Ortalama puan
4,7
697 Puanlama
12 Öfkeli Adam hakkında görüşlerin ?
5,0
25 Şubat 2025 tarihinde eklendi
1957 yapımı bence kusursuz .zaten eleştirma cüretinde bulunan cahil ve terbiyesizdir. hary fonda efsanesi
5,0
27 Ekim 2024 tarihinde eklendi
Tek bir sahnede böyle iş başarmak gerçekten büyük iş en başta ilk 15 20 dakikada ne izliyorum ben diyebilirsiniz fakat sonra çok seveceksiniz
5,0
10 Haziran 2024 tarihinde eklendi
Bu filmi izleyen her insanda film kültürü vardır
Film sadece bir odada geçip bu kadar sürükleyici ve sizi içine alan çok fazla film yoktur 20 yaşında filmi bu kadar erken iyiki izlemişim siyah beyaz demeden herkesin izlemesi gerek
4,0
31 Ocak 2024 tarihinde eklendi
Gerçek ve işleyen bir demokrasinin "çoğulcu" olması gerektiğini kanıtlar nitelikle bir yapım olmuş. Senaryo gayet iyi yazılmış, oyunculuklar dozunda ve gerçekçi. Olaylara farklı pencereden bakmaya iten harika bir yapım!
4,5
25 Ocak 2024 tarihinde eklendi
Çok fazla film izlemeyenlere biraz sıkıcı gelebilir.
Kendi şahsi yorumuma göre film kesinlikle izlenmeli 1957 yılında böyle bir konuyu ele alarak bizlere bu kadar güzel bir şekilde anlatılması beni gerçekten çok mutlu etti gerek oyuncularıyla gerekte bizlere verdiği o heyecan ile 10 üzerinden 10 luk bir film . Unutmayın ön yargı gerçeği görmemizi engeller ;iyi seyirler dilerim
5,0
6 Aralık 2023 tarihinde eklendi
Her hukukçunun izleyerek "Masumiyet Karinesine" bir örnek alması gerekir. Filmin sonunda çocuğun gerçekten katil olup olmadığına takılmayın. Bir suçlunun serbest kalması bir masumun öldürülmesinden iyidir.
5,0
27 Eylül 2022 tarihinde eklendi
İzlediğim en iyi filmlerden biriydi gerçekten insana çok şey katabilecek bir film sadece film diyip geçilmemesi gereken bir başyapıt
4,5
10 Eylül 2022 tarihinde eklendi
Önce filmin 30 dakikasını izleyip sonra bir sigara yakacaksınız, olanları düşünüp bir daha izleyeceksiniz 30 dakika sonra bir sigara daha. Sindire sindire izleyeceksiniz.
4,0
30 Temmuz 2022 tarihinde eklendi
Renkli halini çıkarsalar çok daha güzel olabilirmiş ama ben siyah beyaz olmasına rağmen bu halini bile hiç takılmadan ve sıkılmadan izledim. Konu bakımından değerlendirmek gerekirse daha önceden böyle bir şey izlediğimi inanın hiç hatırlamıyorum. Filme gelirsek bir tarafta çocugun tamamen suçlu olduğunu düşünenler bir tarafta ise suçlu olmadığını düşünenler var. İlk başta suçlu olduğunu düşünenlere karşı şunları sormak istiyorum: Çoğunluk her zaman haklı mıdır? Ön yargılarımız bizi yanıltır mı? Tanıklar her zaman doğruyu mu söyler? Bu tarz suç vakalarında her türlü olasılığın en ince ayrıntısına kadar incelenmesi gerektiğini düşünüyorum. Filmde de görüyoruz ilk başta sanığın suçsuz olduğunu iddia eden adam her türlü olasılığı inceliyor ve değerlenidiriyor. Benim en sevdiğim olasılıklar bıçağı masaya saplaması ve krokiye dayanarak yataktan kapıya kadar olan süreyi kabataslak hesaplamasıydı. Ve son olarak şunu asla unutmayın: Suçu ispat edilene kadar herkes suçsuzdur.
4,0
27 Mayıs 2022 tarihinde eklendi
Senaryosunu da, kendi yazdığı aynı isimli televizyon oyunundan (1954) uyarlayarak Reginald Rose'un yazdığı ve yönetmen koltuğunda da Sidney Lumet'in oturduğu “12 Angry Men”:

Örneğin Türkiye'nin de dahil olduğu kıta Avrupa'sındaki uygulamayı eleştirenlerin ABD yargısındaki, kimilerince yere göğe sığdırılamayan "jüri sistemi" marifetiyle alınan kararların da; insanın içinde bulunduğu psikolojik durum ve sosyolojik kökenlerinden kaynaklanan zafiyetler nedeniyle malul olabileceğinin gözlerin derinliklerine sokulduğu "şahane" bir drama olarak geliyor karşımıza...

