Oku Baban Gibi Muggle Olma*
Yazar: Özgür ŞeybenMesleki bir zorunlulukla, sonuna kadar dayanıp okudum Harry Potter'ı... Kötü bir çocuk kitabı. Tam da, "yeni dönem" yazar taifesinin adeti olduğu üzre, her tür yaratıcılıktan özellikle kaçınan Joanne K. Rowlings, bunun yerine zorlama oldukları belli olan, ucuz panayır trüklerini andıran, keşifler koymayı yeğlemiş. Sanki kitabı edebi bir eser yaratmak için değil de, hemen filme alınsın düşüncesiyle görsel yönü ağır basan, geliştirilmiş film öyküsü formunda yazmayı tercih etmiş.
Kitabın yazarı Rowlings, ya fantastik edebiyat örneklerini takip etmemiş ya da bilinçli olarak bir pazarlama taktiğini daha kafasındaki fikri kağıda dökmeden önce uygulamaya koyulmuş. Yoksa bir büyücüler bankasının varlığı, bu bankada sadece büyücüler arasında tedavül eden bir para biriminin yatması ,öte yandan büyücü ve cadıların kendilerine gereken malzemeleri bulup edinmek yerine dükkanlardan para karşılığı alması gibi nedeni anlaşılamayan biçimde ayakları yere basan, gerçek yaşamın tatsız unsurlarını sihirle büyüyle bağdaştırmaya eli varır mıydı? Ben Küçük Prens'i okumasını tavsiye ederim. Tabi bu imgeleri, bu şekilde kullanarak bi tür "kontr-efekt" yaratmaya çalışıyorsa o zaman kendisine diyecek sözüm olmaz.
Ama öyle değilse bu kitabın neden Talim Terbiye Kurulu tarafından ilkokul çocuklarımıza önerildiğini merak etmekten alamıyorum kendimi. Ne tür pedagojik yöntemler buldular da içinde bu kitabı önerdiler? Hepsinden önemlisi adı neden Felsefe Taşı? Çocuklara felsefeyi sevdirmek için desem, kitabın içinde herhangi bir felsefi kırıntı bile yok ki.. Bu durumda çocukların bu kitaptan çıkaracakları hisselerle ilgili iki masum tahmin yürütmekten başka elimden gelen bir şey yok:
1 "Bak oğlum baban bu yaşına geldi hala Muggle'lıktan kurtulamadı, herhangi bir bankada birikmiş hesabı yok, ömrü boyunca çalıştı durdu şimdi emekli maaşıyla bırak ay sonunu, hafta sonunu bile getiremiyor, sen kafanı çalıştır da şu Gringotts Bankası'nda hesap aç kendine, artık çalar mısın çırpar mısın, kapkaççılık mı yaparsın senin bileceğin iş, ama bir yatrımın olsun, bak reel ekonominin hali ortada " ya da
2 Okumakta, mühendislikte, doktorlukta para yok, sen iyisi mi bir Quidditch takımının alt yapısına yazıl da hayatın garantide olsun. Arayıcı mı olursun, Yakalayıcı bilmem ama o Quaffle denen merete dört elle sarıl, o senin geleceğindir.
Evet zıpırlığı bırakalım da, işin bizi asıl ilgilendiren kısmına gelelim; Ülkü Tamer'in tüm kurtarma çabalarına rağmen vasatın altına inmekten kendini alamayan böylesi bir kitabın filmi, beklenenin aksine nasıl başarılı bir yapım olabiliyor? Şaştım. Film kendi bütünlüğü ve görselliği açısından hiç de fena değildi. Her ne kadar klasiğin ötesine geçemeyen bir dili olsa da tökezlemeden ilerlemeyi başarıyordu. Ama her şey buraya kadar, bundan sonraki bölümlerin filmlerinden ne bekleyebiliriz? Yazar'ın Gringotts'daki hesabıyla bağıntılı sebeplerden ötürü, 7 kitaptan ibaret kalmayacağına emin olduğum bu serinin, diğer filmlerine anlatacak ne kaldı ki?
Sözlük:
Felsefe Taşı: Bildiğimiz Afyon Mermeri, Taş
Muggle: Gemisini kurtaramayan kaptan anlamında bir deyim.
Gringotts: Kelime anlamı olarak "Hortum" demektir, Ama burada cadı aleminin yatırımlarını değerlendirdiği bir bankanın ismidir. (Niçin bu ismi aldığı bilinmiyor)
Quidditch: Cadı-Büyücü dünyasının futbolu diyebiliriz, yine stadyumda oynanır, ama döner bıçakları, yerini kara büyülere bırakır.
Quaffle: Meşin yuvarlak'ın biraz geliştirilip kanat takılmış şeklidir.
* Virgülü istediğiniz yere koyabilirsiniz.
Bu hafta gösterime giren Atlantis: Atlantis: Kayıp İmparatorluk'a gönül rahatlığıyla çocuğunuzu götürün, aşağıdaki yazının yazıldığı alfabeyi yaratan uygarlığın hikayesinden dersler çıkarsın...