Kirli Dans Havana’ya Taşındı
Yazar: Irmak KoçkanSanırım ben garip bir insanım. Hayır; gerek yüksek gerek düşük bütçeli, sembolizmle başlayıp sürrealizmle biten, muhteşem yönetmenlerdenden muhteşem oyunculuklarla öyle filmler varken, en sevdiğim filmin İlk Aşk İlk Dans olmasını başka nasıl açıklayabilirim? Gerçi yaşı küçük bir bayan olmam da bu romantizm sevdamı bir nebze açıklıyor. Bu kadar laf kalabalığı yaparak dikkati dağıtmaya çalıştım, ama sanırım başaramadım. İşte gerçek bu, o film benim için bir başka.
Durum böyleyken, Kirli Dans 2'yi izlememem düşünülemezdi. Tabii favori filmimin üstüne bir nevi kuma getiriyormuş gibi hissetmedim değil. Ama boşuna endişelenmişim, İlk Aşk İlk Dans'ın yerini başka hiçbir film tutamıyormuş.
Genç bir kız olan Katey Miller (Romola Garai) 50'lerin sonunda devrimle çalkalanmak üzere olan Havana'ya taşınmıştır, ama hiç memnun değildir. Kaldığı otelde garsonluk yapan Javier Suarez (Diego Luna) ile tanışan Katey, onun latin dansına olan ilgisini görünce kendisinin de asıl isteğinin dans olduğunu farkeder. Javier ve Katey, bir dans yarışmasına katılmaya karar verirler ve olaylar gelişir. Olaylar gelişir derken, dünya üzerinde nerede iki genç dansetmeye başlarsa aralarında büyük bir aşk doğduğu gerçeğini bildiğinizi düşünüyorum.
Hızlı bir giriş yaparak, filmde neleri sevmediğimi sıralamalıyım önce. Bu filmi favori filmime bir ihanet olarak sayabilirim, çünkü o film klişeler için yaratılmış gibidir benim için, ondan başkasına da klişeler böylesine yakışamaz. İlk filmdeki Patrick Swayze ile Jennifer Grey'in aralarındaki elektrik ne yazık ki Romola Garai ile Diego Luna'da yok. Elektrik yok ama Patrick Swayze var. Hatta bir ara Luna'yı dövüp, Garai'ye "She's Like a Wind"i söyleyecekmiş gibi geldi. Ama sanırım bu kadar hareketlilik için fazla yaşlı kendisi. Sonra, ilk filmdeki gölde dans sahnesinin yerinde denizde dans sahnesi var, ama ne yazık ki İlk Aşk İlk Dans'da oyunculardan akan cinsel gerilim burada yerini su savaşına bırakmış. Diyaloglar çok zorlama, ilk filmde de öyle değil miydi diyebilirsiniz, ama öyle sahneler vardı ki, bazı diyalogları gözden çıkartabiliyordunuz. Burada yapmak isterseniz, filmin büyük kısmını kesmek zorunda kalırsınız. İlk Aşk İlk Dans'da çiftimizin en büyük sorunu lift (kaldırma) konusundaydı, bu kez ise sorun yakınlık. Katey dans ederken kendisini Javier'e teslim etme konusunda sorunlar yaşıyor, bu da bize aralarında olduğundan bahsedilen tutku konusunda şüpheye düşürüyor. Hissedilmeyen elektrik görülmüyor da.
Kirli Dans 2'nin İlk Aşk İlk Dans'a en büyük benzerliği ise, ne mutlu ki, dans sahneleri. İtiraf edin, siz de böyle güzel ve kıvrak ritimler duyduğunuzda dayanamıyorsunuz. Soundtrack'i kötü olan bir devam filmi, beni çok daha büyük hayal kırıklığına uğratırdı. Farkettim de, filme gitmekten çok soundtrack'i tavsiye ediyorum gibi duruyor. Çok da haksız sayılmam aslında, başroller haricindeki oyunculuklar iyi olabilir ama karakterler üzerinde yeterince ve derinlemesine durulmamış. Akıcı bir arka plan olabilecek devrim, çok yüzeysel ve önemsiz gösterilmiş, sanki bütün o direniş ve değişim oldu bittiye getirilmiş gibi duruyor. Film olması gerekenden sıkıcı, dans sahneleri haricindeki konuşmalar o kadar baygın ki, perde karşısında siz de iç geçiriyorsunuz. Garai gayet hoş bir bayan olabilir ama oyunculuğu vasatın üstüne çıkamıyor. "Bütün bunların hepsini seninle görebildiğim için çok mutluyum" derken gözünü itici bir şekilde kırpıştırması, "Sahne bitse de şu kumları bir temizlesem" der gibiydi.
Peki neden hala berbat bir film bu diyemiyorum? Sadece ve sadece tek sebebim var, Diego Luna. İşte yapılması gereken şu, filmi tekrar montaja almalı, Luna'nın olmadığı tüm sahneler çıkarılmalı ve film tekrar piyasaya sürülmeli. Şahsen ben birkaç DVD parasını gözden çıkarabilirim. Bu 25 yaşındaki sevimli oyuncu, 19'luk görüntüsüyle filmi izlenebilir kılıyor. İçten hareketleri, samimi mimikleri ve yetenekli dansıyla filmin değerini yükseltiyor. Onun tutkusunu, Garai'ye değil maalesef sadece dansa karşı, tüm hareketlerinde görebiliyorsunuz. Bu filmi bırakıp gitmemeniz için tek neden o.
Bir İlk Aşk İlk Dans fanatiği olarak, Kirli Dans 2, bir bakıma beklentilerimi karşıladı, ne de olsa ilk filmden daha büyük başarı getirecek bir devam filmi beni çok daha mutsuz edecekti. Favori filmimi izlerken aldığım o zevki, bu filmden alamamam, Diego Luna'dan da zevk almadığım anlamına gelmiyor. İlk filmdeki gibi "I have had the Time of My Life" diyemiyorum belki ama Luna'ya "Hungry Eyes"ı gönderebilirim.