Gelin isterseniz, daha önce de defalarca izlediğimiz, hikayesi kapalı tek mekan da geçen ve dönemin usta oyuncularının performanslarının damgasını vurduğu bu siyah - beyaz sinema klasiğine, 1080p formatındaki pırıl pırıl bir "Criterion Collection" Blu - Ray kopyası aracılığı ile biraz daha yakından bakalım...

***

Tüm görüşmeleri tamamlanan dava süreci sonunda Yargıç (Rudy Bond), babasını bıçaklayarak öldürmekle suçlanan 18 yaşındaki yoksul bir gencin davasını müzakere ederek karar vermeye hazırlanan Jüri Üyelerine hitaben:

"Bir adam öldü... Bir diğer adamın hayatı da, pamuk ipliğine bağlı...

Eğer aklınızın bir köşesinde, herhangi bir makul şüphe varsa; o zaman, sanığın suçsuz olduğuna dair karar vermelisiniz...

Ama eğer hiçbir şüphe duymuyorsanız ve bilinçli olarak karar verdiğinizden de eminseniz sanığı suçlu bulun...

Kararınız ne olursa olsun, oy birliği ile alınmalıdır...

Sanığı suçlu bulmanız halinde, sanığın affına asla karar verilemez...

Bu dava da idam cezası zorunludur...

Büyük bir sorumluluk ile yüz yüzesiniz...

Teşekkürler beyler..."

Şeklinde bir konuşma yapar...

Ve...

Cinayetle suçlanan çocuğu (John Savoca) süzen Jüri Üyeleri; bir karara varmak üzere, kapısının üstlerine kilitleneceği odalarına çekilirler...

***

Masanın etrafında, jüri numaralarına göre sıralanan üyeler, öncelikle bir oylama yaparlar ve sonuç; on bire karşı bir, "suçlu" çıkar...

Zira karşı oy kullanan 8 numaralı (Henry Fonda) jüri üyesi; babasının kalpazanlıktan hapiste olması sebebiyle, 9 yaşındayken annesini kaybettiğinde, bir buçuk yıl ıslah evinde kalmaya mecbur bırakılan delikanlıya dair konunun, geçirdiği zorlu yıllar da göz önünde bulundurulmak suretiyle biraz daha derinliğine tartışılması gerektiğini düşünmektedir...

Buna ilk itiraz, "Onlara asla güvenemezsiniz... Hepsi doğuştan yalancıdır..." diyen 10 numaradan (Ed Begley) gelir...

***

Derken...

Başkanlığını kendiliğinden 1 numaranın (Martin Balsam) üstlendiği oturumda; "suçlu" diyen üyelerin, sırayla söz alarak argümanlarını anlatmalarına karar verilir...

Ki, belki böylece ikna olan 8 numara da kendi saflarına katılacak ve çok uzatmadan da dağılacaklardır...

***

Lafı kısa kesen 2 numara (John Fiedler) sanığın, suçlu olduğunu "sanmaktadır"...

***

3 numaraya (Lee J. Cobb) göre ise, olayların yaşandığı odanın altında oturmakta olan yaşlı adam; cinayet gecesi saat 00:10'da, kavgayı andıran sesler duymuştu ve çocuk babasına, "Seni öldüreceğim" diyerek de bağırmaktaydı...

Birkaç saniye sonra da, birinin yere düştüğünü işitmişti...

Kapıya doğru koşup açtığında da, çocuğun merdivenlerden inerek dışarıya kaçtığını görmüş ve polisi aramıştı...

Gelen polisler de adamı, göğsünde bir bıçakla yerde yatarken bulmuşlardı...

Adli tıp uzmanları da ölümün, gece yarısı civarında gerçekleştiğini doğrulamışlardı...

Yani çocuğun suçlu olduğu apaçık ortadaydı ve yaptığının cezasını da çekmeliydi...

***

4 numara (E.G. Marshall), o saatte sinemada olduğunu iddia eden; ancak filmin ve oyuncuların isimlerini hatırlayamayan çocuğun, verdiği ifadeyi saçma bulmaktadır...

Üstelik sinemada onu gören de olmamıştır...

Sırayı bozan 10 (Ed Begley) ve 11 (George Voskovec) numaralar buna; caddenin karşısındaki, an itibarıyla geçmekte olan banliyö treninin son iki vagonunun arasından "Cinayeti gördüm" diyen ve sıcaktan bunaldığı için uyuyamayan kadının ifadesini de eklerler...

***

5 numara (Jack Klugman) pass geçer...

6 numara (Edward Binns), karşıki evde oturanların verdikleri ifadeyle elde edilen; aynı gece saat yedi de çocuk ile babası arasındaki tartışmadan söz ederken, 11 numara saati sekiz olarak düzeltir...

