En yararlı eleştirilerEn yenilerEn çok eleştiri yazmış üyelerEn çok takip edilen üyeler
Filtrele:
Hepsi
desperadom2004
26 değerlendirmeler
Takip Et!
4,5
23 Eylül 2006 tarihinde eklendi
filmi bir kez izledim ve dikkatsiz izlemiş olmalıyım ki 20. dakikasında katilin kim olduğunu anlayamadım anlayan arkadaş hatırlatırsa sevinirim.bence harika bir senaryo.
gerçekten çok güzel bir film sonuna kadar nefesler tutuluyo ve katil kaç kişinin rolüne bürünüyor aama sonunda katil çıkan kişiye inanaamıyosun süper tavsiye ediyorum arkadaşlar__
Klişe. hem de tonla. eğer harbiden çok film izleyip, üzerine de düşünen biriyseniz kesinlikle bu filmi tavsiye etmiyorum size. bunu bu kadar rahat söylüyorum çünkü; filmin senaristi veya yönetmeni, yapımcısı karşıma gelse bir bir anlatırım neden bu filmi izleyiciye tavsiye etmediğimi. ve hepsi de bana hak verecektir. yaw dakka 56 ben birincisi katili buldum. ve bundan o kadar eminim ki katilin karakterine uygun bir final hazırlamaya başladım(öncelikle katili nasıl buldum? katil bi kere herkesin tahmin edeceği gibi en olmadık, yani en iyi niyetli ve saf görüneni olmalı. bunu desteklemek için de katilin ortamdaki bir kızdan hoşlandığını göstermek gerek. güzel, bunun yanında tabi bir de adama katil sensin deyip sonradan yok sen değilmişsin diye laf atmak gerek. böylelikle katile onun katil olmadığına dair güvenimizin son dereceye çıkması gerçekleştirilmiş olunur. e yani adam bide kıza aşık katil aşık olurmu hiç canıım aa). filmin bitmesine 50 dk. var. aradan bir 10 dk. daha geçti ben 40 dk. evelden filmin finalini hazırladım. bu kadar olur yani tamı tamına düşündüğüm çıktı(katilin kim olduğu çıkacak, katille beraber filmin sonunda kim kalacak, bunlar nerelerde kovalamacaya gircekler, kim nerde ’sürpriz’ bir şekilde ortaya çıkacak ve bu sürpriz bir şekilde finale kalan kişinin ten rengi ne olacak?!... falan filan, özetle finali %95, sanki senaryo elimdeymişcesine ben çektim, hem de 40 dk. önceden. ayıp yaw ayıp. ha, filmin bu 56.dakikasına kadar olan bölüm nasıl derseniz boşverin derim. 2-3 sadece hoş diyebileceğim kısa sahne var, o kadar.Şuna değinicem; yönetmen Renny Harlin ve LL. Coll J daha önce Mavi Korku’da beraber çalışmışlardı. herhalde izlemişsinizdir Mavi Korku’yu. Bi hatırlarmısınız finali! şimdi bide Beyin Avcılarının finaline bakın!! Çok acayip bir sonuç çıkıyor ortaya; aynı!!! aynı’dan kastettiğim şey tabi tıpatıp değil. ama iki filmi de izleyenler için söylüyorum, ben acayip rahatsız oldum. yazık yani, paraya, emeğe yazık.Söyleyeceklerime artık son verirken kalkıp da hala bu filmi izlicem diyosanız siz bilirsiniz, çünkü ben o lanet 56. dakkada beynimdeki saniyelik patlamanın sonucunda filmin geri kalanını gayet rahat şekilde çıkardığımdan, bir anda ağzımdan kuvvetli bir üfff çıkıverdi. benim tecrübemdeki arkadaşların dışındakilere tabi film daha tatlı gelecek(bu arada bunu söylerken kesinlikle kendimi övmüyorum, aksine artık bu gibi tecrübelerin iyi bişey olmadığını bile düşünüyorum bazen).(4)
Ben bir Kathryn Morris hayranı olarak kendisini beklediğim kadar iyi bulmasam da filmi başarılı buldum. Senaryo zekice yazılmıştı, kurgu da güzeldi. Gerçek FBI ajanlarından bilgi alınarak yapılmış film sanırım yani gerçekçilik en üst düzeydeydi. Başarılı bir film genel olarak..
