En yararlı eleştirilerEn yenilerEn çok eleştiri yazmış üyelerEn çok takip edilen üyeler
Filtrele:
Hepsi
Alternative Arts
35 değerlendirmeler
Takip Et!
1,0
25 Ocak 2024 tarihinde eklendi
Mağara ve yeni yerler keşfetmek üzerine çekilen filmlerden diye izlemeye başladığım, hadi baslamisken sonunu da göreyim diye izlediğim ama içine donsuz gezen tüysüz adamciklari sokunca filmin cazibesi pek kalmayan bir film oldu benim icin. Cazibeli ve güzel kadin oyuncularıyla, erkek korku filmi severleri hedefleyen, korku öğesini gerçekçi veremeyen filmler biraz çocukça, basit ve vasat geldiği icin puanım 1.
Eski bir film olmasına rağmen gerçekten başarılı bir gerilim filmiydi. Korku unsurlarını pek içermese de bazı sahneler ben bu türün kurdu olmuş biri olarak beni etkiledi diyebilirim.
İkinci filmini henüz izlemedim ama en kısa sürede onu da izleyeceğim.
Bir de şu klasik bu türdeki filmler için ilk yirmi dakika konuya başlangıç olmasa direk esas olaya geçilse çok iyi olur, başları sıkıyor be kardeşim :)
Artık günümüzde hiç korkutamayan korku filmleri arasında bence göze çarpması gereken bir yapım. Normalde ani çıkışlar ve sessizlikten sonra yüksek bi sesle korkutan filmlerden nefret ederim ama bu filmde bu hareketler bana basit gelmedi ve rahatsız etmedi. Hatta o kadar yerindeydi ki takdir ettim. Biliyormusunuz yaratıklar hiç olmasaydı bile film gayet güzel gidiyor ve gerim gerim geriyordu. Üstüne bide yaratıklar eklenince bal üstüne kaymak oldu. Antalyaya mağaralara gitmek isterdim hep ama bu filmden sonra beni asla herhangi bir mağaraya sokamazlar :) sahneler karanlık sesler ve görseller süperdi. Finalde çok güzeldi bence ben bu tür finallerde çabuk uyanır hemen çakarım durumu ama vallahi bu filmde inanmıştım finale :) ayrıca herkes kadınların bi anda vahşileşmesini eleştirmiş ama bence çok saçma insanın canı tehlikeye girdiğinde insan bi anda başka birine dönüşebiliyor kendi canını kurtarabilmek için öyle bir ortamda olup can havliyle vahşileşmeleri bence gayet doğal. Kim olsa aynı şeyleri yapardı :)) spoiler:
Bazı arkadaşlar sarahın junoyu haksız yere öldürdüğünü çünkü juno beth' kaza ile istemeyerek öldürdüğünü söylüyor. Ama sarah junoyu bunun için değil onu ölmüş olan kocası ile aldattığı için intikam almak için öldürdü. Yada ölmesine izin verdi. Çünkü kolye kocası paulün kolyesiydi. Ama filmin sonundaki mesaj çok iyiydi. Biz sarahın kurtulduğunu sanarken tam herşey bitmiş derken junonun hayaleti ile birlikte görüyoruz ki sarah mağaradan kurtulamıyor. Demek istiyor ki büyüklük edip affetseydi belkide kurtulurdu. Ama oda kötülüğe kötülükle karşılık verdiği için kurtulamadı. spoiler:
Filmin ikisi varmış gidip onu izlicem sizde bununla başlayım izlemeye iyi seyirler...
Öncelikle şu dikkatimi çekti benzer türdeki filmde seks objesi olarak kullanılan bayanlar bu filmde gerektiğinde vahşileşen, ölüm kalım savaşında sadece kendilerine düşünen kişiliklere bürünüyorlar. Filmdeki karakterlerin hepsinin bayan olması ve böyle kullanılması filmin farkını ortaya koyuyor. Neil Marshall'ın film boyunca oluşturduğu klostrofobik atmosfer ve teknolojiden yardım almadan izleyenlere gerilimi sunması, filmin başarısındaki en büyük etken. Filmin görüntü yönetiminin de itinalı bir çalışmanın ürünü olduğu belli. Filmin büyük bölümünün geçtiği mağaradaki renkler ve ışık kullanımı ürkütücülüğü artırmış. Ortalarına doğru ortaya çıkan "gollum"u andıran yaratıklar filmin korku güdüsünü daha da artırıp, filme ayrı bir renk katmış. Düz bir gerilim-korku filmi değil "The Descent" sadece gerilimi sağlayıp biten filmlerden değil. Karakterlerin bilinçaltına bolca yolculuk yaptırıyor ve aralarındaki rekabete oldukça yakından tanık oluyoruz. Filmin anlatımı, sorunlar yaşadığından arkadaşlarının mağara gezisinin sorunlarına bire bir geleceğini düşündüğü Sarah'ın üzerinden gidiyor. Kapana sıkışmışlık hissinin bu karakterin üzerine yoğunlaşılması filmin gerilim dozajını gelebilecek en yükseğe taşıyor. Marshall, özellikle final kısmındaki sürpriz ile son dönemin en etkileyici filmlerinden birine imza attığını perçinliyor. Bir korku-gerilim filmine göre oldukça başarılı oyunculuklara da sahip "The Descent." Karakterlerine oturmuş oyuncu seçimi ve de başarılı oyunculukların olması son yılların en etkili korku-gerilim filmi diye tabir ettiğimiz bir film için de fazla şaşırılmayacak olsa gerek. Görmeye alışık olduğumuz bir hikayeyi üstün sinemasallıkla, ustaca kotarmış Neil Marshall. Ve karşımıza daha şimdiden kült film tanımına uyacak son yılların en etkili korku filmi çıkmış kısaca tavsiye ederim farklı bir havası vardı diğer korku gerilim katagorisindeki filmlere göre..Buda sanırım yönetmen ve oyunculuklardan kaynaklanıyor..10 / 8.5
Aslında beğendiğim söylenemez yapmacık karakterler ve ilginç son pek hoşuma gitmedi açıkçası vaktiniz bolsa izleyin yoksa başka filmlere bakın derim...
Bruce Hunt un mağara filminin aynısı sayılabilecek kadar benzer en azından 2 filmde de akla ilk gelen mağara ve yaratıklar. Filmde dar geçitler zifiri karanlık ve kaygan zemin yaratık olmasa da kabus gibi ve insanı oldukça geriyor. Film izlenebilir bir korku filmi fakat film bittikten sonra bile sorular devam ediyor yaratıklar nereden geldi spoiler: son kadın kurtuldu mu? vb. yine de amacına ulaşan bir film iyi seyirler.
benzeri yaratıklaşmış insanlarla mücadelenin sürdügü filmlerden bir gömlek daha üstün diyebilirim.bazı bölümler bana saçma gelsede iyi korku filmlerinden denilebilir.7/10
klasikleşmiş bilimselliğe dayandırılan ucube filmlerinden korku filmi dediğin izleyeni kendine inandırıcak bende hiç öyle bir etki bırakmadıbilimselliğe dayandırıyolar sonra nasılsa açıklaması var diyerekten saçmaladıkça saçmalıyorlar hiçbir inandırıcılığı kalmıyorne yazıkk ki!! 4 yanlış 1 doğruyu götürdü5/10
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.