Beyazperde
Hesabım
Ortalama puan
4,3
666 Puanlama
Hep Seni Aradım hakkında görüşlerin ?
5
42 Eleştiri
4
70 Eleştiri
3
14 Eleştiri
2
15 Eleştiri
1
2 Eleştiri
0
0 Eleştiri
Sırala
Filtrele:
Hepsi
Rose byrene bu filmi almış nirvanaya taşımış. Ne Diana Kruger ne John Harnett, başrol oyuncuları oyunculukta gayet vasattı. O aşkı sadece Rose Byrene hissettirdi. Konusu, filmde ki geçişler iyiydi. Kesinlikle listeye eklenmesi gereken bir film.
bu kadar basıt bır konuyu nasıl etkıleyıcı bır hale getırmısler sasılır durum ama gecıslerde bıraz bocalasalarda ızlemenızı tavsıye ederıyorum 10/8
Beklentilerimi karşılamadı. Kendi çapında bir "kült" mertebesine erişmiş gibiydi "Wicker Park". İzleyenlerin oldukça beğendiği ancak çoğunluk tarafından bilinip de popüler olamamış, gerçekten kağıt üzerinde kaliteli bir kadroya sahip 2004 yapımı bir film.
Kişiden kişiye değişir, bir sinema filminin yorumu. Herkesin kendine özgür bir penceresi vardır. Çok derinlere girmeden şunu söyleyeyim; süresi boyunca en az 3-4 defa bana "hiç gerçekçi değil", "bu kadarı olmaz", "bu şekilde davranılmaz", "bu nasıl ilişki" vs. gibi "havada kalındığını belirtir" cümleler kurduran bir film için ne yazık ki içime sine sine "beğendim" diyemem. "Wicker Park" bana bunları söyletti. Çok fena başlamamıştı. Flash backler ile zenginleştirilmiş kurgusu ilgi çekiciydi. Ancak çok geçmeden, bahsettiğim gibi "gerçeküstü" olaylar da başladı. Bir romantik filmde başrol karakterlerin yakışması, oturaklı bir ilişkilerinin olması, klişe tabiri ile "kimya"larının tutması, biz seyircilerin de bu iki insanın bir araya gelmesini delice istiyor olmamız gerekir. Filmde ne yazık ki pek böyle bir durum yok. Hikayeler derinlikli değil. Geriye dönüşlü kurgu kimi zaman oldukça hızlanıp ilişkinin dinamiklerinin zihnimizde oturmasını engelliyor. Byrne dışında, ki onu da biraz zorlarsak, pek de akılda kalıcı oyunculuk göremiyoruz.
İzlenmeyecek film değil. Büyük beklentiye girmemenizi öneririm. Çok ama çok daha sağlam benzer türde örnekler çekildi. Bunu kabullenerek ekran başına oturursak, daha büyük keyif alabiliriz.
Kişiden kişiye değişir, bir sinema filminin yorumu. Herkesin kendine özgür bir penceresi vardır. Çok derinlere girmeden şunu söyleyeyim; süresi boyunca en az 3-4 defa bana "hiç gerçekçi değil", "bu kadarı olmaz", "bu şekilde davranılmaz", "bu nasıl ilişki" vs. gibi "havada kalındığını belirtir" cümleler kurduran bir film için ne yazık ki içime sine sine "beğendim" diyemem. "Wicker Park" bana bunları söyletti. Çok fena başlamamıştı. Flash backler ile zenginleştirilmiş kurgusu ilgi çekiciydi. Ancak çok geçmeden, bahsettiğim gibi "gerçeküstü" olaylar da başladı. Bir romantik filmde başrol karakterlerin yakışması, oturaklı bir ilişkilerinin olması, klişe tabiri ile "kimya"larının tutması, biz seyircilerin de bu iki insanın bir araya gelmesini delice istiyor olmamız gerekir. Filmde ne yazık ki pek böyle bir durum yok. Hikayeler derinlikli değil. Geriye dönüşlü kurgu kimi zaman oldukça hızlanıp ilişkinin dinamiklerinin zihnimizde oturmasını engelliyor. Byrne dışında, ki onu da biraz zorlarsak, pek de akılda kalıcı oyunculuk göremiyoruz.
