Akdenizli Yalancılar
Yazar: Sanem TürkKimin saklama ihtiyacı duyduğu bir gerçek yoktur ki hayatında? Herkesin bir sırrı vardır. Dünyanın neresinde ne kadar iyi şartlar altında yaşıyor olursanız olun, ne kadar dostunuz olsa da, sadece kendinize itiraf ettiğiniz, kendinizle konuşabildiğiniz bir şeyler yok mudur? Günü gelince anlatmak zorunda kalacağınız bir şeyler?
Oscar ödüllü İtalyan yönetmen Gabriele Salvatores hayatın en gerçek noktalarından yalana parmak basıyor. Akdeniz'in ortasında ufak bir adada, İbiza'da yaşayan, başkaları için son derece sıra dışı sayılsa da kendileri için çok sıradan olan hayatlara değiniyor. Üç ailenin zaman zaman kesişen zaman zaman birbiri ile ilgisi bile olmayan hayatlarına. Porno filmler yaparak yaşayan Sandro'nun varlığını kendisine bile itiraf etmekte zorlandığı 17 yaşında bir kızı vardır. Bir gecelik aşk hikayesinin armağanı olan Luce babasından uzak, Floransa'da yatılı okumaktadır. Gerek annesinin, gerek babasının ilgisizliği genç kızın aile kavramından uzak yetişmesine neden olmuştur. Babasının yaptığı işin porno film yapımcılığı olduğunu bile bilmeyen Luce sadece tatil için değil babasıyla yüzleşmek için de İbiza'ya gelmektedir.
İbiza'da ufak bir bar işleten Angelino'nun hayattan istedikleri büyük şeyler değildir. Sadece ailesine daha iyi bir yaşam sağlayabilmek için kendine ait bir ev hayalleri kuran Angelino kaderin bir tesadüfü sonucu istediği hayata kavuşma hayallerini yeniden canlandırır. Adanın polis şefi Xavier karısını kaybetmiş ve oğlunu tek başına büyütmek zorunda kalan yalnız bir adamdır. Mesleğinin getirdiği tüm baskıları 20 yaşındaki oğlu Jorge ile ilişkisine taşıyan, aşırı kuralcı ve her şeyin disiplinle hallolacağını düşünen Xavier sadece oğlunun kendisinden uzaklaşmasını sağlar. Hayatının başında olan Jorge babasının baskıları sonucu daha da dağınık yaşamaya ve Akdeniz'in tüm güzelliklerini taşıyan bu adada arkadaşlarıyla gününü gün etmeye başlar.
Film sebebini bilmediğimiz bir trafik kazasıyla başlar. Yoldaki kazayı gören Angelino arabanın yanına gider ve bir çanta dolusu kokain bulur. İlk anda herkesin vereceği tepkiyi verip korkan Angelino daha sonra hayatının fırsatıyla karşı karşıya kaldığını fark eder ve kokaini alıp yoluna devam eder. Tek yapması gereken malı elden çıkarıp hayallerinin evini satın almaktır ve akla gelen en uygun yolu tercih ederek Sandro'dan yardım ister. Kızının gelişi bir porno film çekiminin ortasına denk düşünce ne yapması gerektiğini şaşırmış olan Sandro bu yardım talebine ne cevap verecektir? Oğluyla ilişkileri gün günden kötüye giden Xavier'de bu komik uyuşturucu ticaretinin doğal olarak tam ortasında kalınca ne mi olur?
Bundan sonra neler olup bittiğini anlatmak başta Salvatores'e daha sonra Mavi Yalanlar'ın içinde yarattığı tüm karakterlere hakaret olur. Bu yüzden filmi seyretmenizi tavsiye ederim. Özellikle Avrupa sinemasını takip eden seyircilerin festivaller dışında yakalamış oldukları bu fırsatı değerlendirmemeleri gerçekten büyük kayıp olur.
Salvatores son yılların popüler cenneti İbiza'yı öylesine muhteşem bir mekana çevirmiş ki. Aslında ufacık bir ada ama aynı zamanda turistik bir cennet. Ufak bir kasaba gibi hayal ettiğiniz bu cenneti yönetmen istediği an bir köye, istediği an bir şehre çevirebiliyor. Ada yolarında kendinizi Güney Avrupa'nın herhangi bir köyüne seyahat ediyor gibi hissetme şansına sahipsiniz. Tüm karakterler bildiğimiz sıradan insanlar olmalarına rağmen Salvatores'in elinde öyle bir şekilleniyor ki, birkaç ufak yalan onları bazen nefret edeceğiniz tiplere bazen yaşamlarına hayran kalacağınız kahramanlara çeviriyor.
Amnèsia adlı gece kulübünün açılışında hikayeleri birbirinin içine geçen bu hayatlarda sıradan mavi yalanların hayatı bezen nasıl içinden çıkılamaz derecede karıştırdığını görüyorsunuz. Salvatores metaforlara çok girmeyen ince bir mizah gücüne sahip bir yönetmen. En ciddi sahnelerde bile yakalayabildiği bakış tüm drama karşı güldürebiliyor insanı. 1991 yapımı politik komedisi Akdeniz ile aldığı Oscar ödülünü sonuna kadar hakettiğini baştan sora bir kere daha hissettiriyor ve diğer yönetmenlerin düştüğü hataya düşmeyen tarzından asla ödün vermiyor.
İyinin göreceli kavramsallığına rağmen, Mavi Yalanlar'ın Akdeniz kadar iyi olduğunu söyleyemem. Yine de bu İtalyan dahisini kaçırmayın derim. Yine, yeniden Salvatores ile sinemanın sanat olduğunu hissetmek gerçekten güzel, kendinizi bir kere daha Akdenizli hissedeceksiniz.