son derece alakasız bir yerde, alakasız bir zamanda, alakasız kişilerleyken, alakasız sözler sarfederken ve dinlerken yadadinliyormuşgibi yaparken, acaip bunalmışken; aklafilmdeki köpek gelirve bütün alakasızlıkları unutup, bütün alakasızlıklardan kopup ''bellevill'de randevu'' düşünülmeye başlanır..kurbağadan yapılan yemekler; gazeteden, elektrik süpürgesinden, buzdolabından oluşan orkestra;uzun, ince, ''güce'' salak salak sırıtan ve yılışan garson;kendisine ne denilirse onu yapan, sürekli yokuşu tırmanmaya çalışan bisikletçi çocuk hatırlanır sonra..düşündükçe ''iyi film hakkaten ya!'' denir..çevredeki alakasızlıklara bakıldıkça filmin çokçokçoo..k iyi olduğu anlaşılır...sonra ne olur peki?sonra alakasızlıklar diyarına mecburi dönüş yapılır-akılda belleville'de randevu ile ama..