İzlenmeyecek film değil. Büyük beklentiye girmemenizi öneririm. Çok ama çok daha sağlam benzer türde örnekler çekildi. Bunu kabullenerek ekran başına oturursak, daha büyük keyif alabiliriz.
Güzel bir aşk filmi. Film boyunca flashbackler ile geçmişte olan önemli detaylar izleyiciye sunuluyor. Kıskançlık sonuçlarının insanları nasıl etkileyebileceğini izliyoruz..
Ülkemizde hayli gecikmeli vizyona girmiş bir film. Uzun zamandır bekledikten sonra (dört sene) vizyona girdiği ilk hafta sonu gitmiştik kız arkadaşlarımla. Yoğun akıcı bir temposu var, romantik-dram filmine göre. Sıkılmazsınız emin olun.
Konu eski Türk filmlerini andırıyor,oyunculuklar fena değil ama burdaki puanı kesinlikle haketmiyor bence
Sinemada kurgunun ne kadar önemli olduğunun ispatı olan filmlerden biri..Klasik bir hikaye inanılmaz güzellikte bir kurguyla harmanlanarak sunuluyor.Son zamanlarda izlediğim en güzel aşk filmlerinden..Sizede tavsiye ederim..Bütün dünyayı facebook kolonisinin mensubu ya da cep telefonunun ortaçağdan beri kulllanıldığını sananların burun kıvırmalarını ise dikkate değer bulmuyorum.
Genel olarak etkilendim diyebilirim.Özellikle Rose Bryne nin oyunculuğu kusursuzdu,tam bir melankolik aşık,gerçekten muhteşem.
Bu filmi izlemeyenler mutlaka izlesin. İzlerken kesinlikle yüreğinizi kıpırdatacak bir film. Zaman zaman geçmişten canlandırdığı anılar ve tahmin ettiklerim beni filmin sonuna götürdü. Tek başıma izlesem ağlardım :) 9/10
Soundtrack albümü şiddetle tavsiye edilir.(özellikle bknz:Mum-We have a map of the piano)
bence süper senaryosu, konusu ile muhteşem bir film.son yııllarda 'match point'den sonra izledıgım kendi turundeki en ii film..beni gercekten sonuna kadar merakdan bekleten sonu ile gözlerimi dolduran, heyecanlandıran nadir filmlerden biri oldu.kesinlikle gorulmesi gereken bir film.mutlaka seyredın ..10/9 verıorum ..
onca birinci sınıf filmler vizyona girmiyorken 2004 yılından gelen ve de her hafta aynı örneklerinin vizyon bulduğu bu ikinci sınıf film nasıl olur da sinemalara gelir. az çok sinemayla ilgilenen herkes bu filmi zaten izlemiştir. peki o zaman bu filmin hedef kitlesi kim? anlaşılması o kadar güç ki!!!
Dublajlı izlediğimden mi ne filmin fazlaca içine giremedim. Oyunculuklar, soundtrack çok iyiydi. Ama zannedersem izlediğim dublaj çok başarısızdı. Elinde altyazılı olarak bu film olan arkadaşlar bana ulaşırsa sevinirim. Bu haliyle çok yorum yapmasam daha iyi olur.
Filmin konusu bana klasik yeşilçam filmlerini hatırlattı.. ama anlatım tabiki çok etkili.. oyuncular çok başarılı.. izlemeye değer 8/10
başarılı bir film sonu gayet güzel müziklerde etkileyici tavsiye ederim....
- En son Beyazperde eleştirileri
- En İyi Filmler
- Basın Puanlarına Göre En İyi Filmler