Bir filmi izleyicinin iyi veya kötü olarak algılaması, esasen filmle alakalı bir konudur; izledikten sonra kafanızda 'iyiydi', 'kötüydü' veya 'ehh fena sayılmaz' gibi yargılar oluşur. Söz konusu yargının oluşumunda film esaslı unsur olması gerekirken kimi filmlerde başka unsurlar ön plana çıkabilir, örneğin filmdeki oyunculardan biri etkileyebilir bu yargınızı ve kötü de olsa film o oyuncu için daha bir ılımlı yaklaşırsınız filme. Veya yönetmeni iyidir filmin, kötü olduğu halde o kadar da kötü gelmez film size... Tıpkı bir başyapıt olmayan The Dreamersta olduğu gibi. Bir başyapıt değil kanımca, hele Bertoluccinin başyapıtı hiç değil...Dreamersta Bertolucci 1968 Parisinde geçen bir hikaye anlatıyor bize. 1968 Parisi diyorum ama aslında küçük bir sahne dışında pek de göremiyoruz Parisi, ama o evin Pariste olduğunu biliyoruz. Parisi göremediğimizi söylesem de hikayenin geçtiği evin 1968lerin ambiyansına sahip olduğu da bir gerçek. Bu konuda yönetmen kesinlikle başarılı. Bir ev ortamında dönemin havasını verebilmek kesinlikle bir yönetmenlik başarısı olsa gerek...Aslında bu filmi beğenmememin en temel nedeni 68 kuşağı ile bağdaşmayan ögeler içermesi filmin ve özellikle de (tam olarak olmasa da) ensest? Tek kelimeyle mide bulandırıcı benim açımdan. Erotik ve hatta pornografiye yaklaşan unsurlara hiçbir itirazım yok ve hatta gerekli olduğu bile savunulabilir ancak ensestin ne gibi bir ilintisi var 68 ruhuyla anlayabilmiş değilim. ?Savaşma Seviş? felsefesinin, kiminle sevişileceği konusunda bunu kastetmediğini gayet iyi biliyorum : ))) (bununla ilgili son olarak bir not: Hukuk fakültelerinde hukuk normu haline gelmiş tek doğa kanununun ?ensest? olduğu öğretilir öğrencilere)Çeşitli yorumlarda da okudum, 68'li yılları anlatırken film, aslında dönemin siyasal ortamına pek de değinmediğini ve hatta Bertolucci'nin Paris'e aşık olmasına rağmen Paris'in hemen hemen hiç görünmediğini okudum. Kesinlikle doğru. Sinekritiklerde bunun bilinçli yapıldığını okudum. Elbette bunlara yeterince değinmeden dönemin ambiyansı bir evde hissettirebilmek başlı başına bir başarıdır ancak bir parça daha gösterilmiş olsa daha iyi olur, göze daha hoş görünürdü diye düşünüyorum?Oyuncular? Bence filmde en başarılı unsur. Oyuncuların performansları tek kelime ile kusursuz. Louis Garrel ve Michael Pitt'in ismini bu filmden sonra pek duymasak da (Pitt'in de rol aldığı The Village hariç) Eva Green için aynı şey geçerli değil. Green'i ses getiren başka filmlerde de gördük?Okuduğum yorumların çoğunda izleyenler filmi epey beğenmişler aslında. Ben kendi adıma izlediğime pişman değilim kesinlikle, ancak izlediğime de hiç mutlu olmadım. Şundan çok eminim ki bu filmin yönetmeni Bertolucci yerine bir başkası olsaydı muhtemelen bu denli beğenilmezdi. Bertolucci filmlerinin bir çoğunu izlemiş bir sinemasever olarak diyebilirim ki, Bertoluucci'nin iyi filmlerinden biri değil The Dreamers. Kendi adına kötülerinden biri bence. Filmi izlediğime pişman olmadığımı söyledim ancak hayal kırıklığına uğradım maalesef. İzlememiş arkadaşlar için izleyin veya izlemeyin kabilinden bir şey diyemem, en iyisi izleyip kendileri versinler kararı. Son bir not: Film ortalama bir sinema izleyicisinin ilgisini çekmeyecek cinsten, ona göre?
