SİNEMA TARİHİNİN EN İYİ AŞK FİLMLERİNDEN BİRİ 10 ÜZERİNDEN 10
“Kısa Tesadüfler” sinema tarihinin en iyi “yasak aşk” filmlerinden biri. Büyük yönetmen David Lean’in henüz dördüncü filmi olmasına rağmen, filmde sağladığı yönetim başarısı gözlerden kaçmıyor. Konu son derece sıradan başlıyor,önce bir tren garına sonrada gardaki kafeye yönelir kamera. Kafedeki bayan ve gar görevlisinin konuşmalarını dinlerken kamera birden arka masada oturan bir kadın ve bir erkeğe döner, yüzlerinde hüzün vardır. Birşeyler konuşuyorlardır ama biz onları değil, kafedeki diğer konuşmaları duyarız ve o sırada içeri gelen bir kadın sormadan onların masasına gelip oturur, masadaki kadını tanımaktadır ve sürekli konuşmaktadır. Masadakilerin yüzündeki hüzün dahada artar ve trenin kalkış anonsu yapılır, adam kalkar, kadının omuzuna dokunur ve kadın erkeğin ardından daha bir hüzünle bakar. Kadın evine gelir, kocasıyla konuşurlar ve koltukta kadın o güne nasıl gelindiğini hatırlar. Bizler de onla birlikte yaşananları, o güne nasıl gelindiğini öğrenmeye başlarız. İnsanlar bazen ruh eşi dediğimiz kişileri bulma şansına sahip olamazlar, yada karşılarına ne zaman, hangi yaşta çıkacağını bilemeyecekleri gibi. Mecburiyetten evlenmek, sevmeden alışmak gibi, bir yaşam şekli seçilir, burada asıl amaç toplum ve çevre baskısından kaçmaktır ama bu yaşam şeklinde içinde hiç aşk ve aşık olmadan, o heyacanı hiç yaşayamadan yaşlanmak gibi bir ömür sürmek vardır. Hayatın aslında ne kadar kısa olduğunu yıllar geçtikten sonra keşkelerle dolu hayat hikayende anlarsın derler. Evlenirsin çocukların olur ve karşına o zamanında karşılaşmadığın kişi çıkar. Kalıverirsin ne yapacağını bilemezsin, çevre baskısı senin hayatını şekillendiriverir. Senin ve sevdiğinin aşkı kimin umurunda… Ya herşeyi bırakıp, öylesine mutsuz bir ömür sürüp mutlu görünme rolü oynayacaksındır, asıl kahredende budur herhalde insanı, yada hiçkimseyi umursamadan “bu benim hayatım” diyerek kimsenin ne diyeceğini dinlemeyeceksindir. Çok zor bir karar ve seçim… İngiliz film enstitüsü tarafından 1999 da o güne kadarki en iyi İngiliz filmleri listesinde 2. Sırada yer bulmuş bir film “Kısa Tesadüfler”. Filmde David Lean’in başarısı kadar baş roldeki oyuncularında katkıları çok büyük. Bilhassa Laura rolündeki CELIA JOHNSON’ın performansı müthiş, gözlerinde ve yüzünde yaşadıkları hüznü hissettiriyor. Trevor Howard’da abartısız, rahat oyunuyla çok iyi. Filmin siyah beyaz görüntüleri de filme çok büyük katkı sağlıyor. Bu iki gizli sevgilinin filmde söyledikleri sözlerde aklımızın bir yerinde kalıyor; “Kesin olarak sana güvenildiğini bilince yalan söylemek çok kolay, hem çok kolay hemde çok küçültücü”, “-Beni affediyor musun?, -Ne için affedeceğim?, -Herşey için, başta seninle tanıştığım için, taş parçasını gözünden çıkardığım için, seni sevdiğim için, sana bu kadar acı verdiğim için”, “-Ölmek istiyorum. Keşke ölsem. – Ölürsen beni unutursun, ben hatırlanmak istiyorum”. Kısacası bu filmi görmediyseniz mutlaka izleyin. Yaşamınızda keşke “gitme kal” demek isteyipte diyememe gibi bir ikilem yaşamamanız dileğiyle bu dokunaklı filmi kaçırmayın. İzleyin, izlettirin…