini ispatlamaya çalışan genç, artık dünyayı onunla aynı gözlerle baktığını ispatlamak için görmeyenlerin dünyasına katılır. Fakat, yanıbaşlarından geçen birbirlerine bağlı çift gibi, onlar da geç kalmış ve bolca ödün verilmiş bir birlikteliği ancak bir kazaya kadar sürdürebilirler. Son aşk da, kendi fotoğrafını ve imgesini bırakarak kaybolur, üçüncü fotoğraf da bir önceki gibi tek kişiliktir; kanlar içinde yerde yatan bir beden!

    Bebekler’in birbirine dolanmış, sürtünen hikayeleri fotoğraflardan ve onlardan yükselip gökyüzünde buluşan imgelerden oluşuyor. Perdeyi açan kuklacıların gösterisindeki bebeklerin hareketleri gibi, izleyicinin kafasında birleşip bir duygu yaratmayı hedefliyor. Kendisi dışında organize olmuş, anlamsız bir dünyaya uyum sağlamak adına, en güzel hayatları terk eden insanların kırılma noktalarını anlatıyor.

    Bir haberin, anımsamanın ya da ya kazanın ardından, aşka geri dönme çabaları ise ne yazık ki, geç kalmış bir çabadan ya da özveriden öteye gidemiyor. Pişmanlıkların ardından mevsimi geçmeye başlamış ya da geçmiş bir meyveyi ısırmaya kalktığınızda, zaman denen hayaletimsi kara kedi ayaklarınızın dibinde bitiveriyor ve ilişkilerden geriye kalan sadece aşk oluyor...

    Kitano’nun resimleri, büyüleyici renklere bürünen doğa manzaraları ve onun rengarenk kostümlere bürünmüş çilekeş sakinleri arasında bir tül gibi dolaşan en güçlü renk ise melankoli. Bebekler’in melankolik fotoğrafları nefes kesiyor!

    Daha Fazlasını Göster
    Back to Top