Hesabım
    Aman Tanrım!
    BEYAZPERDE ELEŞTİRİSİ
    3,0
    Ortalama
    Aman Tanrım!

    <b>Aman Tanrım</b>: Tanrı veya İnsan Olmak

    Yazar: Misafir Koltuğu

    Tüm sorunlardan Tanrı olarak kurtulmak mümkün mü? Işte bu sorunun yanıtını arayan bir film Aman Tanrım. Jim Carrey'nin kariyerinde beklediği çıkışı yapamayan haber spikeri Bruce Nolan'ı; oynadığı oyunlara kattığı derinlikle son yılların önemli zenci oyuncularından Morgan Freeman'ın da Tanrı'yı oynadığı Türkçedeki adıyla Aman Tanrım (Bruce Almighty) büyük kentlerde yaşayan, küçük sorunlarla boğuşmaktan hayatı erteleyen orta sınıf insanın kendisiyle ve Tanrı ile girdiği hesaplaşmayı komedi diliyle ve izleyiciyi felsefi sorulara fazla boğmadan harmanlayıp sunmayı amaçlayan bir film. Buffalo TV'nin vasat ancak ana haber spikeri olmayı herşeyden çok isteyen ama hem iş yaşamında hem de özel yaşamında aksiliklerin peşini bırakmadığı haber spikeri Bruce Nolan bu aksiliklerin kaynağı olarak düşündüğü Tanrı'dan sürekli şikayet eder ve bu şikayetlerden usanç getiren Tanrı, bir haftalığına kendi güçlerini Bruce'a vermeyi kabul eder. Tanrısal güçlere sahip Jim Carrey'de bu güçlerin tadını çıkaracak ama sonunda egosunun yarattığı kaosla yüz yüze gelecektir.

    Mimik ve beden dilini kullanmaktaki ustalığı artık herkesin malumu olan Jim Carrey bu kez kendisini hiç zorlamadığı bir rolün altından başarıyla kalkıyor, tabii karizmatik rollerin adamı Morgan Freeman da Tanrı gibi önemli bir rolde bile zorluk çekmiyor. Filmin yönetmeni Tom Shadyac'ın izlenmesi kolay bir film çekmek istediği çok açık, zaten öyle olmasaydı basit espriler üzerine kurulu, mesajı da böylesine altı çizili bir film çekmesinde izleyici olarak bir anlam bulamazdık. Tanrı'nın ve insanın varoluşunun merkeze alındığı bir filmde ister istemez daha derinlikli bir alt katman arayan seyirciler ne yazık ki Aman Tanrım'da istediklerini bulamayacaklar. Truman Show'un komedi ile birlikte önemli bir sistem eleştirisi yaptığını biliyoruz, Aman Tanrım'da bu tip bir sistem eleştirisinin rahatlıkla yapılacağı bir film hatta entellektüel sinema yönetmenlerince işlenebilecek bir konu da sunuyor.

    Filmi izlerken Tanrı rolündeki Morgan Freeman'ın Bruce'a yani Jim Carrey'e bir haftalık Tanrı olma imkanı verirken koyduğu iki kuraldan biri, yani Özgür İradenin değiştirilememesi gerçeğinden yola çıkarak şehir yaşamının insanlara yaşattığı kaosun aslında bir yerlerdeki Tanrı sebebiyle değil insanın kendi özgür iradesiyle yaptığı bir seçim olduğu gerçeği filmin ana izleği olabilirdi. Ama ne yapıp ediliyor ve Patch Adams ve Liar Liar'ın da yönetmenliğini yapan Shadyac filmine böyle bir tema seçmekten olanca titizliğiyle kaçıyor ve sonunda ortaya Robin Williams'lı filmlerden bildiğimiz bir mesaj çıkıyor: "Olduğunuz yerde mutlu olmayı bilin". Herşeye kadir Tanrı bile eğer bir temizlik işçisi olmaya razı olabiliyorsa ki Morgan Freeman'ı hademe kıyafetiyle yerleri silerken görünce ister istemez böyle düşünüyorsunuz, öyleyse biz fani insanlar da daha ötesini amaçlamamalıyız değil mi? Filmin başlangıcındaki kariyerinde yükselme hırsıyla yanıp tutuşan Bruce Nolan filmin sonunda tüm o kariyer düşüncesinden kurtulmuş böylelikle hep ertelediği ve göz ardı ettiği özel ilişkisinde bir türlü ulaşamadığı mutluluğa ulaşmakla ödüllendirilmiş, Tanrı'ya -tabii ki büyük şehirin kurallarına da- teslimiyet göstermiş bir karaktere dönüşüyor.

    Dediğimiz gibi Robin Williams'lı Patch Adams ve What Dreams May Come gibi filmlere alışkın olanlar bu filmi de sıkılmadan izleyebilecekler ancak bir iki sahnesi gerçekten insanı kahkaya boğsa da Aman Tanrım'da Jim Carrey'dan Dumb and Dumber ve Ace Ventura'daki kahkahası bol oyunculuk tarzını görmeyi isteyenleri hayalkırıklığı bekliyor diyebiliriz. Bu arada bolca alıntının yapıldığı Kitab-ı Mukaddes ile ve yine insan bedeninde enkarne olan bir Tanrı tiplemesi batılı seyircelere -buna Avatar anlayışına sahip uzakdoğulu seyircileri de ekleyebiliriz- garip gelmeyecek film, Tanrı anlayışı daha farklı olan müslüman ve museviler için bir parça itici gelebilir, fakat her ne olursa olsun Tanrı kavramına saygılı davranan hatta Tanrı'yı ince mizaha ve derin bir bilgeliğe sahip olarak resmeden filmi izlemek için 16 yaş sınırı getirilmesine de hiç anlam veremediğimizi söylemek isteriz...

    Zaten o yaştaki bir gencin cevabı "bilimsel" olmayan Tanrı, evren ve kendi durumuna ilişkin kafasında dönüp duran sorulara filmin bir yanıt aramaya çalışmadığı tam tersine insana ilişkin sorular sorup belli yanıtlar olabileceğini söylemesi gençlerin ruh sağlığını etkilemeyecektir kanısındayız. Unutmadan, bu filmi izledikten sonra dua ederken daha faklı hissedeceğinize yüzde yüz eminiz.

    Şafak Başkaya

    Daha Fazlasını Göster
    Back to Top