En yararlı eleştirilerEn yenilerEn çok eleştiri yazmış üyelerEn çok takip edilen üyeler
Filtrele:
Hepsi
kuzularynsessizli-i
Takipçi
804 değerlendirmeler
Takip Et!
5,0
3 Şubat 2010 tarihinde eklendi
Animasyon türünde sağlam ve baya kaliteli kendini aşmış bir film.Fransa yapımı garip, komik müzikal havasında başarılı bir animasyon...10/10 mutlaka izleyin...Özellikle Belleville Üçüzleri nin gösterisi ve çalan müzik harikaydı...
İzlerken çizgi film gibi oturup izlerseniz hiçbir keyif almazsınız,izlemeyin daha iyi çünkü bir olaydan ziyade,toplumun çarpıklığını anlatmak ve insanlara göndermelerde bulunmak için yapılmış bir yönüyle farklı sürrealist tasarımlar,olduğundan büyük görünen nesneler ve çöp adam insanlar falan tamamen değişik bir yapım yse hiç konuşma yok,mimik ve hareketler konuşmanın yerini almış.Gerçekten anlatmaya çalıştığı şeyler açısından önemli ve çoğu günümüzün de sorunları aynı yüzden izlerken simgeler üzerinde durup onları anlamak lazım.Yönetmen chomet in izlediğim ilk filmi,diğerlerini de izlemeyi düşünüyorum en kısa zamanda,müzikler de güzeldi ayrıca
son derece alakasız bir yerde, alakasız bir zamanda, alakasız kişilerleyken, alakasız sözler sarfederken ve dinlerken yadadinliyormuşgibi yaparken, acaip bunalmışken; aklafilmdeki köpek gelirve bütün alakasızlıkları unutup, bütün alakasızlıklardan kopup ''bellevill'de randevu'' düşünülmeye başlanır..kurbağadan yapılan yemekler; gazeteden, elektrik süpürgesinden, buzdolabından oluşan orkestra;uzun, ince, ''güce'' salak salak sırıtan ve yılışan garson;kendisine ne denilirse onu yapan, sürekli yokuşu tırmanmaya çalışan bisikletçi çocuk hatırlanır sonra..düşündükçe ''iyi film hakkaten ya!'' denir..çevredeki alakasızlıklara bakıldıkça filmin çokçokçoo..k iyi olduğu anlaşılır...sonra ne olur peki?sonra alakasızlıklar diyarına mecburi dönüş yapılır-akılda belleville'de randevu ile ama..
bir animasyonda rastlayamayacağınız kadar sağlam hikayeye sahip, kadrajlarıyla bir film havasında harikalar yaratan, kendine özgün çizimleri ve karakterleriyle büyüleyici bir çalışma...(6/10)
müziğinden sanat yönetimine (evet, bir animasyon olmasına rağmen sanat yönetiminden özellikle bahsetmek gerek), karakter tasarımlarından mizahına süper bir film. Fransızların ulusal sporları falan gibi gördükleri ve çok önem verdikleri bir organizasyon olan Fransa Bisiklet Turu’nu biraz da eğlenerek ele alışları da çok hoşuma gitti... if istanbul’da veya vizyonda, kaçırmayın...
İnsanı endişelendirecek kadar güzel bir film. Sanatla yaşam alanı arasına hiçbir süreci, noktayı atlamaksızın yerleşmiş bir film. Bir filmin iyi olup olmadığını filmin sonunda size ne yaptığına bakarak anlamak bir yöntem sayılacaksa; Belleville'de Randevu izleyiciye yapması gereken herşeyi yapıyor. Oscar'ın niye cannes'den daha iyi olamadığının hatta bir değerlendirme mekanizması olamayacağının en açık kanıtı. Sinematografik sayabileceğiniz bütün örüntülerin doyasıya kullanıldığı bir film. Hakikaten anti-animasyoncu'ları bu hastalıktan kurtarmak için reçeteme yazacağım 3 animasyonun başında gelir. Hala görmediyseniz ve bolca Fellini kurosawa ve tarkovsky izlediği için kendini önemli, sayanlardansanız gidin ve son açığınızı da kapatın. Belleville'de randevu'yu seyredin.
izlediğim animasyonlar arasında en garip olanıydı.görsel açıdan özensiz ve kötü olmasına karşın çok gzel bir yapım.fransızlar bakarsınız animasyon konusunda da amerika'ya rakip olurlar.
