tertemiz,dupduru,su gibi akan bir film.belki şimdi izlediğimizde anlayamayacağımız,ya da tam olarak anlayamayacağımız diyelim,bir dönemle ilgili to kill a mockingbird.amerikada ırkçılığın en üst seviyelerde olduğu dönemlerle ilgili.bu nedenle izlerken size sıradanmış gibi gelen kimi olaylar aslında o zamanlar o kadar aykırı ve dikkat çekici ki...gregory peckten önce sanırım çocuk oyunculardan bahsetmek gerek.rollerine nasıl da girmişler,bir oyun oynarmış gibi doğal,inandırıcı,eğlenceliler.peck de zaten atticus kılığında o yerine göre soğuk,ciddi,yerine göre de şefkatli ve sevecen olarak,yani kısacası tam bir baba figürü oluşturarak üstüne düşeni layıkıyla yapıyor.sinema tarihine geçecek kadar güçlü görmememin başlıca sebebi sanırım o finaldeki olay.arthurdan bahsediyorum,biraz açıkta kalmış gibi geldi,finalini beğendim fakat arthuru daha bir açıklayıcı yapsalar,uzun tutsalar daha sağlam olurdu bana göre.ismi ile bile ilgi çekebilecek bir film,klasik sevenler pişman olmayacaktır.