filmin bir yandan çarpık cinselliği olağan gösterirken bir yandanda bunun sebeplerini açıklıyor.tam bir avrupa filmi.pornografik öğeler bir nebze insanı rahatsız etsede filmin anlatmak istediği ironiyi farkettiğinizde pek önemi kalmıyor. izlenmesi gerek ama çok çok iyi bir filmi? maalesef...7/10
film çok güzeldi tam bir fransız film örneğiydi yani ben severim ancak bir filmde bu kadar pornografik sahneler olması rahatsız eder izleyiciyi benim fikrimce..ben rahatsız oldum
Gerçekten orijinal ve ilginç olduğunu, son derece sıradışı bir film olduğunu düşünüyorum. izlemekten memnunum, bence izlemek iyi fikir. her ne kadar gereksiz nicelikte erotik sahne olsa da, bir süre sonra alışıyorsunuz :) o açıdan da çok cesur bir filmdi. ayrıca doğallık filmi bayıla bayıla izletilmesini sağlamış, herhangi başka bir filmde bu kadar doğallık bulunamazdı bence. şöyle ki; kızın saçının yandığı sahne aslında bir kazaymış; ama hiç bozuntuya vermeden oyuncular devam etmişler. gerek yönetmenin gerekse oyuncuların cesaretlerinden dolayı kutlanması gerek :) 6/10
film abartılacak kadar güzel oldugunu düşünmüyorum ayrıca carpık ilişkileri ballandıra ballandıra anlatıyor ayrıca porno olayına giriyor kısıcası benim için önemli bir film degildi
-'68 dönemi Paris'i..Paris'te ABD'li bir öğrenci(Micheal Pitt).Cinématheque kapatılıyor.Film gösterilerine sürekli giden sinemaseverler bu kapatılmaya karşı direniyorlar ve gösteri yapıyorlar.ABD'li genç de bu gösteri sırasında Fransız bir kız ve onun ikizi genç oğlanla tanışıyor.Bohem bir hayat süren ve aileleri tatile çıkan bu iki-ilginç-kardeş;yabancı öğrenciyi evlerinde misafir ediyorlar.Arka fonda yürüyüşler,sokak isyanları,bildirilerle dolu Paris ilerlerken;gençler eve kapanmış,tutkuları olan sinemadan konuşuyorlar..ve ilginç oyunlar oynayarak aralarında cinselliği keşfediyorlar.. Filmi izledikten sonra Bertolucci'nin filmde '68 dönemini arka plana ittiğini,anlatmak istediğini anlatamadığını düşünebilirsiniz;ancak biraz kafa yorunca,yönetmenin ne yapmak istediğini;cidden arka fonda 68 dönemini çok iyi kullandığını ve sinema hakkında eğitici bir film çıkardığını anlıyorsunuz..Bertolucci bu filmde ne yapmak istediğini kesinlikle biliyor bence.. Film,evet cinsellik üzerine oturtulmuş gibi görünse de bu filmde asıl; "sinema" var..Sinema tutkusu cinsellikten daha önce gelişmiş bir tutku bu gençlerde.Birbirlerini tanıdıkça,keşfettikçe;ilişkilerini tartmaya,sorgul-a-maya başlıyorlar ve sorular soruldukça arka plandaki,sokakta olanlar,68 Paris'i önem kazanıyor filmde..ve gençler sokağı tercih ediyorlar sonunda.. Filmde karşılaştırmalar,tartışmaya açık sinema konuları konuşuluyor ve siz yine kendinizi tartışmaya dahil buluyorsunuz o anda..Bu tartışmaları yaparken gençlerin konumu,durumu,halleri,çıplaklılarını gözardı ederek;tartışmayı takip edebiliyorsunuz. Ayrıca,Gençlerin aralarında oynadıkları oyunlar sırasında;sinemadaki kült filmlerin sahneleri ile filmin sahneleri arasında paralel gösterimler çok hoş olmuş bence..Kurguyu iyi beslemiş yönetmen.Sahneleri gördükçe;siz de "hangi filmdi bu?" diyerek bu sinema oyununa katılıyorsunuz üç genç ile..ancak sadece sinema ile ilgili kısmına ;)..
bu filmin adını görünce aklıma gelen şey cinsellik ve erotizm olmuyor nedense.. ben büyük bir masumiyet ve dostluğu görüyorum..müzikleri de harika...oyuncular da oldukça başarılı...zaten bir dönemin kıyısında hikayedekiler içinde değğiiller ki...
