Hesabım
    Willard’ın Fareleri
    BEYAZPERDE ELEŞTİRİSİ
    3,0
    Ortalama
    Willard’ın Fareleri

    <b>Willard</b>’ın Mahzende Çoğalan Nefreti

    Yazar: Serdar Kökçeoğlu

    Daniel Mann’ın yönettiği 71 tarihli Willard’ı izleme şansı bulamadığımız için, elimizdeki filmi bir yeniden yapım olarak değerlendirme imkanını maalesef bulamıyoruz. Doğal olarak filmin katalizörü Crispin Glover’ı, orijinal filmin Willard’ı Bruce Davison ile de karşılaştıramıyoruz. Fakat, nasıl olduysa sinemalarımıza uğrama imkanı bulan yapım, Glover’ın da dudak yaralayan performansı ile öyle ilginç bir deneyime dönüşüyor ki, amacına kesinlikle ulaştığını söyleyebiliriz. Kimi teknoloji ürünü, kimi maket, kimi de kanlı canlı farelerin varlığı, bir korku filmi beklentisi yaratıyorsa da; Willard, korku-komedi türüne sokulmaya çalışılan başka tür bir film. Sinema tarihinin klasik korku filmlerini çağrıştıran yan öyküleri ve edebi karakteri ile benzer grotesk yapımlar arasında yerini alan, potansiyel bir kült yapım. Üstelik benzersiz bir buluşmaya da ev sahipliği yapıyor. 30 yıl boyunca, nasıl olduysa kendisini saklamayı başarmış, egzantrik bir karakter nihayet aradığı bedeni kendisine bulmayı başarmış!

    Daha önce Herman Melville’in unutulmaz kahramanı Kâtip Bartleby’i canlandıran nev-i şahsına münhasır oyuncu Crispin Glover, bir kez daha ofis yaşamına uyum sağlayamayan, ezik, kendi dünyasına gömülü bir karakteri canlandırıyor. Fakat Willard’ın farkı, kendisini aşağılayan, dışlayan dış dünyaya olan nefretini somutlaştırıp, küçük canlıların da yardımıyla benzersiz bir intikam oyununa soyunması. Ölüm döşeğindeki annesiyle birlikte yaşayan karakterin bastırılmış duyguları, evin mahzeninde aylaklık eden farelerde beden bulup, garip bir dostluğun başlangıcı oluyor. Tüm duygusal iletişimini farelerle yaşayan Willard, kendisine ilgi duyan bir iş arkadaşından esirgediği sevgiyi de doğal olarak Sokrat adını verdiği beyaz, sevimli fareye yöneltiyor. Bu yakın ilişki ise, belki de filmin en karanlık karakteri olan dev cüsseli Ben’in kıskanç bakışlarının hedefi oluyor.

    Willard’ın fareleri üzerinde ciddi şekilde çalışıldığı son derece belli. İnsancıl Sokrat’ın ve daima kuşku dolu bakışlarla bekleyen Ben’in başı çektiği fare ordusu, abartılı bir kalabalığın gözüktüğü sahnelerin dışında son derece inandırıcı. Küçük canlıların şaşkın bir kediye oynadıkları acımasız oyun ise, genellikle çizgi filmlerde son derece masum bir şekilde çizilen kedi-fare oyununa irkiltici bir boyut katarak, filmin en sinir bozucu sahnelerinden birini hazırlıyor.

    Willard’ın yeniden yapımının ne kadar gerekli olduğu ve sinema tarihine ne kattığı tartışılabilir; fakat bu küçük, garip filmin en çok Crispin Glover’a yaradığı kesinlikle yadsınamaz. Özel yaşamında da, en az beyazperde karakterleri kadar ilginç bir görünüm sunan Glover, Willard’a hayat vermekte kesinlikle zorlanmıyor. Bu dünyaya ait değilmiş gibi duran yüz ifadeleri, filmin sinemaya en büyük katkılarından biri. Onun performansını izlerken, filmin bir noktadan sonra bilinçli olarak yapılıp yapılmadığını düşündürten devam hataları; gündüzden geceye, geceden gündüze geçişler bile önemini yitirmeye başlıyor.

    Willard, filmlerde canlandırdığı acayip karakterler ile kimilerinin hafızasına kazınan, kimilerinin de dikkatini bile çekmeyen ya da en fazla antipati yaratan Crispin Glover ile aynı kaderi paylaşacak gibi gözüküyor. Potansiyel bir kült yapım olarak, bir yeniden yapım olmasına rağmen, beyazperdenin loş köşelerinde yerini alacaktır. Tabii buna karşı çıkmak için de en az iki bavul dolusu (küçük, sevimsiz) sebep bulabilirsiniz. Hatta ararsanız, sayılarının giderek arttığını da göreceksiniz...

    Filmin tek günahı, ilk yarıda gösterilen silahların, ikinci yarıda oyununu oynadıktan sonra, filmin perdeyi indirmekte geç kalması! Karışık bir labirenti son derece yerinde kararlarla hızla aşan senaryo, nedense çıkış aşamasında tıkınıyor ve bir parça kayboluyor. Yine de genelini düşündüğümüzde, son derece lezzetli bir peyniri izleyicisiyle paylaşmaktan da geri kalmadığını söyleyebiliriz.

    Daha Fazlasını Göster
    Back to Top