Hayatını 32 yaşındayken kaybeden Amerikalı sosyalist John Reed'in son yılları ile 1917'deki Ekim Devrimi günlerini anlattığı "Ten Days That Shook the World / Dünyayı Sarsan On Gün" (1919) isimli kitabından uyarlanan senaryosunu, Trevor Griffiths ile beraber yazmasının yanı sıra yapımcılığını da üstlenerek başroldeki John Reed karakterini de canlandıran Warren Beatty'nin yönetmen koltuğunda oturmakta olduğu “Reds”; arka planında "romantik bir aşk hikayesinin" de yer aldığı, "destansı bir tarihi drama" olarak geliyor karşımıza...
Gelin isterseniz, 32 milyon dolarlık bir bütçeyle çekilerek; aday gösterildiği on iki kategorideki Academy Ödülü'nden sadece, "En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu - Maureen Stapleton", "En İyi Yönetmen - Warren Beatty" ve "En İyi Görüntü Yönetmeni - Vittorio Storaro" kategorilerindeki üçünü kazanmasına karşın, brüt 40.4 milyon dolarlık bir hasılat rakamıyla da gişeye çakılmış olan bu filme biraz daha yakından bakalım...
***
- Portland, 1915 -
Diş hekimi Paul Trullinger (Nicolas Coster) ile evli olan Amerikalı feminist Louise Bryant'ın (Diane Keaton) çıplak fotoğraflarının da duvarlarını süslediği ve bu nedenle de; karı koca arasında ciddi bir gerginliğin yaşandığı, bir resim sergisindeyiz...
Bu tartışma sonrasında bir gazeteci de olan Louise, kocası Paul'ün tüm karşı çıkmalarına rağmen soluğu; John Reed'in de konuşma yapacağı Liberal Kulüp'te alacaktır...
***
Bu toplantının nihayetinde, kapıda yakaladığı John'a; "Sizinle gazetede yayınlanacak bir görüşme yapmak istiyorum" diyen Louise onu, stüdyo olarak kullandığı evine götürür...
Ve...
Savaşın asıl amacının daha çok para kazanmak olduğuna inanan John ile ertesi sabahın saat altısına kadar, I. Dünya Savaşı'nın sebepleri üzerine konuşurlar...
Ardından da...
Hakkındaki fikirlerini belirtmesi için, bir dosya içindeki yazdığı makaleleri koltuğunun altına sıkıştırdığı John'u; kapıya kadar geçirerek yolcu eder...
***
Aynı günün akşamında...
Louise ile evlilik kurumuna inanmadığı için müzmin bir bekar olarak yaşamını sürdüren John bu kez, aralarında Carl (MacIntyre Dixon) ve Helen Walters (Pat Starr) gibi konuklarında bulundukları; Bay (Ian Wolfe) ve Bayan Partlow'un (Bessie Love) evlerinde verdikleri yemek davetinde, bir kez daha karşılaşırlar...
Davetten, daha da bir kaynaşarak ayrılan ikiliden John Louise'e; New York'a kendisiyle birlikte dönmesi teklifinde bulunur...
***
Hemen o gün değilse de, bir süre sonra Louise; John'un New York, Greenwich Village'deki evine kapağı atarak yerleşir...
Hem de...
Onun evde olmadığı bir gündüz vakti, kilitsiz kapıyı ittirip girerek...
***
Derken...
Takındıkları tavır ve savundukları fikirlerle, dönemin entelektüel havasını tanımamıza da yardımcı olan (Rusya doğumlu, bir anarşist ve siyasi aktivist) Emma Goldman (Maureen Stapleton), (Amerikalı edebiyat, felsefe ve toplum bilim yazarı, şair ve siyasi aktivist) Max Eastman (Edward Herrmann), (Nobel Ödüllü Amerikalı oyun yazarı) Eugene "Gene" O'Neill (Jack Nicholson), (Amerikalı gazete ve dergi editörü) Floyd Dell (Max Wright) ile (ünlü Metropolitan Dergisi'nin editörü) Horace Whigham (George Plimpton) gibi, John'un yakın çevresindeki diğer karakterler ile de tanışırız...
***
Bu arada...
Yeri gelmişken belirtelim ki, sıklıkla seyahat eden John; sosyalist ve devrimci bir yapıya sahip olan Dünya Sanayi İşçileri (IWW) sendikasının faaliyetleriyle de yakından ilgilenerek, toplantılarına da katılmakta...
Hatta...
Komünizmi övdüğü gerekçesiyle, Pete Van Wherry (Gene Hackman) gibi editörlerin engeline takılan makaleler de kaleme almaktadır...
Böyle olunca da...
Parasızlık ve maddi sıkıntı, kaçınılmaz bir hal almaktadır...
***
Neyse...
New York, Greenwich Village'den kaçan Louise ile John evlerini; Massachusetts, Provincetown'a taşırlar...
Elbette John'un seyahatleri de, hız kesmeden sürmektedir...
İşte bunlardan birinde Louise, kendisine sulanan Gene O'Neill ile bir kaçamak yaşar...
***
Savaş karşıtı olduğunu zannettiği Thomas Woodrow Wilson'ın seçim kampanyasını takip için Chicago'da bulunan John, bir gece ansızın eve döndüğünde; Louise ile Eugene arasındaki ilişkiyi fark etse de, bozuntuya vermez...
Üstelik göz göre göre Louise'e, evlenmeyi bile teklif eder...
Zira John; kendisine sadakat göstermeyen Louise'e, körkütük aşık olmuştur...
***
Gizlice evlenen, Louise ile Jack; 1916'da Croton-on-Hudson, New York'a yerleşirler...
***
Çok geçmez...
Rusya'da Ekim devrimi günleri yaşanırken; sözünde durmayan Başkan Wilson'da, Amerika'yı savaşa sokmuştur...
Wilson'ın kendisini hayal kırıklığına uğratan bu tutumunu, sokaklarda ve Amerikan Sosyalist Partisi'nin kongresinde protesto eden Jack; böbreklerinden rahatsızlanır...
Dakika 70...
İlgili dönemin, filmin aralarına serpiştirilen tanıklarının ifadelerine de yer verilmek suretiyle kurgulanarak, belgesel lezzeti de katılan bu "baş yapıtın" geride kalanında siz değerli sinemasever dostlarımızı; uzun tutulan süresine rağmen sıkılmadan izleyebileceklerini umduğumuz, 125 dakikalık bir bölüm daha bekliyor olacak...
Keyifli seyirler,