Bence film iyiydi, kurgusu, seneryosu falan iyiydi gerçekten belki çok süper değil ama kesinlikle izlenebilen, sıkılınmayacak, sürükleyeci bir gerlilim. o suyun içindeki sahneyide çok başarılı buldum. SOn dönemde çekilmiş iyi filmlerden biri...
Bu arada şunu da belirtmek istiorum filmin en büyük kaybı afişi bana kalırsa.Çok vasat.Ayrıca Türkçe ismini "beyin avcıları"yerine "akıl avcıları"tarzı bi şekilde çevirseler daha iyi olurmuş.Böyle sanki bilim kurgu tarzında bi film gibi gelio insana ama filmin bilim kurguyla alakası yok.
açıkcası evet bazı filmlerden alıntılar var gibi durmasına karşın(testere,çığlık,kimlik gibi)bir solukta izlediğim heyecanlı ve gerilimli bir filmdi..ölüm sahneleri ve olayların birbirleriyle bağlantıları müthişti..kısacası güzel ve heyecanlı bir akşam geçirmek isterseniz kesinlikle seyredin derim..
Deep Blue Sea'da dev köpekbalıklarını dar kapılardan geçirmeyi başaran yönetmen Renny Harlin yeni filminde aslında hiç ümit vaat etmeyen yedi genci ve bir zenciyi tam da 'ölünmek' için tasarlanmış gibi duran ıssız bir 'eğitim' adasına atarak kaderlerine terk ediyor. Bunu öylesine acımasızca yapıyor ki aslında filmin geneline baktığınızda anlamsız gibi duran bar sahnesinde, dramatik yapıya, yada karakter gelişimine önem verdiğini düşünebilirdik. Ama filmin devamında bu şekilde bir yönelim olmadığı için bu sahne de toptan çöpe gidiyor. Şöyle ki karakterle ilgili bildiğimiz şeyler ; Sara, panik. J.D. , herkesten önce gider. Nicole, sigara tiryakisi. vs vs. Filmler vardır, seyircisinin kafasını zekice hazırlanmış sürprizlerle ciddi anlamda karıştırır. Örnek olarak Olağan şüphelileri verebiliriz. Ama kimi filmler de seyircisinin zekasına ciddi anlamda hakaret eder. Belki bunu bilinçli bir şekilde yapmaz ama yine de eder! Örnek olarak bakınız; Beyin Avcıları! (ismi bile ironik duruyor.). Filmin açılış sekansına bakın, bunu çok net olarak anlayacaksınız. Sürprizi 'star'larını en baştan öldürerek yapan bir film bu; Christian Slater ve Val Kilmer'ın anlamsız 'görsel' ölümleri. Sonrası, iyi bir film olan Kimlik benzeri sahneler; herkesin ortak noktası, adanın gizemli tarihi, ne anlama geldiği bilinmeyen bir kelime. Senaryodaki yetersizlikler bizi finalde Çığlık benzeri bir sahneye götürüyor doğal olarak. Sonuçta filmi sonuna kadar ilgiyle izleyebilirsiniz ama bittiğinde geriye dönüp film üzerine biraz kafa yorduğunuzda klişeler ve bariz alıntılarla dolu kötü bir film izlemiş olduğunuzu anlayacaksınız. 'Katil içimizden biri ama kim?' türünde iyi bir film izlemek isterseniz yada hala izlemediyseniz John Carpenter'ın The Thing'ine bir bakın derim.
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.