Bir sahneye hayran kaldım.İsak in arabasına aldığı gençler alacağı ödül için onu kutlarlar ve topladıkları çiçekleri verirler ona.İsak çiçekleri alır gitmeliyiz gibi birşey söyler.Sahne kararır ve derin bir düşünceye dalar. İnsanlar bizi övebilir.Bizi yüceltebilir bazen.Tam terside olabilir tabi.Ama içimizdeki ben i de yüceltmek istiyorlar mı acaba.Ya da yermek.Bu durumda kimler bizi tam olarak tanıyor.Yalnızlığımızdan ne kadar kaçabiliriz eğer tam olarak tanınamıyorsak yada bunu başaramıyorsak.Geçmişimizle dindirebilir miyiz yada daha da mı körükleriz. Düşünenler ve düşünmeyi sevenler mutlaka izlemeli...
En uzun yolculuğun sonunda yine Yalnızlık vardır sloganıyla yola çıkan ve bunu tokat gibi yüzümüze çalan bir film...Şu dialog aklımdan hiç çıkmıyor: __Punishment? __Punishment as usual..loneliness
''Amacım, içimde, benliğimde taşıdığım ruhsal durumlar, duygular, görüntüler, ritimler ve karakterler üzerine filmler yapmak. Anlatma aracım ise yazılar değil, film sahneleridir.'' Bu sözler tahmin ettiğiniz üzere Ingmar Bergman'a ait. Filmleri yönetmenler üzerinden takip etmeye çalışıyorum. Yaban Çilekleri izlediğim ilk Bergman filmi. Kelimenin tam anlamıyla büyülendim. Geçmişin yer yer güzel hatıraları kimi zaman hüzün kimi zaman pişmanlık, muhteşem diyaloglar v.s. hepsi filmde yer edinmiş. Asla eskimeyen bu eski filmlerin hiçbir yerde bulamadığımız lezzetini gerçekten hissediyoruz yaban Çilekleri'nde. Fakat ne yazık ki bu filmlere ulaşmak hiç kolay değil. Ben iki aylık bir hummalı çalışma sonunda bir kopyasını ancak bulabildim, fakat uğraştığıma değdi. Sinemaseverlerin asla kaçırmaması gereken bir başyapıt...
Sinemasal olarak bir ders niteliği taşır. Daha sonra birçok usta sinemacı tarafından göndermeler ve açık methiyelerle kutsanacak olan bu film flashback kavramının da öncülüdür. Sinema sanatını seven herkesin izlemesi gereken bir film...
Her yerde aradığım o dost nerde Safak söktüğünde bir yalnızlık çöker üzerimeAlacakaranlıkta o hala benden uzaktaKalbim yanıp tutuşsada Onun zafer izleeri her yerde çıkar ortayaBir çiçeğin narin kokusunda Tarlaları savuran rüzgardaSoluduğum her nefesteve havanın her zerresindeO lütfunu esirgemezBir yaz melteminde onun sesini duyarım.
gerçekten mükemmel bir film.. generalin intikamından sonra izlediğim en ii film... çekım teknikleri son derece etkileyici siyah beyaz bir film için çok iyi ışıklandırma yapılmış
Usta işi Yaban Çileklerinde Bergman ölüme yaklaşan insanın kendi merkezine çekilip burada kendini anlama yolundaki sorgulamalrı üst düzey bir anlatım teknigi kullanarak bize sunuyor.Gerilim sahnelerindeki ölcekleme teknigi,gerçekleri karşısına olarak yüzleşmesindeki kullanılan akrepsiz yelkovansız saat gösterimi ile bilinç altında oluşturdugu metafor sersemletic.Seyirciyi çıkardıgı kendine iç yolculugundaki kullandıgı kamera açıları ve sevgiyi merkezine alıp onu yüçeltmesi ve bunu enfes bir sinema diliyle anlatması ayrı bir güzelligi filmin.Kısacası hayatın özününün tanımlamasına yükledigi anlam tam bir görsel sölen.
İngmar Bergman’ın yaşam ve ölüm üzerine düşündüren bir filmi daha...Genelde ağır ilerleyen, zaman zaman düşlerin içine girilerek tempo kazanan Bergman’ın en iyi filmleri arasında gösterilen,izlenmesi gereken bir film.
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.