ya açık söyleyeyim, beğenmedim. teenslasherlara özel bir ilgim ve sinemada en sevdiğim tür olmasına rağmen, bu, gerçekten de iyi değildi. yüksek tempolu müzik ve ses efekleri basması, korkmanıza yol açmanın aksine, hafif bir baş ağrısı bırakıyor sinemadan çıktıktan sonra. üstelik birinci kişi görüş açısından olduğumuz merdivenden inme, bir yerlere gitme gibi hızlı kamera hareketleri gerçekten yoruyor. oldukça uğraşarak iyi yanlar bulmaya çalıştım. her karekterin birbirinden farklı olması (görsel açıdan) iyiydi. çünkü bu tarz teenslasherlarda, birbirine benzeyen karakterlerin olması olayı karışıklaştırıyor. gerçek efsaneler 2 (urban legends 2) de birbirine benzeyen, renkli gözlü, yakışıklı 3 yada 4 erkek karekter vardı. hangisinin öldüğü alamanız biraz zaman alıyor.
ayrıca ilk yarıdaki esprili diyaloglar (Marlyn Monroe-Marlyn Manson yada tuvaletteki "yanda biri var mı?" gibi) işe biraz olsun zeka kıvılcımları ve eğlence katsada, ikinci yarıda olanlar herşeyi bitiriyordu. ilk yarıda sadece bir kişinin ölmesi, ikinci yarıda herkesin üst üste rahmete kavuşmalarıyla ipler iyice kopuyor. öyle bir noktaya geliyorki, 2-3 kişinin nasıl öldüğünü bize gösterme gereğinde bile bulunmuyor. çünkü o sırada başkaları ölmekle meşgul.
herşey bir yana ilk baştaki ruh çağırmaya karar verme kısmı bile çok saçma. en büyük "zevklerden" bahsederlerken, konunun ruh çağırmaya gelmesi gerçekten komik. bu ruh çağırmaya başlamak olayını başka bir şekilde aktarıp bağlayabilirlerdi.
bunlara ek olarak klişe yığınlarının üst üste gelmesiyle, saatinize bakma gereğinde bulunuyorsunuz filmdeyken. psikopat ve kötü sanılan, ama sonradan iyi olduğu anlaşılan, çirkin yaşlı ev sahibi; aileyle ilgili bilinmeyen bir geçmiş; ruh çağırma olayının bu ailevi sorunlarla bağlanması gibi klişe yığınları çok sıkıyor. üstelik filmin savunduğu "ruh ancak, seansa katılan herkesin ölmesiyle geri gider" mantığı, filmin finaliyle çelişiyor. film zaten sık sık kendi kendisiyle de çelişiyor. ruh çağırma olayını ciddi ciddi anlatmayla, ti ye alıp anlatma arasında sık sık gidip geliyor.
filmin Final Destination (Son Durak) gibi klasikleşmeye aday bir teenslasherla karşılaştırılması ise üzücü. oradaki ruh, zeka, yaratıcılık ve gerilim, long time dead'in 1 karesinde bile yok.
sonuç olarak, ilk yarıda fena gitmesede, ikinci yarıda kendini salan, ruh çağırma olayını ciddiye almayla ti ye alma arasında sık sık gidip gelen, ne germeyi ne de korkutmayı başaran bir film var ortada.