Küçük şeylerden mutlu olma, azla yetinme... Bu samimi film daha fazlasını vaad etmiyor. Hollywood animasyonuna alışmış dimağlara birkaç beden büyük gelecek, olağan dışı basitlikte ama korkunç ayrıntılı, konuşmadan anlatabilen, parlak renkler yerine sepyayı tercih eden küçük bir başyapıt. Cüssesinden beklenmeyecek cesarette işlere gözü kapalı atlayan büyükannenin diğerinden kısa olan bacağındaki yüksek platformlu ayakkabısı, biraz düşünce gözünde şaşılığa neden olan ağır hipermetrop ve astiğmat gözlüğü, epilasyondan nasibini almamış bıyıkları... Bisiklet yarışını hayatının amacı haline getiren ve bunun dışındakilere apatik yaklaşan oğlan... Yahu bir köpek bu kadar mı köpek olur dedirten obez köpek (yönetmenin köpek sahibi olduğunu düşünüyorum. Hiç kimse bir köpeğin bakışlarını ve gerinmesini bu kadar gerçekçi gözlemleyemez. İnsan köpeğin başını falan okşamak istiyor...)Sanayileşmeyi ve refahı obez kadınlarla (obez özgürlük heykeli) simgeleyen yönetmen yılların akışını iç cızlatır şekilde bozunmaya yol açan teknolojik şehirleşmeyle aktarmış (eğer tren yolunun geçeceği yerde bir ev varsa, ev şöyle bir eğilir, ama tren yolu değiştirilmez).BelleVille’in üçüzleri ise bu bozunmuş dünyanın tek gerçekleri gibi duruyorlar. Azla yetinmenin başka örnekleri; müzik için enstruman gerekmez. Gazeten yok mu? Veya...Yemek mi yok? Kurbağa soteye ne dersin?Çizgi film tadının parlak renkler, sevimlileştirilmiş ve aslında insan olsalar hiç bir özellikleri kalmayacak kedi köpek, börtü böcekle verilebileceğini zanneden kişileri başka diyarlara sürükleyecek bir film. 'Film bitti mi?' diye soran titrek bir yaşlı kadının sesiyle boğazınızı düğüm düğüm yapan finalinden sonra gerçek hayata dönün bakalım sıkıysa!..
Çok başarılı bir animasyon, özellikle filmin ilk yarım saati başlı başına bir kısa film, dialog yok, çok güzel bir atmosfer oluşturulmuş mekanlar çok güzel tasarlanmış, görsel olarak çok iyi. Sonrası biraz gerçeküstü gelişiyor çok eğlenceli. Özellikle filmdeki kurbağa dondurmalara bayıldım :)) Müzik şahane mutlaka görün derim bir şekilde.
Son dönemin en heyecan verici animasyonlarından biri olduuna katılıyorum. Nemo'dan çok daha farklı bir tarzda olacağını sanıyorum. Umarım Ankara'ya da geliyordur problemsiz, merakla bekliyorum...
Tek kelimeyle muhteşem bir film. Animasyon da değil yani kimisi animasyon diye küçümsüyor da... Bence başlı başına bir film. Bir bisikletçinin yaşamı ancak bu kadar güzel anlatılır be. Hele o bisikletçinin vücudunun inceliği... En ince ayrıntısına kadar süper favori listeme ekledim. İzlemeyenler çok şey kaçırmış izlemelerini tavsiye ederim. Mutlaka izleyin iyi seyirler...
İzlediğim en acaip animasyon. Bu yönetmen kimdir, nedir pek bilemiyoruz ama, birden bire son derece özgün ve başarılı bir film yapıp karşımıza çıkıyor. (Bir de Oscar adayı oluyor sanırım.) Böyle bir şey nasıl akla gelir, üstüne üstlük hayata geçirilir? Bunu yapmak nasıl bir risktir? Kim izler? Sırf bu cesaretinden dolayı bile kutlanmalı bu insan. Filmin göz kamaştırıcılığı da ayrı bir durum elbette. Açıkçası biz izledik ve çok beğendik. Türevlerini bekliyoruz.
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.