Bosnalı Yönetmen Danis Tanovicin bol ödüllü ilk filmi 'Tarafsız Bölge'de, Yugoslavya'daki savaş anlatılıyor. Bir sığınaktaki üç asker arasında geçen film, savaşın kazananları değil kurbanları olduğu gerçeği üzerinde hikayesini şekillendiriyor.Savaşlar sürüp giderken insan kim suçlu, kim haklı demekten alamıyor kendini. Filistinliler mi? İsrailliler mi? Hindular mı Müslümanlar mı? Sırplar mı Boşnaklar mı? Aslında kimin gözünden bakarsak diğer taraf suçlu. Tarafsız olmaksa neredeyse imkânsız? Böylesine bir konu üzerine tarafsız bir film çekmekse o kadar da imkânsız değil!'Tarafsız Bölge' (No Man's Land), yönetmeninin deyişiyle 'nefret ve uyumsuzluğun doğal olmadığını ve kesinlikle çözüm getirmediğini' anlatmayı amaçlayan, savaşlarda her iki tarafın da kurban olduğunu vurgulayan bir film. Bu da En İyi Yabancı Film dalında Altın Küre, Cannes Film Festivali'nde En İyi Senaryo ödülü alan ve Oscar'a da aday olan filmin tarafını belirliyor: Barış...!! Yaşam hakkı üzerine tek taraf tuttuğu, daha doğrusu 'tutmadığı' konu ise Barış Gücü. Konforlu ofislerinde güzel sekreterleriyle oturan büyük adamların,'Hepsi manyak' dedikleri küçük ülkelerin insanlarının yaşamları hakkında karar verme hakkı...! Tanovic'in ilk filmi olmasına rağmen hiç bir karesinde sırıtmayan 'Tarafsız Bölge', bir sığınakta sıkışıp kalan üç askerin yaşam savaşı etrafında Yugoslavya'da yaşanan dramı gözler önüne seriyor. Film savaşı kimin başlattığı ve aslında kimin haklı olduğu sorununa herhangi bir yanıt vermiyor, iki millet arasındaki bu kızılca kıyametin neden koptuğu ve neden bu kadar çok kan döküldüğüne dair derin tarihsel ve sosyolojik analizler yok; ancak Sırpların ve Boşnakların bir daha kolay kolay biraraya gelemeyeceğine ve ortak menfaat çatısı altında birleşemeyeceğine dair güçlü psikolojik deliller var. BM' güçlerinin bu olaya nasıl oyun gibi baktığı, orada bulunduğu süre içinde nasıl bir duyarsızlık ve "adam sendecilik" içinde olduğu kimi zaman komik, kimi zaman acıklı dokunuşlarla işleniyor. Filmde bir Fransız çavuş dışında kimse olayın gerçek yönüyle yani kısılıp kalmış çaresiz üç insanın derdiyle ilgilenmiyor: Milliyet, ego, iktidar ve politika ekseninde, Avrapa'nın orta yerinde çıkmış ama Avrupa'nın utancı olmuş; belirsiz ve neredeyse herşeyin mübah olduğu savaşın sözde kahramanlarına, medyaya da gereken cevabı veriyor yönetmen. Tanavic'in bu savaş karşıtı filminde rahatsız edici olan tek şey savaşı Türkiye'den izlemiş ve yüreği ağzına gelmiş bizler için "cani millet" olarak kodlanmış Sırpların yeterince "kötü" görünmemesi. Boşnaklara özgü mizah duygusu ile Avrupa soğukkanlılığı birleşince böyle oluyor demek ki; gerçi, tehlike geçmemişken Bosna hâlâ pimi çekilmiş bir bomba üzerinde hareketsiz yatmaya mahkumken, neyi ne kadar söyleyebilirsiniz ki? Yinede yönetmen birşeyler anlatmaya çabalamış bu yüzden takdiri hakediyor..Son olarak terör bir ülkenin kaderi olmamalı.Aydınlık,barış içinde bir dünya hayal olarak kalmamalı.Bize düşen birbirimize sıkıca sarılmak. Unutmayalım din,dil,ırk ,siyasi görüş vs.hepsi boş. Hepimiz doğup ölüyoruz.Tek gerçek insan olmak ve insan kalabilmek…SİNEMAKAFASI 10 / 8.0