Seksenlerde yazılmaya başlanan bir serinin ilk kitabının beyazperde uyarlaması olan Ender's Game: Uzay Oyunları, türün meraklıları ve serinin sıkı takipçileri tarafından uzun zamandır bekleniyordu. Orson Scott Card'ın kaleme aldığı bu bilimkurgu serisinin bu hafta sonu vizyona giren beyazperde uyarlaması, kitabın hayranlarını tam olarak tatmin etmese de, kitabı okumayan izleyicinin genel olarak beğenisini kazandı.
'un ön gösterim etkinliğinde izlediğim film, son zamanlarda bilimkurgu türüne oldukça temkinli yaklaşmama rağmen filmi sonuna kadar ilgiyle izlememe sebep oldu. Tabii burada oyuncu performanslarının başarısının rolü büyük. Adını X Men Başlangıç: Wolverine ve Tsotsi gibi filmlerle duyduğumuz Gavin Hood'un uyarlayıp beyazperdeye aktardığı Ender's Game; uzaylılar ve insanların arasındaki savaşın ilk roundundan insanlığın galip gelmesinin ardından, yeni bir saldırının hazırlık safhasını ele alıyor.
Dünya Formic adı verilen uzaylı ırkın muhtemel saldırısını önlemek adına her yolu deniyor ve çareyi gelişen teknolojilere çok çabuk uyum sağlayan çocuklardan ordular kurmakta buluyor. Bu ordulara katılmak için bir savaş okuluna devam eden ve ailesinin son umudu olan Ender, Albay Graff'e göre de dünyanın son umudu oluyor. Çocuklardan oluşan ordular yerçekimsiz ortamlarda saldırıya hazırlanıp, inanılmaz gerçeklikteki simulasyonlarda birbirleriyle savaşırken, Ender sahip olduğu sağduyu, zeka, inisiyatif alma gücü vb. özellikleri ile kısa sürede kendisini gösteriyor, terfi ediyor ve sonunda kumandan olarak başa geçiyor. Ancak filmin uzun sayılabilecek 114 dakikalık süresine rağmen bütün bunlar öylesine hızlı olup bitiyor ki, bir an ipin ucunu kaçırıveriyorsunuz. Ama filmin finalinde, bunun da bilinçli bir tercih olabileceği fikri beliriyor kafanızda.
Film sürekli şu iki fikri tekrar ediyor ve bu ikisi arasında gidip geliyor: İlki "Düşmanının varlığını onu iyi tanıyacak kadar kavradığında, onu sevmeye de başlarsın." diğeri ise "Yılanın başını küçükken ezeceksin." Ne ablası kadar merhametli, ne de abisi kadar şiddet yanlısı olmayan Ender, oyunu kuralına göre oynuyor ama insan her oyunu kazandığına sevinemiyor işte.
Not: Ejderha Ordusu'nun sahaya sürüldüğü sahnede hep bir ağızdan söyledikleri marşımsı şarkı gösterdi ki, uzayda da olsa asker askerdir; yaylalar, yaylalar! Bu arada filmin oldukça başarılı bir soundtracki olduğunu söylemeden geçmeyeyim..