8 numara da, aynı komşuların; babanın oğluna iki kez yumruk attığını ve sonrasında da çocuğun sinirli bir biçimde evden koşarak çıktığını gördükleri hususunu ilave eder...

***

Akşamki maça yetişme telaşı içindeki 7 numara da (Jack Warden), çocuğun suçluluğundan ve büyüklerine karşı olan saygısızlığından son derece emindir...

Özellikle de bu büyüklere saygı konusunda, tavırlarından; iki yıldır yüzünü görmediği kendi oğlundan şikayetçi olduğunu anladığımız l3 numara da yeniden devreye girerek, 7 numaraya koltuk çıkar...

***

Bir ara gecekondu da yaşayan insanlar üstünden yapılan tartışma esnasında sinirler biraz gerilmiş olsa da, 8 numara; savunma avukatının yeterince savunma yapmamış olmasının yanı sıra savcının iddianamesini, biri sadece ses duymuş olan iki tanığın ifadesine dayandırmasına odaklanmakta ve "Ya yalan söylüyorlarsa" demektedir...

***

4 numara çocuğun, babasından yediği yumrukların ardından o gün satın aldığı ve her nasılsa cebindeki delikten düşürdüğünü belirttiği sapı özel işlemeli sustalı bıçak ile günün kronolojisi hakkındaki ayrıntılara değinirken kapıdaki güvenlik görevlisinden (James Kelly) suç delili bıçak istenir...

***

Bıçak gelir gelmez de, 8 numara kendi cebindeki; çocuğun yaşadığı mahalledeki bir rehinciden altı dolara satın aldığı birebir aynı olan bıçağı çıkartarak, masadaki asıl bıçağın yanına saplar...

Böylelikle de, cinayette kullanılan bıçağın tek bir örnek olmadığı kanıtlanmıştır...

***

Fakat durum yine de, on bire bir gibi görünmektedir...

Bunun üzerine 8 numara yeni bir oylama daha ister...

Yalnız bu kez oylama, açıkça el kaldırılarak değil de kağıtlara yazılarak gizlice yapılacaktır...

Şayet sonuç değişmezse kendisi de diğerlerine katılacak ve öylece de dağılarak evlerine gidebileceklerdir...

Yok içlerinden bir kişi dahi çocuğu "suçsuz" bulursa, müzakereye devam edilecektir...

Dakika 32...

Geride sizleri, yorumumuzun en başında da vurguladığımız, psikolojik ve sosyolojik hesaplaşmaların devreye gireceği 64 dakikalık bir bölüm daha bekliyor olacak...

Keyifli seyirler,
5,0
29 Kasım 2021 tarihinde eklendi
Film o kadar mükemmeldi ki anlatamam. Şuanda okuyorsan ne yapıyorsan bırak ve izlemeye git. Toplumda çoğunluğun söylediği herşeyin doğru olmadığını anlatan çok ama çok iyi bir şaheser.
5,0
22 Kasım 2021 tarihinde eklendi
Filme 5 yıldız vermemin sebebi tek bir oda içinde çekilmiş olması ve tamamen diyaloglar üzerine kurulmuş olması. Filmi izlerken gerçekten mest oluyorsunuz. Filmi bir çok sosyal mesajı içinde barındırıyor. Filmin oyuncularını çok tanımıyorum ama gerçekten süper oyunculukları ile sanki film değilde gerçek bir olayı izliyormuşsunuz gibi oluyor. Kesinlikle izlenmesi gereken bir film, siyah beyaz diye ön yargı ile yaklaşmayın çok şey kaybedersiniz yoksa.
4,5
16 Ekim 2021 tarihinde eklendi
film bence gayet iyi bir yapım. özellikle de yılı düşünülürse. bence sıkılmanız pek mümkün değil zaten kısa replikler de gayet iyi ve mantıklıydı. izlemeniz gayet iyi olur düşünüyorum
5,0
24 Temmuz 2021 tarihinde eklendi
Tek bir mekan ve sadece birkaç saat diliminde geçen bu film, türünün en büyük başyapıtlarından biri. Sadece 1 düşüncenin bile birçok şeyi değiştirebileceğini filmde çok iyi bir şekilde vurgulamışlar. Tek mekanda geçmesine rağmen filmin sonuna kadar bitmeyen heyecan ve gerilim ve dram hissiyatı size büyük zevk verecektir. Filmin ismi de bir o kadar iyi.
2,0
8 Ocak 2021 tarihinde eklendi
Bu muydu yani o kadar övdükleri film son ana kadar bi aksiyon olmasını bekledim. Ama o kadar sıradan di ki anlatamam olayın gidişatı çok basit,kurgu çok basit izlerken bari beyin
fırtınası yapayım diyorsun o da yok sanki senarist bir çocuk !! Ortaokul düzeyinde bir film vakit kaybı derim.
Daha Fazlasını Göster