Bertolucci bu filmde bir dönem hakkında eleştiri yapmak isterken izleyenlere çok yanlış mesajlar vermiş olduğunu düşünüyorum.Fransızlar artık filmlerini kadın olgusu üzerine kurma olayını da aşmalılar bence..Eva Brown için izlerseniz izleyin diyorum...
Film bende resmen bir hayalkırıklığı yarattı.Bernardo Bertolucci’nin filmlerini zaten fazla izleme şansım olmadı.Ama şuna eminim:bu film Bertolucci’nin yaptığı en başarısız filmlerden biri...Zaten filmde genel olarak iki kardeşin birbirlerine karşı olan 'ilginç' yakınlıklarını seyrediyoruz.Bir Amerikan öğrenci de onlara eklenince cinsel yönü ağırlıklı bir film çıkıyor ortaya...Bütün filmin neredeyse hepsi bir evde geçiyor.Devrim olayları filme fazla yansıtılmamış.Sadece öylece kenarda durmuş adeta.Ayrıca yapılan devriminde filmdeki hikaye ile fazla ilgisi yok..Maalesef film bende hayal kırıklığı yarattı.Daha ilginç olabilirdi.Yine de filmi beğenenler var.İzlemek size kalmış...
dönem filmleri pek ilgimi cekmez ama bu filmi tawsiye üzerine izledim we hayran kaldım..3 yıl oldu izleyeli ama hala tekrar tekrar izledigin ender filmler arasında..basarılı..realite tasıyan..son sahnede bittigim andır!!!
film kirasına para vermemek için arkadaşımın evinden rastgele bulduğum , izledikten sonra rastgele bir kitapta okuduğum film şimdi di benim favori filmim. sekanslar çok iyiydi özellikle iki kardeşin yatak sahnesi.
Bertolucci’nin toplum yapılarını irdelemeye devam ettiğini görüyoruz.Üstü kapalı veyahut açık olsun önemli değil.Bakış açısını belli eden yönetmen 60’lı yıllardaki toplumsal olaylar etrafında gelişen bu filmde alışagelmişin dışındaki bir rahatlıktaki aileye konuk oluyoruz.Filmler üzerinden kendi aralarında ve yeni tanıştıkları akabinde cok sevdikleri bir arkadaşları ile oyunlar oynayan iki kardeşin ve sinemasever arkadaşlarının hikayesi..Cinselliği yavaş yavaş, oyunlarla ve cezalarla ( ki cezalar pek bizim toplum yapımıza göre değildir ) tanıyan 3 gencin tarzlarını çokta yadırgamamak yönetmenin mahareti olabilir.Tamam, belki ’bize göre şeyler değil’,’yok artık daha neler’ diyorsunuz filmde ama 'salo' filmi gibi bir durumda söz konusu değil hani :)belki sinemasever olmaları filmin çekiciliğini arttırıyordur. Bu çekicilik gidişat ile alakalıdır. Yoksa Bertolucci ismi yeterince çekicidir bir film için.
avrupe sinemasında aşina oldugumuz üzere film cinsellikle öyle bi yerden yakalıyor ki görmekten bazen iğreniyor bazen begeniyor bazen de ne hissedecegimizi sasırıyoruz. başlar da ensest ilişki yaşadıgını düşünüp iğrendiğimiz kardeşlerin film ilerledikçe aslında acınacak halde oldugunu bunun da sebeplerinde birini o günlerde süren sinematek hastalığı ve devrimci kimlik arayışları oldugunu biz farketmeden bertolucci beynimize yerleştitiyor ve yine bunu çok ii yapıyor. filmi izledikten sonra agızda acı tatlı bi tat kalıyor geriye
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.