Yap bir 70’ler...
Yazar: Sibel MaksudyanTelevizyon izleme alışkanlığının yıllardır dünyada en yaygın olduğu ülkelerden biri olan ABD'de, izleyicilerin yoğun taleplerini karşılayabilmek amacıyla çok sayıda dizi film çekilmekte. Komediden (özellikle 'durum komedileri'), maceraya, gerilimden, melodrama ve oradan da, iyice sulu pembe dizilere kadar her türde dizinin çekilmiş olduğu ve yenilerinin yayına devam ettiği ülkede, bunca konuyu heba etmemek ve de televizyon izleyicilerini de sinema salonlarına çekebilmek amacıyla, sinemaya dizi film uyarlamaları -hele hele son dönemde- iyice revaçta.
Hollywood, seçilecek diziler konusunda yalnızca zaman kısıtlaması getirmiş gibi. Özellikle 60'lı ve 70'li yılların dizileri sinemaya uyarlanıyor. Kaçak, Maverick, Dokunulmazlar gibi aslına sadık uyarlamaların yanında Vahşi Vahşi Batı ve Görevimiz Tehlike (özellikle ikincisi) gibi daha serbest uyarlamalar da mevcut.Bu haftadan itibaren sinemalarımızda izleyebileceğimiz Afili Aynasızlar da ABD'de 70'lerde yayınlanan en popüler polisiye dizilerden biri. Dizinin bir bölümünü bile izleme şansına sahip olamadığım için, size filmden bahsederken diziyi göz önünde bulundurarak yorum yapamayacağım; ancak diziyi bilenler filminin serbest bir uyarlama olduğunu söylüyor. Bu yüzden de filmden memnun kalmayan kitleyi, maalesef bilme hastalığına yakalananlar oluşturuyor.Çocukluğunda polisiye film izlemeyi haddinden fazla seven (özellikle Cehennem Silahı serisi), bu filmleri kaçar kez izlediğini bilmeyen birine, fazlaca komedi unsuru barındırmasına rağmen özünde polisiye olan Starsky ve Hutch'ı izletmek, -çocukluk nostaljisi güzelliği ile- onun olumlu yorumlar yapmasını sağlayacaktır (tabii 70'ler sevgisini de unutmayalım). Film, klasik bir şekilde polislerimizi tanıtarak başlıyor. Starsky (Ben Stiller), hastalıklı derecede kanunlara ve kurallara uyan, içinde 7 dolar olan bir cüzdan için ortalığı birbirine katabilecek ve bunu haklı gösterebilecek küstâhlıkta, merhum polis annesinin başarısı altında ezilen, dalga geçilen ve bunun için de çalışılmak istenmeyen bir adam. Hutch (Owen Wilson) ise Starsky'nin tam tersine kanun ve kural tanımaz, bir çeteyi içeriden çökertecek diye soygunlara katılıp, cebini dolduran, yıllardır doğru düzgün bir iş yapmayan, polislerin yüz karası bir kadın avcısı.Hâliyle ikisinden de sıkılmış olan Yüzbaşı Dobey, ikili arasındaki tencere ve kapak ilişkisini iyice bir düşünmüş olacak ki, kendilerine ortak çalışmalarını emrediyor. Bu noktadan sonra da film, iki tip arasındaki zıtlıklardan, inatlaşmalardan başlayıp, ne kadar iyi ortak olabileceklerine kadar uzanan bir yolda bizi götürüyor.Bu iyi ortak olma yolunda küçük bir karşılaştırma yapmadan duramayacağım. Afili Aynasızlar'dan farklı olarak Cehennem Silahı'nın istenmeyen yalnızca bir polisi vardır: Martin Riggs. Kendini ve başkalarını öldürmeye fazlaca eğilimi olan, haddinden fazla sinirlenebilen Riggs'e ortaklık piyangosu, emekliliğine 7 gün kalmış iyi aile babası, örnek polis Roger Murtaugh'a düşer. Murtaugh ve Riggs ikilisinin filmin başındaki akıllara zarar atışmaları, Roger'ın Martin'e kesinlikle arabasını kullanamayacağını söyleyişi ve Martin'in her konudaki müthiş rahatlığı, Afili Aynasızlar'da da bir polisiye klişesi olarak yer alıyor. Yalnızca burada komedi daha cıvık bir halde ön plânda. Arada iyi espriler olsa da genelde beden diline dayanan sulu zırtlak espriler daha fazla.Filmde bol bol ve oldukça renkli yan karakterler mevcut. Vince Vaughn, filmin kötü adamında oldukça başarılı. Köpekler tarafından algılanamayan yeni bir tür uyuşturucu keşfiyle paralarını beşe katlayacak olan adamımız, kızının bat-mitzvah törenini mahveden müthiş ikilimize dünyayı zindan edecek kindarlıkta. Onun şaşkın metresi rolünde ise görünce hep Mallory'yi andığımız Juliette Lewis var.Sokakta kendince iş çeviren, arada polise de yardım eden Huggy Bear rolünde müzik dünyasından tanıdığımız Snoop Dog'u görüyoruz. Adamlarıyla Lüksemburg'un özerkliği üzerine bilgece konuşmaları cidden eğlenceli. Snoop, rahatsız edici düzlükteki saçları, garip şapkaları ve fazlaca ince bedeniyle 70'ler tipini iyice gözümüze sokuyor. Tabii kahramanlarımız Ben Stiller ve Owen Wilson da 70'ler modasına gayet uyum sağlamış görünümdeler. Özellikle Owen Wilson'a dağınık saçlar, dar pantolonlar ve deri ceket olayının fazlaca yakıştığını ifade edelim. Ben Stiller'a da kıyafetleri yakışmış, ama perma saçları ve kırmızı police gözlükleri belli ki daha çok kahkahaya yönelik olarak tasarlanmış. Zaten komik adam imajına sahip olan bir adama yapılacak en iyi şey, onu daha da komik bir hale sokmak olmalı.Sonuç itibariyle eleştirmenlerden herhangi bir not almayı beklemeyen (belki modacılardan falan bekliyorlardır), daha önce de söylediğim gibi polisiye öğelerden ziyade komedi öğelerini öne çıkararak eğlenceli olmaya çalışmaktan başka bir amacı olmayan bir filmle karşı karşıyayız. Çekim tekniklerinden mekanlarına, müziklerinden karakterlerin dış görünüşlerine kadar 70'lere ironik bir bakışı olan Afili Aynasızlar, amacı doğrultusunda düşünülürse izlenebilecek ve gülümsetebilecek bir film.