En yararlı eleştirilerEn yenilerEn çok eleştiri yazmış üyelerEn çok takip edilen üyeler
Filtrele:
Hepsi
melikearabaci
9 değerlendirmeler
Takip Et!
4,0
5 Ocak 2008 tarihinde eklendi
tarzınız değil diye kötü yorum yapmanız gerekmez... ben anime sevmem ve sıkılmadan sonunu gördüğüm 2-3 animeden biri. anime severlerin kesinlikle seyretmesi gereken bir yapım 9/10
Bu filme mükemmel diyenler sanırım hayatlarında ilk defa çizgi film izlemişler.Yönetmen hayal gücü iyi yansıtmış diyenler sanırım bunun çizgi film olduğunu unutmuş.
Kısacası tam bir vakit kaybı.Şirinlerin bir bölümünü bu filme tercih ederim
çok başarılı ve baştan sona kadar _bir animasyona göre uzun olmasına rağmen_sıkmadan izlenebilen bir film. hayao miyazaki’nin hayal gücüne ve estetik zekasına hayran kalmamak elde değil.çok gerçekçi aslında bir o kadar da hayal...duygu yüklü ve her ne şartlarda olursanız olun olaylarla kişilere olan iyimser bakış açınız size saima açık bir kapı bırakacağının ispatı...9/10
filmin, bir animasyon film olarak, japon sinemasının en başarılı filmi olması bile takdire şayan bir durum...olağanüstü bir hayal gücünün oluşturduğu karakterler, mekanlar ve sürükleyici bir hikaye.. ’Toy Story’ filmi ile birlikte, bence tüm zamanların en iyi animasyon filmidir.. Ayrıca oscarda en iyi animasyon ödülünü de almıştır..
açgözlülüğün tema olarak işlendiği filmde miyazakinin farklı hayal gücüyle yoğrulmuş çok katmanlı bir yapı var.filmde arkdaşlık,aile,sınıf farkı,açgözlülük,hoşgörü adına öyle küçük dokunuşlar var ki.bir de bunun üstüne kusursuz çizimler eklenince bize sadece ustayı alkışlamak düşüyo
sanırım çok fazla şey bekledim aslında eğlenceli ve güzel bir filmdi ama bence dağınıktı biraz yan karakter gibi gördüğüm kişiler hikayeyi çok etkilemiş ve bu da bence filmi dağıtmış ve uzatmış yürüyen şato ile karşılaştırmak istemiyorum ama elimde değil kiilerin özellikleri hikayedeki rolleri birbirine çok benziyor ama yürüyen şato daha derli topluydu her ne kadar o da sona doğru biraz dağılmaya başlamış olsada miyazakinin hayal gücüne söylenecek söz hiç bir zaman yok ama tam olarak umduğumu bulamadım diyebilirim
Uzun zamandır çocukluğuma duyduğum özlemi besleyen ve beni bu derece etkileyen bir film izleme şansım olmamıştı.Büyük küçük herkese şiddetle tavsiye ederim, zira nasıl başladı nasıl bitti anlamadım doğrusu.Özellikle film bitince başlayan şarkı oldukça güzel geliyor filmin üzerine, Miyazaki'ye teşekkürler..
Film baya etkileyici Japon kültüründen kaybolan şeyleri çok güzel anlatıyor. Chihiro ismi Japoncada iki kanjiyle(Japoncadaki 3 harf çeşidinden biri ve her bir harfin anlamı var) yazılıyor ve ismi Sen’e dönüşürken o iki kanjiden birini cadı alır ve geriye kalan harf Sen diye okunuyor. Japonya’da isimler kanjilerinin anlamına göre seçilir o yüzden ismindeki kanjinin biri tarafından alınması çok büyük bir anlam taşır.(Türklerin bunu anlaması zor olur diye açıkladım) Keşke filmin sonu o kadar hüzünlü olmasaydı...
bence iyi bi film.kafanızı dinlendiriyor.tam ailecek izlenecek bi film.özellikle küçük kızın "thank you" deyişleri çok tatlı.ama howl's moving castle bence daha güzel. :)
Miyazaki’nin dünyasına mutlaka girin! Bu filmi mutlaka izleyin! Aşk, korku, kan, domuza dönüşen anne ve baba, arkadaşlık...herşey var. Gerçek adı olan 'Chihiro ve Sen’in ruh saklanması' bence daha güzel. Filmi izlerseniz bir insanın adına sahip çıkması -ki bu aslında benliği ve özüdür- bu yolla anlatılıyor. Hayaletler, masal yaratıkları ve geleneksel halk canavarları (Japonya kültürünü sembolize ediyorlar) dinlenmek için bu kaplıcaya gelirler. Kaplıcanın sahibi olan cadı çalışanlarının ismini alarak onlara yeni isim vermekte ve benliklerini de satın almaktadır (bu anlamda Chihiro’nun ismi Sen olur). Japonya’nın öz kültürünü kaybetmesi ve Amerikan kültürünü almasını eleştirir burada yönetmen. Bu kültür karmaşasını ise en güzel bir canavarla sembolize eder: Yüzsüz. Bu canavarın yüzü yoktur. Yüz diye karşısındakileri kandırdığı bir maskesi vardır. Sesi yoktur, yuttuğu yaratıkların sesiyle konuşur. Karşısındakileri sahte altınlarla kandırır. İlerleyen dakikalarda Chihiro’nun da yardımlarıyla bir karakter kazanır, çünkü bir yere 'ait' olur. Yanlış anlama ve insanları dış görünüşüyle değerlendirme kıyasıya eleştirilir. İğrenç, kötü kokulu olduğu için kaplıcaya kabul edilmeyen yaratık aslında çevre kirliliği nedeniyle bozulmuş bir nehir ejderidir. Filmin başından beri kötü zannettiğimiz Yubaba’nın kızkardeşi, aslında iyi olandır. Cadı Yubaba, o kadar sevdiği bebeği fareye dönüşünce onu tanıyamaz. Chihiro ise bir sürü domuz içinden kendi anne ve babasını tanır. Ve büyür. Filmin başındaki şımarık ve yaygaracı küçük kız bize hiç hissettirilmeden olgunlaşır. Filmde şimdiye kadar duyabileceğiniz en güzel aşk cümlesi de vardır. Bir nehir ejderi Chihiro ile ilgili bir anısını hatırlar: 'Sen benim içime düşmüştün...'. Miyazaki dünyasına dahil olun...Mutlaka...
Zombi filmi kapasitesinde olabilir. Üstelik başarılı da olur. Miyazaki nin küçük kız geleneğine uygun olarak bu da sevimli. İkiz cadılara çok güldüm. Bir anne o yaratıklardan iki tane doğuramaz bence. Yine çok güzel bir anime. Yine Miyazaki.
Aldığı ödülleri sonuna kadar hakeden bir anime başyapıtı!Büyüleyici bir masal, sinemada farklılık görmek isteyenlerin kesinlikle görmesi gereken bir film.
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.