öncelikle üst düzey doğa çekimleri sayesinde harika bir görsel şölen sunuyor bizlere.özellikle hayvanları çok seven biriyseniz daha da etkilenir ve beğenirsiniz bu filmi bence.kusuru yok,filmin sonundaki ana fikir ve cümle zaten başlı başına harika.bazı sahnelerde gerçek mi yoksa oyuncak ya da robot ayı falan mı oynattıklarını gerçekten kestiremiyorsunuz,ayılar mükemmel performans sergilemiş resmen.ancak kendi adıma daha çarpıcı bir film bekliyordum,televizyonda daha önce defalarca kez izlediğimiz belgesellerden aman aman bir farkı var dersek kendimizi kandırmış oluruz sanırım.görselliği bir adım ileri çıkıyor olabilir fakat filmin çoğu bilmediğimiz ya da hayal edemediğimiz şeyler göstermiyor bize.çok sakin bir film gerçekten,sizi de o doğaya çekiyor ve ekrana kilitliyor.rahatlıkla izlenebilir.
İnsanlar mı daha vahşi yoksa hayvanlarmı karar vermekte zorlanacağınız bir film.Aslında daha çok bir belgesel denebilir.Türü filmler içerisinde en iyilerinden biri denebilir.10/8
Filmin Türkiyede vizyona girdiği günleri çokkk iyi hatırlıyorum. En çok aklımda kalan dönemin Limon (şimdiki Leman) dergisinin kapağı idi. Kapakta bir grup istanbullu maganda (ayı) film sonrasında ağlayarak çıkıyordu. Bunun yanında belgesel tarzı ile ön planda ve ciden tatlı bir film. 10/9
Doğa filmleri içinde belki de en gerçekçilerinden biri. Sonradan öğrendiğime göre filmde oynayan ayılar da oyuncuymuş, filmi izlerken hiç belli olmuyor halbuki...Filmde, annesini kaybeden yavru bir ayının yetişkin bir ayıyla olan ilişkisi ve bu iki ayının avcılarla olan hikayesi anlatılıyor. Oldukça etkileyici bir film, sakin kafayla izlenmesi tavsiye edilebilir...
son yıllarda bir filmden bu denli etkilendiğimi,bu denli duyygu seline kapıldığımı hatırlamıyorum.doğanın yüceliği ve insanın alçaklığı bu kadar güzel yansıtılabilirdi.bir ayıdan insanlığa unutulmayacak bir ders.hele o küçük ayıcık yok mu yedi bitirdi bizi.bu film benim açımdan müthiş bir deneyimdi herkese tavsiye ediyorum..10/10
Diyalogların, profesyonel çekimlerin olmadığı , herşeyin son derece basit olduğu bir film ancak bu kadar güzel olabilirdi heralde.. Kesinlikle izlemenizi tavsiye ediyorum hem ağlatan hem güldüren gerçekten de aşağıda yorum yapmış olan bir arkadaşın dediği gibi 'hayat tadında' bir belgesel-film..
Sinemanın tanımını yapmaya sözcükler yetersiz kalır.Bazen işte sinema bu deriz, bu da işte sinema budur dedirten bir film.Kameranın herşeyi anlattığı , replik duymaya hiç ihtiyacımızın olmadığı,sadece seyrine daldığımız bir kült.
gerçektende etkileyici..kusursuz bir anlatıma sahip bir sinema şaheseri.insana özgü sandığımız duyguların,hayvanların gözünden yansıması çok güzel olmuş.paylaşmak,nefret,annelik,kıskançlık,sevgi gibi duyguların sadece bize özgü olmadığını görüyoruz."bir sevgi filmi" diye lanse edilmesi çok yerinde olmuş.diyaloglara ihtiyaç kalmadan ben derin bir duygusallığa sürükledi bir çok sahnesinde.küçük ayı çok şekerdi ayrıca :) 10/10
Fransız yönetmen Jean-Jacques Annaud'un hayvanlarla çektiği ilk filmi ?L'Ours?. Daha sonra bilindiği üzere ?Two Brothers'ı çekmişti. ?L'Ours'ta Fransız sinemacı genellikle vahşi olarak gördüğümüz ayıların dünyasını bizlere yansıtıyor.?Bir sevgi filmi...?Belgesel tadında bir film ?Ayı?. Ama belgesel diyemeyeceğimiz bir film de aynı zamanda. Çünkü sağlam bir hikaye üzerine oturtulmuş. Filmin baş karakteri küçük bir ayı, yan karakter de büyük bir ayı. Ayıların dünyasını izleyip, dünyaya onların gözünden bakıyoruz film boyunca. Beklenileceği üzere az sayıda replik yer alıyor filmde. Ama bu filmin etkileyiciliğine gölge düşürmüyor ve daha da değerli olmasını sağlıyor. Ayıların da gayet insancıl duygulara sahip olduğunu ve onların vahşet saçan hayvanlar olmadığı film boyunca çoğu kez vurgulanıyor. Ayrıca avcılık olgusu da eleştiriliyor. Annaud sürrealist yaklaşımını film boyuncu sürdürüyor. Küçük ayının rüyalarına bile tanık oluyoruz. Film bizlere sevgiyi, sevginin ne demek olduğunu ayılar aracılığıyla yansıtıyor. Filmdeki görüntü yönetmenliği zirvede. Harika doğa manzaraları film boyunca bizleri yalnız bırakmıyor. İzleyenleri farklı duyguları yaşatan, sımsıcak, duygu yüklü bir film. Kurgu dalında da Oscar adaylığı bulunuyor. Bu eşi benzeri bulunmayan filmi her sinemasever izlemeli.?Öldürmekten daha coşku verici bir şey varsa o da yaşamaya izin vermektir.?
öncelikle bu filmi neden daha önce izlemedim die kendime çok kızdım.. o kadar farklı ve ustaca çekilmiş ki çoğu yerde hayrete düştüm.. yönetmeni ayakta alkışlamak istiyorum emeğine sağlık.. hayvan sevgisinin aslında olması gereken ama ne kadar da yoksun olduğumuzu gösteren bi yapıt olmuş.. uzun süre etkisinden çıkamadım.. kesinlikle herkese bu ibret verici filmi tavsiye ediyorum...
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.