2004 Venedik Film Festivalinde en iyi film seçilen ??Büyük Yolculuk??sinemasal belleğimde önemli bir yere sahiptir.Faslı yönetmen Ferrukhi'nin Avrupa'ya yerleşmiş göçmen bir müslüman aileyi merkez alarak şekillediği film,yolculuk metaforu altında kuşak çatışmalarına ve kültürel farklılıklara vurgu yapan çok değerli bir çalışmadır. Hayattaki son isteği hacca gitmek olan dindar bir baba ile Fransız okullarında okumuş,Avrupa kültürünü özümsemiş oğlu Reda zorunlu bir yolculuğa çıkarlar.Fransa'dan başlayan yolculuk İtalya,Slovenya,Hırvatistan,Bulgaristan,,Türkiye ve Ortadoğu üzerinden S.Arabistan ile noktalanacaktır.Bu 5000 kilometrelik hac yolculuğu sırasında Reda babasının şöförlüğünü yapar.Mavi külüstür bir arabayla yola koyulan ikili arasındaki iletişim kopukluğu üst düzeydedir.Başlarda zorunlu olmadıkça konuşmazlar bile.Sessizlikten ses yaratmaya çalışırlar.Babanın uhrevi dünyası ve bu bağlamda yolculuğa yükeldiği mistik anlam ile Reda'nın yolculuğa yüklediği eğlence ve macera kokan anlam çok farklıdır.Babaya göre ??yayan gitmek deveyle gitmekten,deveyle gitmek,atla gitmekten,atla gitmek arabayla gitmekten arabayla gitmek uçakla gitmekten daha sıkıntılı, dolayısıyla da daha çok sevap getirir.Oğlunun dünyasında bu sözler fazla yankı yapmaz.Baba ve oğlun farklı dünyaları ve yolculuk sürecinde karşılaşılan sorunlar(üç öğün ekmek arası yumurta yemek gibi)çatışmaların keskinleşmesine neden olacaktır.Baba oğlu üzerinde denetim kurmaya çalıştıkça şiddetli bir dirençle karşılaşır.Başlarda gözlenen bu çatışmalı ortamın yolculuğun sonlarına doğru birbirini anlama,hoşgörü ve empati kulvarına evrilmesi son derece sade ve bir o kadar da canlı bir sinema diliyle yansıtılmıştır.Filmin dokunaklı,yarı melodram finali ise ??kazanırken kaybetmenin??ne olduğunu bilenler için adeta şok edici türdendir.Tematik bütünlüğün sağlanmasında final sekansı en işlevsel role sahip olmuştur kanımca. Filme dönük eleştirilerin ??oryantalizm??noktasında keşişmesi tartışmaya değer bir noktadır.Kimilerince ??Fransızlaşmış??bir yönetmen olarak nitelenen Ferrukhi'nin bu filmde oryantalizm batağına saplandığını düşünmüyorum kesinlikle.Muhafazakar baba ile Avrupa değerleriyle yetişmiş oğlu arasındaki kuşak çatışmasını kalın çizgilerle çizen yönetmen,yapıtına gölge düşürecek meşum bir oryantalizme saplanmış olsaydı,bu iki ayrı dünya bu denli sağlam bir maya oluşturamazdı.Bu bağlamda kültürel hegomanyacı ya da ??öteleyici??emareler de sızmamıştı filme. ??Büyük Yolculuk??sinemaseverlerin mutlaka izlemesi gereken bir yapım.Sade senaryosunda duygu yüklü metaforlar barındıran gerçek bir başyapıt?